Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Nato'da PKK pazarlığıyla ne yapmak istiyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PKK’yı destekliyorlar “ diye İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini veto ederek ne yapmak istiyor?

Neden NATO’da, PKK pazarlığına girdi?

Hem de tarihi seçime kısa süre kala!

PKK, zaten NATO’nun terör örgütleri listesinde değil mi?

TÜRKİYE BATI’DAN MI KOPUYOR?

Son kriz, 20 yıllık Erdoğan iktidarının Türkiye’yi iyice Batı ittifakından uzaklaştırmakta olduğunu gözler önüne serdi..

Avrupa Birliği’ne tam üyelik hayal oldu..

Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nde üyelikten atılma süreci başladı.. ABD ve AB’den ağır yaptırımlar sürüyor..

Aslında, Erdoğan’ın ABD ve AB ile yaşadığı krizler zinciri 2004’de Kıbrıs sorunuyla başladı..

Erdoğan, ABD ve AB’nin beklentileri doğrultusunda, Kıbrıs sorununu çözmeye soyundu.

Perde arkasında ABD’nin olduğu bilinen BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın çözüm planına "Koşulsuz" "Evet" dedi..

O günlerde ben de Kıbrıs’taydım.

Rauf Denktaş’ı öyle bir baskı altına aldı, öyle bir kamuoyu oluşturuldu ki! Referandumda, Kıbrıslı Türkler “ Evet “ derken, Rumlar “ Hayır “ dediği halde, Avrupa Birliği Rumları tam üye yapınca, Erdoğan ilk ihanetini yaşadı. Ancak ses çıkartmadı.

İki nedeni vardı..

İlki AB’den Türkiye’ye 4 milyar euro akmaya başlamıştı..

İkincisi ise, “Ilımlı İslam” projesinin önündeki en büyük engel Türk Silahlı Kuvvetleri’ydi. AB’nin desteği olmadan TSK’yı kontrol etmesi imkansızdı.

Daha sonra “ Aldatıldım. Allah Affetsin” dese de, o zaman kol kola olduğu Gülen Cemaatiyle birlikte Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla, Atatürkçü subayların tasfiye sürecini başlattılar..

BÜYÜK KÜRDİSTAN GERÇEKTEN HAYAL Mİ?

ABD ve AB’nin Erdoğan’dan çözmesini bekledikleri ikinci sorun Kürt sorunuydu..

PKK’yla gizli pazarlıklar, AB ve ABD’nin de desteğiyle başladı.

Neler neler yapıldı?

İmralı’da ömür boyu hapis yatan PKK liderinin mektubu Diyarbakır meydanında bile okundu..

Ancak çözüm arayışı da tam bir fiyaskoyla sonuçlandı.

2011’de başlayan iç savaşta Beşar Esat’ı ayakta tutan Rusya’ya karşı, ABD kanlı oyuna girip Kürtlerin Halk Koruma Birliklerini (YPG-PKK) destekleyince Erdoğan iyice sıkıştı.

ABD, Kürtlerin çoğunlukta olduğu Suriye topraklarının yüzde 25’ine hakim oldu. Tabii petrol kuyularının kontrolüne de..

Ve YPG fiili özerk yönetim ilan etti.

Suriye’deki iç savaşla hem PKK liderleri hem de ABD’nin desteğiyle Irak özerk yönetim kuran Mesut Barzani, tarihi fırsat yakaladıklarını düşündüler. Artık, Kürt coğrafyası Akdeniz’e açılabilirdi..

Daha sonra da Güneydoğu Anadolu’yu içine alacak olan “Büyük Kürdistan“ hayali gerçekleşebilecekti.

Ancak ne olduysa 24 Ağustos 2016’da Türk Ordusu’nun Fırat Kalkanı operasyonuyla Suriye topraklarına girişiyle oldu..

Hem de 15 Temmuz askeri darbe girişiminden 39 gün sonra!!

TSK, ağır yaralar almış olsa da, ABD’yle çatışmayı göze alıp Akdeniz’e açılacak Kürt coğrafyasına engel oldu.

ERDOĞAN’IN OYUNU NE?

Erdoğan’a gelince, çözüm planı fiyasko olsa da Cumhuriyeti Ilımlı İslam’a dönüştürme stratejisinden hiç vazgeçmedi.

Bu kez de milliyetçilik söylemine sarıldı.

2017’de Cumhurbaşkanlığına geçişle birlikte zaten tek adam oldu.

Parlamento devre dışı bırakıldı. Yargı büyük ölçüde kontrol altına alındı.

Başta Halkın Demokrasi Partisini (HDP)’si olmak üzere milyonlarca seçmeni olan bütün muhalefet partilerini ezmeye başladı.

Demokrasi ve hukuk devleti de göstermelik hale geldi..

Türkiye’den Almanya, İsveç ve diğer Avrupa ülkelerine kaçan kaçana!

Böylece, Erdoğan Batı kampında “Persona non grata” yani “istenmeyen adam” ilan edildi..

Bu arada gaz rezervleri bulunan Doğu Akdeniz’i Yunanlılara ve Avrupa Birliğine de kaptırdı tabii.

Yine de elinde hala önemli bir koz vardı..

“Türkiye’nin jeopolitik önemi!”

Rusya’nın Ukrayna’ya girişi Erdoğan’ın işine bile yaradı.

Ve NATO’da PKK ve FETÖ pazarlığına soyundu..

Peki NATO’nun büyük ağabeyi ABD’ye rağmen İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğini önleyebilir mi? derseniz..

“ERDOĞAN SERT ADAM OLMA.. APTAL OLMA.. “

Bunun yanıtı, Suriye’de Barış harekatı başladığı sırada, eski ABD Başkanı Trump’ın Erdoğan’a gönderdiği mektupta var.

9 Ekim 2019’de gelen mektup yenilir yutulur gibi değildi.

Suriye’de Barış harekatı başladığı sırada, Trump mektubunda ne mi diyordu;

“Sen binlerce insanın katliamından sorumlu olmak istemezsin..

Ben de Türkiye ekonomisini yok etmekten sorumlu olmak istemem - ki bunu yapacağım"

"Senin sorunlarını çözmek için çok çalıştım"

"Harika bir anlaşma yapabilirsin.

General Mazlum (Kobani) seninle müzakere etmek istiyor.

Geçmişte vermediği tavizleri verecek.

Ondan aldığım mektubu sana gönderiyorum.

Buna insanı açıdan ve doğru bakarsan tarih seni olumlu yazacak

Eğer iyi şeyler olmazsa, tarih seni sonsuza kadar şeytan olarak görecek. "Sert adam olma. Aptal olma!

O sırada,“ Türkiye’yi NATO'dan atalım “tartışmaları da başladı Washington’da!

Ve NATO’daki son krizle yeniden alevlendi.

TÜRKİYE’Yİ NATO’DAN ATARLAR MI?

Gerçek olan şu ki, Rusya’nın Ukrayna’da giderek batağa battığı sırada, ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye’nin NATO’dan atılması da kendi kararıyla çıkmasını da istemez.

Ancak, Suriye’de istediklerini almak için, “tek adam” olan Erdoğan’a baskısını artıracaktır.

Belki Erdoğan, Türkiye’nin jeopolitik önemini masaya sürüp, ABD’ye ve NATO’ya meydan okuyormuş gibi yaparak, seçime gitmek isteyebilir

Başka bir deyişle, her zamanki gibi, “Uçurumun kenarında siyaset” yapmaya başladı ancak !

Dağ gibi sorunları ve ekonomik krizi kapatabilecek mi ?

Türkiye’deki değişim rüzgarı öyle şiddetli esiyor ki !

Ne meydan okumalarla ne de SADAT gibi paramiliter örgütlerle!!

Ne yaparsa yapsın!!

Erdoğan’ın rüzgarı durdurması çok zor!