Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Tarihin Akışını Değiştiren Mektuplar: Gandhi ve Tolstoy

Mahatma Gandhi olarak bilinen Mohandas Karamchand Gandhi (1869-1948), Hindistan'ın kolonici İngiliz yönetimine karşı Hint direniş hareketinin liderliğini yapmış, ülkesini bağımsızlığa götüren süreçte efsaneleşmiş bir sosyal aktivist, hümanist bir siyasetçi, başarılı bir avukat ve yazardır.

Emperyalizme karşı mücadelede Atatürk ve Mandela gibi dünyadaki çeşitli özgürlük hareketlerine ilham kaynağı olan önemli liderlerden ve fikir insanlarından biridir.

Hint halkı için yaptıklarıyla “Ulusun Babası” olarak isimlendirilmiştir.

Dünya çapında milyonlarca takipçisinin gözünde "Büyük Ruh" veya "Mahatma" yani “Aziz” olarak kabul edilir.

*

Lev Nikolayevich Tolstoy (1828-1910) iki büyük romanı “Savaş ve Barış” ile “Anna Karenina” ile gerçekçi kurgunun zirvesinde yer alır. Rus edebiyatının iki devinden biridir. Diğer dev Dostoyevski, ondan yaşayan tüm roman yazarlarının en büyüğü olarak bahsetmiştir.

Tolstoy'un çağdaşları üzerindeki etkisinin çok büyük olduğunu tekrar etmek yersizdir. Tarihin akışına etkisi olduğunu vurgulamak ise elzemdir.

1908'de Hindistan'ın İngiliz sömürge yönetiminden bağımsızlık kazanması için şiddetsizliğe dayalı direnişe olan inancını özetlediği “Bir Hindu'ya Mektup” isimli eserini yazmış, Gandhi mektubun bir kopyasını Güney Afrika'da avukat olarak çalışırken okumuştur.

Tolstoy'un mektubu Gandhi için çok önemlidir. Tolstoy’a olan ilgisi ve sevgisini mektuplarında dile getirmiş ve bu ilgi karşılıksız kalmamış, karşılıklı birçok yazışmaya yol açmıştır.

Gandhi'nin Hindistan'a bağımsızlık kazandıran şiddete başvurmayan “pasif” direniş yaklaşımı benimsemesinde ve bu yaklaşımı bir fikir ve eylem hareketine dönüştürmesinde Tolstoy'un etkisi büyük rol oynamıştır.

*

Gandhi ile Tolstoy arasındaki yazışmaları okumak ve bu iki önemli fikir insanının düşüncelerini anlamak, Doğu ve Batı düşüncesindeki ortak noktaları anlamak açısından önemlidir.

Bu mektuplaşma, Tolstoy'un 7 Kasım 1910'daki ölümünden birkaç hafta öncesine kadar süren bir yıllık bir yazışmaya dönüşmüştür.

Gandhi, 1 Ekim 1909’da Tostoy’a gönderdiği mektupta yaklaşık üç yıldır Transvaal'da (Güney Afrika) olup bitenlere dikkat çekmiş, Hintli azınlığa karşı uygulanan baskı ve zorbalığa karşı verilen mücadeleden bahsetmiştir.

Tolstoy’un fikirlerinden etkilenen harekete destek amacıyla “Bir Hindu’ya Mektup” eserinin basılması için izin istemiştir:

“Arkadaşımın niyeti, masrafları kendisine ait olmak üzere 20.000 nüsha bastırıp dağıtmak ve tercüme ettirmektir. Bununla birlikte, aslını temin edemedik ve nüshanın doğruluğundan ve sizin mektubunuz olduğundan emin olmadıkça, onu basmakta haklı görmüyoruz. Buraya nüshanın bir nüshasını da eklemeye cüret ediyorum ve bunun sizin mektubunuz olup olmadığını, doğru bir nüsha olup olmadığını ve yukarıdaki şekilde yayınlanmasını onaylayıp onaylamadığınızı bana bildirirseniz, bunu bir iyilik olarak kabul edeceğim. Mektuba başka bir şey ekleyecekseniz, lütfen ekleyin.”

*

Tolstoy, Gandi’yi 7 Ekim 1909’da cevaplamıştır:

“Az önce bana büyük zevk veren çok ilginç mektubunuzu aldım. Tanrı, Transvaal'daki tüm sevgili kardeşlerinize ve iş arkadaşlarınıza yardım etsin. Kibarlık ve gaddarlık, bir yanda alçakgönüllülük ve sevgi, diğer yanda kibir ve şiddet arasındaki bu mücadele, burada da bize kendini her zamankinden daha güçlü bir şekilde hissettiriyor- özellikle de dini yükümlülükler ile Devletin yasaları arasındaki keskin çatışmalarda. Askerliğe vicdani ret. Bu tür itirazlar çok sık oluyor.”

“Bir Hindu'ya Mektup”u yazdım ve (İngilizce'ye) tercüme edilmesinden çok memnunum. Krishna hakkındaki kitabın adı size Moskova'dan bildirilecek.”

“…Baskınıza yardımcı olmak bana büyük zevk verecektir. Hint lehçelerine çevrilmiş yazılarımın yayınlanması ve dağıtılması benim için ancak bir zevk meselesi olabilir.”

Telif hakkının parasal olarak ödenmesi sorununun dini taahhütlerde yer almasına kesinlikle izin verilmemelidir.”

“Kardeşçe selamlarımı iletiyorum ve sizinle şahsen temasa geçtiğim için mutluyum.”

*

Gandhi ile Tolstoy arasında devam eden yazışmalarda zenginleşen karşılıklı güven sonucunda, Tolstoy’un “sevgi yasası” olarak ifade edilebilecek fikirleri Gandhi tarafından benimsenerek bir ulusun direnişi için zemin oluşturmuştur.

Tolstoy'a göre, insan uygarlığı yüzyıllar boyunca hayatta kalmak için şiddet yolunu seçmiştir. Ancak Tolstoy bu yaşam biçiminin, kendi deyimiyle doğal "sevgi yasası”na aykırı olduğuna inanır.

“Bir Hindu'ya Mektup”un her bölümünü Lord Krishna'dan (Mahabharata) bir pasajla açan Tolstoy, şiddeti teşvik eden sahte dini ve sözde bilimsel ideolojilere meydan okumuştur.

Tolstoy'a göre "eski ve basit bir gerçek" vardır, o da "İnsanların birbirine yardım etmesi ve birbirini sevmesi doğaldır, ama birbirine eziyet edip öldürmemesi doğaldır."

Gandhi'nin şiddetsiz “pasif” direnişi savunma konusundaki inançlarını güçlendiren Tolstoy, "İnsanlığı tüm kötülüklerden kurtarmanın tek yolu aşktır ve sevgide, insanlarınızı kölelikten kurtarmanın tek yöntemine sahipsiniz... Sevgi ve kötülük yapanlara karşı zorla direniş, aşk anlayışının tüm anlamını ve anlamını tamamen yok edecek kadar karşılıklı bir çelişki içerir,” diye yazmıştır.

Tolstoy, vefatından yaklaşık 8 hafta önce, 7 Eylül 1910'da Gandhi'ye yazdığı başka bir mektupta konuya daha büyük bir inançla dönmüştür:

“Ne kadar uzun yaşarsam -özellikle şimdi ölümün yaklaştığını açıkça hissettiğimde -her şeyden daha güçlü hissettiğim şeyi ve bence çok önemli olan şeyi, yani feragat dediğimiz şeyi ifade etme isteğim artıyor. Zorla tüm muhalefet, bu gerçekten basitçe, safsatalarla saptırılmamış 'sevgi yasası' öğretisi anlamına gelir. Aşk ya da başka bir deyişle, insanların ruhlarının birlik olma çabası ve bunun sonucunda ortaya çıkan birbirlerine boyun eğme davranışları, her insanın bildiği ve kalbinin derinliklerinde hissettiği (ve en net olarak çocuklarda görürüz) ve dünyevi düşüncelerin yalancı ağına karışana kadar bilir... Herhangi bir güç kullanımı sevgiyle bağdaşmaz.”

*

Gandhi, Tolstoy'un “Bir Hindu'ya Mektup” adlı eserine yazdığı önsözde, Rus yazarın Kırım Savaşı'nda (1853-56) bir asker olarak yaşadığı deneyimin ona şiddetin neler yapabileceğine dair benzersiz bir fikir verdiğini belirtir. Gandhi, İngilizleri şiddet kullanarak değiştirme fikrinin daha kötü bir sonuçla sonuçlanıp sonuçlanmayacağını sormaya devam eder.

Gandhi, "İngilizleri Hindistan'da istemiyorsak bedelini ödememiz gerekir. Tolstoy'un belirttiği gibi: Kötülüğe (şiddetle) direnmeyin, ama aynı zamanda kötülüğe de izin vermeyin… dünyadaki hiç kimse sizi köleleştiremez.”

Gandhi, Tolstoy’un fikirlerinde yeni bir şey olmadığını ama bunları etkileyici ve gerçekçi bir biçimde sunduğunu ve dahası fikirlerini uygulanabilir kıldığını, bu yüzden özel olduğunu düşünmüştür.

*

Tolstoy’un Gandhi üzerindeki etkisi o kadar büyüktür ki, arkadaşı Hermann Kallenbach ile Güney Afrika'daki çiftliklerine “Tolstoy Çiftliği” adını vermişlerdir.

1910 yılında kurulan çiftlik, Hintlilerin Güney Afrika'nın Transvaal eyaletinde karşılaştıkları ayrımcılığa karşı yürüttüğü “Satyagraha” yani “şiddetsiz direniş” hareketi için bir karargâh görevi görmüştür.

Burada hakikat, şiddetsizlik ve namus gibi değerlere vurgu yaparak ağır el işçiliği yoluyla kendi kendine yetme fikirlerini uygulamaya çalışmışlar ve buradaki deneyimleri, daha sonra bir çeşit kendi kendine yeten bir ekonomik düzeni işaret eden Swadeshi Hareketini etkilemiştir.

Gandhi'nin ilk biyografi yazarı Rahip Joseph Doke, "Şüphesiz Kont Tolstoy onu (Gandhi'yi) derinden etkilemiştir" diye yazmıştır. "Yaşlı Rus reformcu, yaşamının sadeliği, sözlerinin korkusuzluğu ve savaş ve çalışma konusundaki öğretisinin doğası bakımından Bay Gandhi'de sıcak kalpli bir öğrenci bulmuştur."

*

Tolstoy’un ölümü ertesinde, 26 Kasım 1910 tarihli “Indian Opinion” (Hint Görüşü) gazetesi ilk sayfadan şunları yazmıştır:

“Merhum Kont Leo Tolstoy hakkında ancak saygıyla yazabiliriz. Bizim için çağının en büyük adamlarından birinden daha fazlasıydı. Mümkün olduğunca ve anladığımız kadarıyla onun öğretisini takip etmeye çalıştık. Bedensel yaşamının sonu, kendi benzersiz tarzıyla başlattığı insanlık çalışmasına son rötuşunu yaptı. Tolstoy ölmedi; dünya çapında sayısız takipçisinin yaşamlarında varlığı devam ediyor. Zaman geçtikçe, öğretisinin insanlığa giderek daha fazla nüfuz edeceğine kesinlikle inanıyoruz. Dindar bir Hıristiyan olmasına rağmen, yalnızca Hıristiyanlığı gerçekten yorumlamakla kalmadı, aynı zamanda büyük dünya dinlerinin altında yatan öz hakkında gerçekçi bir sunum yaptı ve en azından Avrupa'da başka hiçbir öğretmenin günümüz uygarlığının göstermediğini gösterdi, insan, kendisini gerçekleştirmeden önce, tüm eylemlerinde kaba kuvvetin yerine sevgiyi koyması gerekir…”