Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789

Gizemli Haritacı Piri Reis

1513 yılında Gelibolulu bir Türk amiral dünyayı harita biçiminde belgelemek üzere yola çıkar.

Kıyı şeritleri ve kıtalar hakkında engin bilgi sahibi bu adam, haritayı ceylan derisi üzerine yirmi farklı kaynaktan yararlanarak çizer ve her eklemede mevcut çalışmalardan alıntılar yapmaya özen gösterir.

Öyle ki, kullandığı bazı kaynakların tarihi MÖ 400'lere kadar uzanmaktadır.

Yararlandığı kaynaklar arasında, 2. Yüzyıl Helenistik ve Yunan toplumlarını içeren Batlamyus/Ptolemaios haritaları, Portekiz haritaları, Arap haritası ve Kristof Kolomb'un haritası vardır.

Belgelediği kıtaların ve coğrafi bölgelerin çoğunu bizzat ziyaret etmediği elbette açıktır. Ancak yine de eserleri akademik olarak değerlidir.

Kristof Kolomb tarafından elle çizilmiş orijinal bir haritaya sahip olması onun çalışmalarının ayrı bir değere sahip olduğuna işaret eder.

Kolomb haritası, yirmi yıl önce onunla denize açılmış olan amcasının vasiyeti üzerine kendisine bırakılmıştır. Bu harita Kolomb'un 'kayıp haritalarından' biridir, dolayısıyla Kolomb’un haritasından yola çıkarak yapmış olduğu yeniden canlandırma, dönemin bilinen tek temsilidir.

*

Piri Reis, 1513 tarihli Piri Reis Haritası dışında bir harita koleksiyonu ve denizci rehberi olan Kitab-ı Bahriye'yi veya Denizcilik Meseleleri Kitabı ile tanınan, Osmanlı İmparatorluğu donanmasında görevli bir Türk Amiralidir.

1460'ların sonunda Gelibolu olduğu düşünülen yerde (tam yeri kesin olarak bilinmemektedir) Ahmed Muhiddin Piri olarak doğmuş ve daha sonra Mekke'ye Hac ziyaretini tamamladıktan sonra adının önüne "Hacı" unvanını almıştır; Kanuni Sultan Süleyman tarafından kendisine verilen Reis unvanı da kazanılmış bir unvandır.

Piri Reis, siyasi ve askerî açıdan çok hareketli bir imparatorluk döneminde yaşamıştır. Meşhur haritasının yapımından kısa bir süre önce Osmanlı İmparatorluğu Doğu Akdeniz'deki rakiplerine, özellikle de Venedik ve Cenevizlilere karşı bir dizi zafer kazanmış, Kolomb Yeni Dünya'yı keşfetmiş ve İspanya dünyanın en büyük deniz gücü haline gelmeye başlamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu, gelişmiş ve modern bir donanma sayesinde Akdeniz'in geniş bir bölümünü ele geçirmeyi başararak İspanyollar ve Venediklilerin Akdeniz'deki deniz hâkimiyetine ortak olmuştur.

Kısa ömürlü olmasına rağmen Piri Reis, uluslar arasındaki bu geçiş döneminde başarılı bir amiral ve yetenekli bir haritacı olarak nam salmıştır.

*

Piri Reis, gençliğinde Venedikliler, Ceneviz ve İspanyol gemilerine kimi zaman küçük çaplı kimi zaman da hatırı sayılır ölçüde zararlar veren bir korsan olduğunu ve amcası kaptan Kemal Reis’le birlikte bir süre Akdeniz’de korsanlık yaptıktan sonra devlet hizmetine girdiğini eseri Kitab-ı Bahriye isimli eserinden öğreniyoruz.

Onun profesyonel denizcilik serüveninin 1495-96 tarihlerinde II. Bayezid tarafından devlet hizmetine çağrılan kaptan amcası Kemal Reis’le denize açılmasıyla birlikte başladığı söylenebilir.

Bu görevler sırasında İskenderiye, Rodos, Modon, Koron, Navarin seferlerinde amcasının yanında yer aldı.

Kuzey Afrika’da ve Endülüs’teki Müslümanların korunması, İspanyollarla yapılan savaşlarda Memlükler’e silah yardımı yapılması gibi görevlerde de amcası ile birlikteydi.

Kemal Reis’in 1510’da ölümü Piri Reis’in hayatında yeni bir başlangıç oldu.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde Kaptanıderyâ Câfer Bey kumandasındaki filoda bir gemi reisi olarak görev aldı. 1513’te ilk haritasını Padişah huzurunda sundu.

Yavuz Sultan Selim’in haritanın Doğu kısımlarını gösterip hedeflerinin bu bölge olacağını söylediği rivayet edilir. Zaten Yavuz Sultan Selim’in yaklaşık sekiz yıllık hükümdarlığı döneminde Batı’dan çok Doğu’ya seferler düzenlenmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları iki buçuk kat genişlemiştir.

Piri Reis, Kanûnî Sultan Süleyman’ın 1521 Belgrad seferi sırasında Tuna donanmasında bulunmakla birlikte, ertesi yıl gerçekleştirilen Rodos Seferi’ne de katıldı.

Pargalı İbrahim Paşa’nın filosunda ve büyük amirallerden Barbaros Hayreddin Paşa’nın donanmasında görev aldı. Korfu kuşatmasına katıldı.

1525'te gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye'sini İbrahim Paşa’nın desteğiyle Kanuni Sultan Süleyman’a takdim etti.

1528’de haritasını geliştirdi, eklemeler ve düzenlemeler yaptı.

1533 yılında Barbaros Hayreddin Paşa kaptanıderya oldu. Pîrî Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) olarak görevlendirildi.

Uzun bir süre Akdeniz ve Mısır kıyılarında kaptan olarak görev yaptı.

Portekizlilerle yapılan bir deniz savaşı sırasında Hürmüz Adası’nı ele geçirmek için yapılan taarruz ve kuşatma neticesinde yaşanan birtakım başarısızlıklar ve gecikmelerden ötürü üstüne atılan iftiralar neticesinde Basra Valisi tarafından Mısır Valisi’ne şikâyet edildi.

Bunun ertesinde tutuklandı. Kuşatmayı kaldırdığı ve donanmayı terk ettiği iddiasıyla suçlandı. Savunması yeterli görülmedi ve Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanı neticesinde 1554 yılında 80 yaşındayken Kahire’de boynu vurularak idam edildi.

İdamı ertesinde tüm mal varlığına devlet tarafından el konuldu.

*

Piri Reis büyük bir deniz komutanı olmanın yanı sıra döneminin en önemli haritacılarından ve denizcilik bilginlerinden biriydi ama onu meşhur kılan yegâne şey 1513 yılında tamamlamış olduğu dünya haritası çalışmasıdır.

Araştırmacılar Piri Reis'in haritasında Kanarya Adaları, Atlantik Adaları ve Atlas Okyanusu’nda bulunan Azor Adaları ve Japonya'ya ilişkin birçok açıklamanın ve çizimin yer aldığını görmüşler, bunun dışında haritada Antarktika'nın da tasvir edildiğini görünce hayrete düşmüşlerdir.

Harita, buzullara sahip olmayan çorak bir Antarktika kıyı şeridini gösteriyor gibi göründüğü için dikkat çekmiştir.

Araştırmacılar, haritanın doğru olması durumunda 1773'teki keşfinden yüzyıllar önce Antarktika’nın keşfedilmiş ve haritasının çıkarılmış anlamına geldiğini öne sürmüşlerdir.

“Antarktika’nın 1773 yılına kadar keşfedilmediği bilinmekteydi. O halde 260 yıl öncesine ait bir haritada nasıl yer alabilirdi?” sorusu bilim insanlarının zihnini meşgul etmiştir.

Bazı bilim insanları, Piri Reis'in haritasındaki Antarktika'nın gerçek kıtaya neredeyse hiç benzemediğine dikkat çekmişlerdir.

Fakat, bazı araştırmacılar Antarktika kara kütlesinin zaman içinde değişmiş olmasının mümkün olduğuna inanmaktadır.

Zamanla yapılan araştırmalar haritadaki bazı hataları ortaya çıkarmış, haritadaki "Antarktika" temsilinin Antarktika olmayabileceği fikri ağırlık kazanmıştır.

Yine de harita birçok yönüyle bilim insanlarının ilgisini çekmeye ve gizemini korumaya devam etmiştir.

*

Piri Reis’in becerisi ve dehasının en büyük özelliklerinden biri küresel bir perspektifte harita derleyerek bu alana bir yenilik getirmesidir. Kendisinden önceki Batılı haritacıların çoğu kopyacı iken Piri Reis yorumcudur.

Denizcilik görevleri süresince coğrafi ve denizcilik bilgilerini güncellemeye ve bunları haritaları ve yazıları aracılığıyla Osmanlı Donanması ve yönetimiyle paylaşmaya devam etmiştir.

Dahası, elyazması bir harita oluşturma fikrinin de ötesine geçmiştir.

O zamanın şartlarında mevcut coğrafya, mineraloji, botanik, zooloji, antropoloji, etnografya ve oşinografi gibi ansiklopedik, kapsamlı ve geniş bilimsel bilgiler ışığında bir eser ortaya koymuştur.

Lizbon Üniversitesi Fen Fakültesi Bilim Tarihi ve Felsefesi akademisyenlerinden Gregory C. McIntosh’a göre, Kitab-ı Bahriye, Arap ve Türk edebiyatına aşina görünen ve Portekizliler, İspanyollar, İtalyanlar, Araplar ve görünüşe göre Cava ve Doğu Asya'daki diğerlerinden gelen en son coğrafi ve kartografik bilgilere dayanan bir sanat eseridir.

Piri Reis'in antik efsaneleri, orta çağ edebiyatını ve Rönesans denizcilik bilimini harmanlaması, kaynaştırması ve uyumlu hale getirmesi, dünyanın iki büyük uygarlığının -Latin Franklar ve Osmanlı Türkleri- bütünleşmesinin kalıcı bir sembolünü yarattığı söylenebilir.

Piri Reis’i Doğu ile Batı, Orta Çağ ile Rönesans, Eski ile Yeni arasındaki coğrafi ve kültürel sınırlarda yer alan sıra dışı bir kişilik olarak değerlendirmek ve yeniden keşfetmek gerekiyor.

*

(Piri Reis Haritası ile ilgili yazılmış güzel bir makale olması açısından okuma önerisi: Gregory C. McIntosh “The Piri Reis Map of 1513: Art and Literature in the Service of Science” Seapower, Technology and Trade: Studies of Turkish Maritime isimli kitap içinde, s.367-379, Denizler Kitabevi, İstanbul, 2014 https://www.researchgate.net/publication/286455909)