Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

Neandertal

Son günlerin en dikkat çeken gelişmelerinden biri, 2022 Nobel Fizyoloji/Tıp Ödülü'nün soyu tükenmiş Neandertal DNA'sının sırlarını çözen çalışmaları ve insan evrimi hakkındaki bulguları nedeniyle İsveçli bilim insanı Svante Pääbo'ya verilmesi.

Pääbo'nun, modern insanın genomunun, yani genetik şifrelerinin, diğer insansıların (Neandertaller ve Denisovalılar) genomu ile karşılaştırılmasına olanak tanıyan yeni tekniklerin geliştirilmesine öncülük ettiği ifade ediliyor.

Neandertaller ve Denisovalılar birlikte fosilleşen kardeş türler olarak sınıflandırılıyorlar. Denisovalıların en az 48 bin-60 bin yıl öncesine kadar Denisova Mağarası'nda yaşadıkları ve on bin yılı aşkın bir süredir yaşadıkları Altay Bölgesi'nin ana yurtları olduğu söyleniyor.

Bilindiği gibi, günümüz insan türüne en yakın insansı olan Neandertal insanına ait kemikler ilk olarak 19. yüzyılın ortalarında keşfedilmiş olmasına rağmen, bilim insanları türler arasındaki bağlantıları daha yeni yeni ortaya çıkarıyorlar.

Ren geyiği gibi artık Avrupa'dan yok olan türler ve tüylü gergedan gibi uzun zaman önce soyu tükenmiş hayvanlarla birlikte var oldukları gerçeği dışında, Neandertallerin ne kadar uzun süre önce yaşadığından kimse emin değildi.

Yaklaşık 350 bin yıl önce anatomik olarak farklı bir tür olarak ortaya çıktıkları ve dahası yaklaşık 40 bin yıl önce tamamen ortadan kaybolmadan önce altı küresel iklim döngüsünde hayatta kalmayı becerdikleri tespit edilmiş durumda.

Aşırı soğuktan kaçınmayı tercih ettikleri ve Galler'den Filistin'e, oradan Orta Asya ve Sibirya'ya kadar uzanan bozkır, tundra, orman ve kıyılara adapte oldukları, ateş kullandıkları, ölülerini gömdükleri, bitkileri kullanarak kendilerini tedavi edebildikleri düşünülüyor.

Neandertallerin tür olarak bugünkü insan türüne çok benzer bir yaşam döngüsüne sahip olduğunu araştırmalar gösteriyor. Ancak, Neandertallerin fiziksel gelişimlerinde de insana benzer bir gelişim içinde olup olmadıkları konusunda yıllardır tartışmalar sürüyor.

Neandertallerin fiziksel gelişiminin günümüzdeki goril ve benzeri primatlar düzeyinde gerçekleşip gerçekleşmediği, bir zamanlar modern insanlara özgü olduğu düşünülen daha sistematik bir evrim geçirip geçirmediği önemli bir araştırma konusu.

Yapılan çalışmalar modern insan genomlarının, Neandertallerden ve büyük maymunlardan farklı genetik özelliklerini de ortaya koyuyor. Bu farklar, fizyolojik olarak modern insanı modern yapan temel genetik değişimlerin açıklanmasına da yardımcı oluyor.

Söz konusu genetik değişimler, günümüz insanlarının bilişsel yeteneklerini şu anda soyu tükenmiş insansılarından ayıran şeyin ne olduğunu anlamanın anahtarı olabileceği düşünülüyor.

Pääbo'nun çalışması bu önemli konunun açığa çıkması ve insan evrimine ışık tutması açısından önem teşkil ediyor.

*

En son kuzeybatı İspanya'da yaklaşık 49 bin yıl öncesine tarihlenen 2 bin 500'den fazla Neandertal kalıntısı içeren bir mağara sistemi olan El Sidrón keşfedilmişti. Bulunan kemik parçalarının muhtemelen aynı kabileden yedi yetişkin ve altı genç Neandertale ait olduğu iddia edilmişti.

Svante Pääbo'nun araştırması Neandertallerin insanların en yakın akrabaları olduğunu iddiasını güçlendiriyor. Günümüzde Afrikalı olmayan insanlarının genomunın hâlâ yaklaşık yüzde 2 düzeyinde Neandertal DNA'sı içerdiği fikrini destekliyor.

Gelecekte, modern insanların neden karmaşık bir kültür ve teknoloji geliştirdiği ve bu sayede neredeyse tüm gezegeni nasıl kolonileştirdiği de açıklığa kavuşturulabilir.

Özetle antropoloji, biyoloji, tıp ve arkeoloji insanın geçmiş fiziksel/biyolojik ve toplumsal/kültürel gelişim, değişim ve dönüşümüne ışık tutmaya devam ettiği için bu tür araştırmalar önem teşkil ediyor.

*

"Homo Sapiens" terimi Latince "akıllı, bilge" anlamına gelen “Sapiens” kelimesinden geliyor. "Sapiens" ise "akıllı olmak, bilge olmak, bilmeye cesaret etmek" anlamına gelen "Sapere" fiilinden geliyor.

Homo Sapiens, “akıllı, bilen insan” demek.

İnsanı diğer türlerden ayıran temel özelliğinin akıl sahibi olması, bilgi üretmesi ve bilgiyi gelecek kuşaklara aktarabilmesi olduğu öne sürülür.

Delphi tapınağının girişinde altın harflerle Yunanca, “Gnothi seauton” yazdığı söylenir.

Matrix filminde Kahin'in mutfağının girişinde Latince “Nosce te ipsum” yazılıdır.

Yani, "Kendini bil!"

Sözün özü, insanın kendisini bilmesi çok önemli.