Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Mutluluk

Alper Sezener

Mutluluk nedir?

Hazzın azami ölçüde yaşama sirayeti, acılara karşı mücadele, erdemli bir duruş, refah ve zenginlik ya da sevgi ve aşk ile sınırları çizilmiş bir yaşam, her şeyi olduğu gibi kabullenmek ya da her türlü kötülüğü unutabilmek…

Nazım Hikmet (1902-1963) 1961 yılında yazdığı “Saman Sarısı” şiirinde ressam, yazar ve sinemacı kimliğiyle tanınan dostu Abidin Dino’ya (1913-1993) seslenir:

“sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin

işin kolayına kaçmadan ama

gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil

ne de ak örtüde elmaların

ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini

sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin”

Abidin mutluluğun resmini yapabilir mi gerçekten?

Yapsa yapsa ancak “bir mutluluğun” resmini yapabilir. Kendi bildiği, gözlemlediği, deneyimlediği mutluluğu tualine yansıtabilir. Her tekil mutluluk özünde kendine hastır çünkü. Tüm mutlulukları kapsayacak tümel bir mutluluk resmi çizmek mümkün değildir.

Yoksa mümkün müdür, herkesi mutlu edecek tek bir resim, tek bir roman, tek bir sinema filmi ya da tiyatro oyunu yaratabilmek?

*

“Mutluluk” meselesi eski ve derin bir mesele. Felsefenin, insani bilimlerin ve en çok da sanatın irdelediği bir mesele.

Yunan mitolojisinde bir hikâyede, insanlar mutluluğu arasın ve böylece “mutluluk” kıymetli olsun diye tanrıların onu saklamaya karar verdiklerinden bahsedilir. Tanrılardan biri der ki, “Göklerin en uzağına saklayalım”; İkincisi, “Denizin en dibine saklayalım”; Üçüncüsü “Ormanın en kuytusuna saklayalım,” diye önerir. Sonuncusu ise "İçlerine saklayalım. Oraya bakmak akıllarına gelmez" der ve öyle yapmaya karar verirler.

Böylece, insan mutluluğu hep dışarıda ararken ömrünü geçirir, mutluluğun içinde olduğunun farkına varan çok az sayıda insan ona sahip olma şansına erişir.

Asya düşüncesinde de “mutluluk” önemli bir yer tutar. Japon mitolojisinde mutluluk tanrısı Jurojin vardır. Çin mitolojisinde ise Fu Xing Gökyüzünde Jüpiter gezegeninde ikamet eden ve insanlara mutluluk dağıtan bir tanrıdır.

Semavi dinler açısından mutluluk kalpte ikamet eden bir duygudur. İç huzuru, sükûnet, esenlik duygusu ve erdemli bir mizaç ile karakterize edilir. Hem içe hem de dışa yönelik doğru davranışların bir sonucu olarak ortaya çıkar ve güçlü bir inançtan ilham alır. Mutluluk, kişinin kontrol algısıyla, hayatını bilinçli bir şekilde kontrol edebilme becerisiyle doğrudan ilişkilidir. En büyük mutluluk, Allah'a imandır.

Buddha'ya göre mutluluğa giden yol, acı çekmenin temel nedenlerini anlamakla başlar. Yüksek özbilinç ve özfarkındalık mutluluğa giden yolda olmaktır.

*

“Mutluluk” kavramının mitolojiler ve dinler dışında ilkçağ filozoflarının en temel merak konularından biri olduğunu görürüz.

Protagoras (M.Ö. 486-411) için mutluluk, kişisel arzuların gerçekleştirilmesiyle ulaşılabilecek yaşam zevklerinden gelen en büyük duygu olarak görülmüştür. Bu nedenle arzular ne kadar çok yerine getirilebilirse o kadar mutlu olunur.

Öte yandan Sokrates (MS 469-399) için mutluluk haz arayışıyla değil erdemle elde edilir, bu yüzden bizi yüksek iyiye götürebilecek felsefe aracılığıyla mutluluğa ulaşmak bize ve şansımıza bağlıdır. İyi bir vatandaş olarak görevlerimizi yerine getirerek ve aklımızı kullanarak mutluluğa ulaşabiliriz. "Mutluluğun sırrı daha fazlasını aramak değil, az şeyden zevk alma yeteneğini geliştirmektir."

Platon (M.Ö. 427-347) mutlu bir yaşamın, tam bir neşe içinde tatmin etmeye çalışılacak arzularla dolu bir yaşam olduğuna inanmıştır.

Aristoteles (M.Ö. 384-322) akla ve ruha uygun ve erdemli yaşama üstünde durmuştur. Ona göre, genellikle "mutluluk" ya da bazen "iyi olma" olarak tercüme edilen eudaimonia, tüm insani eylemlerin amacı olarak tanımlamıştır. Bu şekilde mutlu olma potansiyeline sahip olmak, genellikle ahlaki (veya etik) erdem (veya mükemmellik) olarak tercüme edilen iyi bir karakteri (ēthikē aretē) zorunlu olarak gerektirir.

Örneğin, Epikuros (M.Ö. 341-270) Mutluluk Okulu'nu kurarak mutluluğu aşktan ziyade dostlukla birleştirmiştir. Para kazanmak için değil, sadece yaptığımız işin iyiliği için çalışırız. Mutluluk, tanrı ve ölüm korkusu, geleceğimize güvenmek ve kesinlikle gerekli olmayan şeyleri arzulamak gibi bizi rahatsız eden şeyleri ortadan kaldırarak verilir, ancak bu şekilde bedenimizde ve ruhumuzda acı çekmeyiz ve gerçekten mutlu oluruz.

Epikuros'a göre mutluluğun gerçek kaynağı, hepimizin uğruna çabalaması gereken, hayatımızın gerçek amacı olan hazdır. Pratikte haz, ruhumuzda acı ve rahatsızlığın olmamasıdır. İçmek ve yemek gibi doğal zevkler en önemlileridir ve gerçekten yaşamaya değer olanlardır, bu nedenle yaşamın her anından son anıymış gibi zevk almak, gelecek hakkında endişelenmeden yaşamın bize ayıracağı şeylerle yetinmeye çalışmak, önemlidir. Ona göre, "Bilgeliğin mutlu bir varoluş için sağladığı her şeyin en büyüğü” ise “dostluktur."

"Hiç kimse kendisi yüzünden mutsuz değildir" diyen Seneca (MÖ 4-M.S. 65), mutluluğu erdem ve arzularımıza göre tek başına fethedilecek bir dağın zirvesi olarak görmüştür. Mutluluk asla geçmişte ya da gelecekte değil, şimdiki zamandadır, şimdiki zamanda yaptığımız eylemlerden kaynaklanır ve insan kalbinin sesini dinlemelidir.

*

Diğer yandan, insan felsefesinin önemli filozoflarından Friedrich Nietzsche Deccal’de şöyle yazar:

“İyi nedir? İnsanda güç duygusunu, güç istemini, gücün kendisini yükselten şey. Kötü nedir? Zayıflıktan doğan her şey. Mutluluk nedir? Gücün büyüdüğü duygusu -bir engelin aşıldığı duygusu.”

“Hayat Dediğin Nedir ki?” kitabında ise “Mutluluk, unutabilmektir” der.

Nietzsche’ye fikirleriyle rehberlik yapmış olan Arthur Schopenhauer’a göre, “Mutluluk bir rüyadır, acıysa bir gerçek,” “çok mutsuz olmamanın en güvenilir yolu, çok mutlu olmayı istememektir,” ve Zamyatin “Biz” isimli distopik romanında “mutluluk, hiçbir arzunun olmaması demektir” diye yazar. Çünkü, “arzular acı vericidir.”

“Mutluluk, bizim olmadığımız yerdedir” diye yazar Rus romancısı Turgenyev, Babalar ve Oğulları’nda.

Alan Badiou’ya göre, “Her mutluluk sonsuza dair sonlu bir zevktir.”

Freud’a göre, “İnsan yaşamının amacı, haz ilkesinin yönetimindeki mutluluk arayışıdır.”

*

Mutluluk kelimesinin sözlük karşılığına gelince…

Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre “mutluluk”, bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, mut (I), ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık anlamına gelir.

Nişanyan Sözlüğüne göre, Türkiye Türkçesi “umutlu” sözcüğünden evrilen “mutlu” kelimesi ile ilişkilidir.

Arapça sˁd kökünden gelen saˁāda(t) سعادة “bahtı yaver gitme, şanslı, talihli olma, mutluluk” sözcüğüyle eş anlamlıdır. Bu sözcük Arapça saˁada سَعَدَ “bahtı yaver gitti, talihi güldü” fiilinden türetmedir.

Avrupa'da "mutlu" anlamına gelen kelimelerin büyük çoğunluğu ilk başta "şanslı" anlamına geliyordu. Bunun bir istisnası, kelimenin ilk olarak "bilge" anlamında kullanıldığı Galce'dir.

Eski Yunanca, “Eudaimonia” 'iyi ruh' durumu veya koşuludur ve genellikle 'mutluluk' veya 'refah' olarak çevrilir.

Örneğin, Aristoteles'in eserlerinde “eudaimonia”, eski Yunan geleneğinde en yüksek insani iyi için kullanılan bir terimdir. Bu nedenle Aristoteles etiğinde ve sonraki Helenistik felsefede aretē (çoğunlukla 'erdem' veya 'mükemmellik' olarak çevrilir) ve phronesis ('pratik veya etik bilgelik') terimleriyle birlikte merkezi bir kavramdır.

İngilizce’de 14. yüzyılda happy + -ness olarak "iyi talih"ten türetilmiştir ve "şans, talih" kökünden "şanslı, talihi yaver giden, avantajlı koşullarda olan, müreffeh"; olayların "iyi sonuçlanması" anlamı ilk olarak 14. yüzyılın sonlarında kaydedilmiştir. "Çok memnun ve mutlu" anlamı ise 1520'lerden kalmadır.

*

Bilindiği gibi, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından her yıl hazırlanan bir Mutluluk Raporu var. Çalışma, toplamda 146 ülkeyi kapsıyor. Değerlendirmelerde altı farklı kategori bulunuyor. Bunlar, kişi başına düşen GSYİH (Gayri safi yurt içi hasıla), sosyal destek, yaşam beklentisi, vatandaşların kendi yaşam kararlarını verme özgürlüğü, cömertlik ve yolsuzluğa karşı tutum. Her kategori ise 10 puanlık bir ölçekte değerlendiriliyor. 

2022 Dünya Mutluluk Endeksi raporuna göre, önceki yıllarda olduğu gibi üst sıraları İskandinav ülkeleri kimseye bırakmamış görünüyor. Türkiye ise önceki yıllarda 104. sıradayken 2022 raporunda 8 basamak gerileyerek 112. sıraya düşmüş durumda.

En son yayınlanan raporda uluslararası dışlanmalar, ambargolar, terör vb. gibi sorunlarla anılan İran bile 110. sırada. Savaşa girmeden önce raporun yazıldığı varsayılırsa Ukrayna 98. sırada, Rusya 80. Suudi Arabistan 25.

Her rapor, anket veya araştırma sonucu elbette tartışmaya açık ama gerçek olan bir şey var: varılan araştırma sonuçlarından bağımsız olarak Türkiye özelinde ve özellikle de gençler arasında mutsuzluk ve umutsuzluk her geçen gün artıyor.

Bunun birçok nedeni var: ekonomik kriz, hayat pahalılığı, alım gücünün düşmesi, işsizlik, eğitimin kalitesi, siyasetin kutuplaştırıcı dili, adalete duyulan güvenin azalması, özgür düşünce ile ilgili endişeler vs.

Kişi mutluluğu, birey mutluluğu ve toplumsal mutluluk ile ilgili birçok farklı ve birbiri ile ilintili konuyu da göz ardı etmemek gerek.

Bunların her biri ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken alt başlıklar.

Mutluluk içten gelen ve kontrolümüz altında bir duygu mudur?

Dış etmenlerden sıyrılarak ya da bunları yok sayarak tek başına mutlu olmak mümkün mü?

Maddi güç mutluluk getirir mi?

Bizi neler gerçekten mutlu ediyor?

Mutluluktan ne anlıyoruz?

Üstüne düşünelim…

----------------------------------------------------------------------

Yazımı karıştırılan kelimeler:

Evrak: Doğru

Evraklar: Yanlış

Mevzuat: Doğru

Mevzuatlar: Yanlış

Seyahat: Doğru

Seyehat: Yanlış

Tespit: Doğru

Tesbit: Yanlış

Yevmiye: Doğru

Yövmiye: Yanlış