Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

Son Mektup: Bir Aşk Hikayesi

“Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında, yeniden” (André Gorz, “Son Mektup: Bir Aşk Hikayesi”, Çev. A. Özgüner, Ayrıntı, 2007: 11).

*

Fransız gazeteci ve felsefeci André Gorz, ayrılık düşüncesine dayanamayarak, bu satırları ölümcül hasta eşi Dorine için (her ikisi de aynı anda intihar etmeden yaklaşık bir yıl önce) yazar.

Okur olarak, her şeyi birlikte yaşamış iki hayat arkadaşının elli sekiz yıl, tamı tamına yarım yüzyıl ve üstüne sekiz yıl süren dokunaklı birlikteliğinin son anlarına tanık oluruz.

Andre Gorz’un üslubu sade ve etkileyicidir.

Sayfalar arasında duyguların en saf hali ile yüzleşiriz:

“Kendi kendime şöyle dedim: Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız” (2007: 14).

“Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım” (2007: 25).

“Mesele şu: Aşk tutkusu, ötekiyle ve yalnız onunla, ruh ve beden olarak salınıma girmenin bir biçimidir. Felsefenin berisinde ve ötesindeyiz” (2007: 27).

“Keşke kafandan nelerin geçtiğini bilebilseydim derdin bazen, dalıp gittiğim uzun sessizlikler karşısında. Ama kendin de aynı yoldan geçtiğin için biliyordun aslında: En anlaşılır kuruluşunu arayan bir kelime akışı; durmadan değiştirilip düzeltilen cümle parçacıkları, bir parola ya da bir simge onları hafızaya kaydetmeyi başaramazsa akılda kalmama tehlikesi gösteren oluşum halindeki düşünceler. Bir yazarı sevmek, onun yazmasını sevmektir, diyordun. Öyleyse yaz!" (2007: 29).

*

21 Mart-6 Haziran 2006 tarihleri arasında yazılmış olan mektup Gorz ve eşi hâlâ hayattayken aynı yıl kitap olarak yayınlanır.

Kitap, çiftin birkaç güzel fotoğrafıyla desteklenmiş uzun bir anlatıdır.

Tanışmalarını, evliliklerini, yaşadıkları ekonomik zorlukları, yaşama dair korkularını, üzüntülerini, sevinçlerini, hissettikleri duyguları en saf haliyle yansıtan otobiyografik bir eserdir.

Mektup Dorine’ye yazılmış olsa da daha çok Gorz ve onun kişiliği, duyguları ve kişisel muhasebesi hakkında bilgi verir.

Mektup, tıpkı başladığı gibi, girişindeki sözlerin tekrarıyla sona bağlanır (2007:61):

“Seksen iki yaşına yeni girdin. Hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.”

“…Senin yakılma törenine katılmak istemiyorum; elime, içinde küllerinin bulunduğu bir kavanoz vermelerini istemiyorum.”

“…İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik.”

*

Andre Gorz’un yaşam öyküsüne kısaca değinelim.

Yahudi bir tüccar ile Katolik bir sekreterin oğlu olarak 9 Şubat 1923’te Viyana'da doğan Gerhard Hirsch’in soyadı 1930 yılında yedi yaşındayken babası annesinin dinine geçmesi üzerine Horst olarak değiştirilir.

André Gorz ismi ise çok sonradan, babasının Avusturya-Macaristan ordusundaki gözlüğünde yazan isimden aldığı bir takma isimdir. Bu isimle “Modern Zamanlar” (Les Temps Modernes) dergisinde yazmaya başlar.

Avusturya'nın Naziler tarafından işgal edilmesinden bir yıl sonra, 1939'da Avusturya'dan kaçtıktan sonra, savaş boyunca Lozan'da eğitim görür ve burada Fransızcasını geliştirerek kimya mühendisliğinden mezun olur.

Gorz, 1949 yılında İsviçre'de tanışıp evlendiği İngiliz eşi Dorine ile Paris'e taşınır.

Paris yılları ikisi için de hem düşünsel hem de politik olarak bir olgunlaşma dönemidir. Bu dönemden itibaren birlikte yazar, düşünür ve hareket ederler.

1952'de “Paris-Basın” (Paris-Presse) ile Michel Bosquet adıyla gazetecilik kariyerine başlar. Bu isimle 1955 ve 1964 yılları arasında cesur üslubu sayesinde ün kazanır.

1961’de fikirlerine hayran olduğu Jean-Paul Sartre'ın “Modern Zamanlar” (Les Temps Modernes) isimli dergisinde yayın kurulu üyesi olarak çalışmaya başlar. Ayrıca, sol görüşlü haftalık “Yeni Gözlemci” (Le Nouvel Observateur) dergisinin kuruculuğunu yapar.

Gazetecilik mesleğinin yanı sıra felsefe ve siyaset kuramı alanlarında çalışmaları olan Gorz, Jean-Paul Sartre'ın varoluşçuluk akımının bir temsilcisidir.

Gorz’un fikirlerini şekillendiren ve yazılarına yön veren üç temel unsur, Marx, Sartre ve 1968 yılının toplumsal hareketidir.

Mayıs 1968 Paris olaylarında oynadığı aktif rol ile felsefeci Herbert Marcuse ve Ivan Illich'in yazılarını, Fransız dinleyici kitlesine tanıtmakta etkili olur.

Bir dönem çığır açan “Politika olarak Ekoloji” (Ecology as Politics) (1975) kitabı ile “Yeni Sol” ve “Politik Ekoloji” fikirlerinin gelişmesine öncülük yapar.

Gorz’un eserlerinin birçoğu Türkçe olarak yayınlandığını da hemen belirtelim.

Önemli eserleri arasında “Maddesiz”, “Yaşadığımız Sefalet”, “İktisadi Aklın Eleştirisi”, “Ekolojik Kızıl Hat” ve “Kapitalizm, Sosyalizm, Ekoloji” sayılabilir.

*

André Gorz, 22 Eylül 2007 Cumartesi günü Vosnon'daki (Aube) evinde, 84 yaşında, omurilik ve sinirlere sirayet eden ve günden güne kötüleşmesine neden olan dejeneratif bir hastalıktan (araknoid) muzdarip olan eşi Dorine ile aynı anda intihar etmiştir.

Eve girenler onları yan yana yatarken bulmuşlardır.

Ölüm haberi oldukça dokunaklıdır:

"Gérard Horst ve eşi Dorine yaşamları süresince olduğu gibi ölümlerinde de bir arada kaldılar."

*

Gorz’un eşine yazdığı mektup bize ne anlatıyor?

Fransa’da entelektüel solun büyük figürlerinden biri olarak anılan Gorz’un mektubu, savunduğu fikirlerin dışında onun eşine olan aşkı ve bağlılığıyla beraber, gelecek nesillere sade, mütevazı, dürüst ve erdemli bir yaşamın nasıl olması gerektiğinin ipuçlarını veriyor, diyebiliriz.

Bu vesileyle…

Hızlı tüketime ve karşılıklı tüketmeye dayalı plastik ilişkilere inat; ölümsüz aşklar, hesapsız, karşılıksız, sahici sevgiye dayalı bağlılıklar üstüne düşünelim.