Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

15 TEMMUZ’UN SORUMLUSU KİM?

O sabahı hiç unutamayacağım...

9 saattir izlediğim korku filminin yeni bir sahnesindeydim sanki.

İzmir Adnan Menderes havaalanında, sabaha kadar televizyonda izlediklerim gerçek miydi?

Ankara semalarında, kulakları patlatırcasına uçan F-16’lar!

Genelkurmay’da silah sesleri...

Boğaz Köprüsü üstündeki tanklar... Yerlerde kanlar içinde yatan insanlar...

16 Temmuz sabahı kalkan ilk uçağa atlayıp Sabiha Gökçen’e indiğim zaman, ne bir otobüs, ne de bir taksi vardı.

Ana girişte, 6-7 tank! Tankların üstünde ellerinde bayraklarla insanlar!

Ana yola doğru tankların arasından yürümeye başladım. Gözlerim doldu...

Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusu muydu bu?

TÜRK ORDUSUNU BU HALE KİMLER GETİRDİ?

Kimlerdi yaşananların sorumlusu?

Yıllardır, İslam dünyasında, radikallere karşı ılımlı İslam modelini uygulamaya çalışan ABD miydi?

Yoksa, 1997’de Türkiye’den ABD’ye kaçan Fethullah Gülen miydi ?

Ya da laik Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirmeye çalışan cemaatle birlikte, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla yüzlerce general, amiral, subay, akademisyen ve gazeteciyi hapse atanlar mıydı?

“DARBE GİRİŞİMİNİN BİR NUMARALI GALİBİ ERDOĞAN”

Darbe girişiminden 11 gün sonra, 40 yıldır Türkiye’nin kalp atışlarını izleyen, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey bir konuşma yaptı.

Jeffrey, Washington Institute’deki konuşmasında neler mi dedi?

Aynen aktarıyorum:

“Darbe girişiminin, açık arayla, bir numaralı galibi, Erdoğan’dır.

Halkın, kendisini destekleyen kesiminde, muazzam bir güç kazandı.

Suikasttan kaçarak efsane oldu.

Bundan sonra, daha da güçlü bir iradeyle, yeni komploları önlemeye ve kontrolünü daha da genişletmeye yönelik adımlar atacaktır.”

Jeffrey, darbe girişimi ve sonrasındaki olası senaryoları da sıraladı.

Şöyle diyordu:

"Birinci senaryoya göre, Gülen hareketi poliste ve yargıda yaygındı.

Bürokraside de o kadar yaygın olabilirdi. Nüfuz edilmesi çok zor bir ağı olan, tarikata benzeyen, hareketin kapsamını saptamak zor olduğu için, hükümet, mümkün olduğu kadar çok insanı toplayacaktır. Bu mantık dahilindedir.

İkinci alternatif, Gülen hareketinin darbeye karışmış olmasıdır...

Ağı genişletip Erdoğan'a muhalif olanların hepsi tasfiye edilebilir.

Üçüncü senaryo ise Gülen'in olaya karışmamış olmasıdır.

Erdoğan, darbe girişimini (bir gün sonra söylediği gibi), “Allah’ın lütfu” olarak gördü. Girişim, bürokrasiyi temizlemek ve gücünü arttırmak için bahane olabilir."

Gülen’in darbeye karışmadığını düşünmek bence imkânsız!

Ancak Gülencilerin böylesine acemice darbe yapmaya kalktığını düşünmek de fazla saflık olur...

Ben ilk andan itibaren, Erdoğan’ın "karşı darbe" yapmış olması ihtimalinin çok daha güçlü olduğunu düşündüm.

Bunun iki nedeni var:

İlki AKP’ye çok yakın bir gazeteci, 7-8 ay önce, darbe hazırlığı istihbaratının alındığını ve bazı hazırlıklar yapıldığı yazdı.

İkinci neden ise Erdoğan’ın her büyük krizde, uçurumun kenarında siyaset yaptığını unutmamak gerekir.

Başka bir deyişle Erdoğan, büyük kazanmak için, büyük riskler almaktan hiçbir zaman çekinmedi.

"Acaba 15 Temmuz da yıllardır pis işleri yapan cemaati tasfiye planı mıydı?" diye sormaktan edemiyorum doğrusu...

Öyle ya da böyle Erdoğan’a gerçekten "Allah’ın lütfu" oldu.

2 YILDA ERDOĞAN NASIL “TEK ADAM” OLDU?

Olağanüstü hal ilan edilmesinden sonra yaşananları biliyoruz...

Erdoğan, referandumla Cumhurbaşkanlığı sistemine geçti.

Ve 24 Haziran 2018’de de “tek adam” oldu.

Olağanüstü hal, Erdoğan seçildikten 24 gün sonra kaldırıldı.

Böylece 2 yıl sonra, bambaşka bir Türkiye’ye uyandık...

SADAT MİLİTANLARI 15 TEMMUZ GECESİ NEREDEYDİ?

15 Temmuz gecesinde gerçekten ne oldu? Hâlâ bilmiyoruz.

O gecenin iki kilit ismi olan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan, TBMM Araştırma Komisyonu'na ifade vermediler...

Belki ABD Beyaz Saray, Dışişleri ve CIA gizli belgeleri açıklandığı zaman sorulara yanıt bulacağız. Ya da hiç bulamayacağız. Neden mi?

Çünkü 27 Mayıs,12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleriyle ilgili gizli yazışmalar açıklandığında, binlerce sayfayı okuyup yazı dizileri hazırladığım zaman, belgelerde, bazı cümlelerin üstü siyaha boyanmıştı da ondan!

Gizli raporlarda neler yazıyordu ki 30-40 yıl sonra bile açıklanması sakıncalıydı acaba?

SADAT, SİLAHLARIYLA SOKAĞA ÇIKTI MI?

Kuşkusuz, aydınlatılması gereken en hayati soru ise SADAT’la ilgili.

BBC, 28 Şubat 1997 ile 15 Temmuz 2022 arasındaki kritik olayların adeta fotoğrafını çekti.

13 dakikalık videoda, SADAT’ın köklerinin 28 Şubat’a dayandığı, irticai faaliyetleri yüzünden ordudan atılan ya da emekli olmak zorunda kalan subayların kurduğu Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASTER), SADAT'ın kardeş kuruluşu olduğu anlatıldı. İzlemenizi tavsiye ediyorum.

Videoda, ASDER’in Genel Başkan Vekili Mustafa Hacımustafaoğulları’nın AKİT TV’deki konuşması da var... Aynen şöyle diyor:

“ASDER’in darbe önleme planını, biz o gece yürürlüğe soktuk.

Bunu buradan ilan ediyorum. Eğer bir daha böyle bir şeye tevessül ederlerse, önleme değil, bir dahaki uygulayacağımız plan, ASDER’in darbe önleme ve taarruz planı olacak.

SADAT yöneticileri, "15 Temmuz gecesi sokağa inmedik" diyorlar.

Ancak kafamı kurcalayan bir soru daha var.

Erdoğan, darbeden sonra SADAT’ın kurucusunu neden başdanışmanı yaptı?