Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Ege'de savaş felaket olur!

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Mitsotakis’i izledikçe, "Acaba Erdoğan’ın iktidarda kalmasını mı istiyor?" diye soruyorum...

Ege’deki gerginliğin en fazla Tayyip Erdoğan’ın işine yaradığına hiç kuşku yok.

Eğer kriz daha da tırmanırsa, Türkiye’de öyle milliyetçilik fırtınası eser ki muhalefet de dışında kalamaz.

Türkiye’nin kaderini çizecek olan tarihi seçime giderken Erdoğan iyice güçlenir.

Bazı yorumcular, "Ege’deki 15 kayalığı bir saatte işgal ederiz" diyorlar.

Tabii ki işgal ederiz de sonra neler olur diye düşündüler mi acaba?

Gerçek olan şu ki Ege’de patlak verecek kısa süreli bir savaş bile felaket olur.


Ege'ye savaş bulutlarının çöktüğü gece 

25 yıl önce, Ege’ye yine savaş bulutlarının çöktüğü gece Atina’daydım...

Bugünkü gibi o zaman da her şey yine iç politika oyunlarıyla başladı.

O günlerde Türkiye, bitmez tükenmez siyasi kavgalarla boğuşuyordu.

Yunanistan’da da aylardır komada olan Başbakan Andreas Papandreu’yu zorla istifa ettirmişlerdi. Pasok lideri Kostas Simitis Başbakan olmuştu. Ancak Pasok’taki liderlik kavgası sürüyordu. Savunma Bakanı Arsenis’in gözü hâlâ başbakanlık koltuğundaydı.

Simitis, siyasi ve ekonomik sorunlarla başa çıkmaya çalışıyordu ki Savunma Bakanı, Ege’de beklenmedik bir hamle yaptı...

Ege’deki ihtilaflı kayalıklardan biri olan Kardak (İmia) Kayalıkları'na, Yunan bayrağını diktiriverdi. Aynı anda da kayalığı Yunan savaş gemileriyle ablukaya aldı...

Arsenis, Kardak Kayalıkları'nı ele geçirip hem yıllardır süren karasuları ve kıta sahanlığı sorununda Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyordu hem de Türkiye’ye meydan okuyarak, iç politikada güçlenip, başbakanlık koltuğunu kapmaya çalışıyordu.

Sabaha kadar krizi izlediğim 30 Ocak 1996 gecesini unutamam.

Ankara ve Atina alarmdaydı.

Yunan gemilerinin ardından Türk savaş gemileri de kayalığın etrafını sardı.

Namlularını birbirine çevirdiler.

Savaş uçakları Ege semalarında birbirini kovalıyordu.

Sonunda Türk Sat komandoları, Yunan savaş gemilerinin arasından sızıp Kardak Kayalıkları'nın karşısındaki ikiz kayalığa Türk bayrağını dikti.


"Türk gemilerini bombalayalım"

O gece, Yunan Genelkurmay Başkanı’yla Başbakan Simitis arasında yaşanan sert tartışmalar basına da sızdı.

Yunanlı General, "Türk gemilerini bombalayalım" diyordu.

Neyse ki Simitis akılcı bir siyasetçiydi de "Bombalarsak topyekûn savaşa gireriz" diyerek izin vermedi.

Bu arada, ABD Başkanı Bill Clinton da sabaha kadar Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le Başbakan Simitis’i arayarak arabuluculuk yaptı.

Sonunda Simitis’i Yunan bayrağı indirmesi için ikna etti...

Türkiye de kayalıktaki bayrağını indirdi. Böylece savaş tehlikesi atlatıldı.


Simitis neredeyse vatan haini ilan edilecekti 

Ertesi gün ise Yunanistan’da tam anlamıyla kıyamet koptu.

Simitis, Yunan bayrağını indirmeyi kabul ettiği için neredeyse vatan haini ilan edilecekti.

Daha sonra iki ülke arasında başlayan yakınlaşma döneminde Ege’deki karasuları, hava sahası, kıta sahanlığı sorunlarını çözmek için haritalar üzerinde pazarlıklar bile yapıldı.

Ancak iki ülkede de iktidarlar değişince sorunların çözümü başka bahara kaldı. Yine de yakınlaşma politikası sayesinde ekonomik ve ticari ilişkiler gelişti. Yıllarca birbirinden kopuk olan Türk ve Yunan halkları yeniden buluştular...


Türkiye ne zaman sorunlarla boğuşsa! 

Gerçek olan şu ki Türkiye ne zaman içte büyük sorunlarla boğuşsa, Yunanistan’da milliyetçi siyasetçiler ve derin devlet Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak ister...

Nitekim yaşanan son Ege krizinde de böyle oldu.

Türkiye, demokrasi, insan hakları ve hukuk devletinden uzaklaşıp Batı’dan kopmaya başlayınca, Türkiye’yle yakınlaşmaya inanmayan milliyetçiler yeniden harekete geçti...

Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üyeliği hayal olmuştu...

Hem Gülencilerin askeri darbe girişimi hem de Suriye’deki PKK’yla bağlantılı gruplarla iş birliği yapan ABD’yle Türkiye, tarihinin en büyük krizini yaşıyordu.

S-400 füzeleri satın alan Türkiye’ye silah ambargosu uygulanıyordu.

Amerikan Kongresi'nde Türkiye’nin NATO’dan atılması bile tartışılıyordu.

Daha da ötesinde ABD Başkanı Joe Biden’ın sözde Ermeni soykırımını tanıyarak Türkiye’yi adeta gözden çıkardığı mesajını veriyordu.

Derin devlet ve Mitsotakis, bunu tarihi bir fırsat olarak gördü...

ABD’ye Yunanistan’ın kapılarını açtılar. Üslerini genişletme imkânı sağladılar. Böylece ABD’den Yunanistan’a askeri yardım akmaya başladı.

Bu arada ABD, Kıbrıs Rumlarına 40 yıldır uyguladığı silah ambargosunu da kaldırınca Yunanistan’ın yakaladığı avantaj iyice güçlendi.


Mitsotakis bir taşla iki kuş vurmak istiyor

Mitsotakis, ABD ve AB’yi arkasına alıp Ege’de Kardak Krizi'nden beri dondurulan sorunları, "oldu bitti"yle çözmek için harekete geçti.

Ayrıca Türkiye’ye meydan okuyarak da yakında yapılacak seçimlerde avantaj sağlamayı hedefledi.

Bir taşla iki kuş!

"Peki Yunanistan’ın bu kez Ege’de 'oldu bitti' yapma şansı var mı?" derseniz...

Bence geçmişe göre çok daha fazla şansı var.

Kardak ve Öcalan krizlerinde iç sorunlar olsa bile Türkiye’yi yöneten siyasi kadrolarla, TSK ve Dışişleri arasında uyum vardı.

Ne Bülent Ecevit ne de Demirel, dış politikayı hiçbir zaman iç politika malzemesi yapmadılar.

Türkiye, uluslararası alanda sözüne güvenilir bir ülkeydi. Ciddiye alınırdı.

Ya şimdi Türkiye’yi ne kadar ciddiye alıyorlar?

Ayrıca, Kardak Krizi'nde ABD Başkanı Bill Clinton, Yunan bayrağını indirmesi için Yunan Başbakanı’na ağır baskı yapmıştı...

Yapmasaydı Ege’de savaş çıkmaz mıydı?

Peki Türkiye, bu kez 15 kayalığı bir saatte işgal ederse neler olur?

Hiç kuşku yok ki Erdoğan, milliyetçi rüzgârları arkasına alıp seçimler öncesinde iyice güçlenir.

Ancak Dedeağaç’ta askeri üs kuran, Türkiye’ye vermediği F-35 savaş uçaklarını Yunanistan’a veren ABD bu kez ne yapar acaba?

Düşünmeye değmez mi?