Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789

PAŞİNYAN VATAN HAİNİ Mİ YOKSA VATANSEVER Mİ?

Türkiye ile diyalog kuran Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a "Nikol Paşa" adını taktılar..
Geçtiğimiz günlerde bir Ermeni gazeteci, Paşinyan’a, "Sen Türk müsün?" diye bağırdı.
Paşinyan da "Evet.. Evet ben Türk’üm" diye yanıt verdi...
Anlaşılan Paşinyan, 100 yıllık kan davasını bitirmek için adım atmak istiyor.
Ona vatan haini damgası vurmaya çalışsalar bile.
Atina’daki gazetecilik yıllarımda, Türkiye’yle diyalogu savunan Yunanlı siyasetçilere de hemen "vatan haini" damgası vururlardı.
2000’li yılların başında tabuları yıkıp diyalogu başlatan Başbakan Kostas Simitis ve Dışişleri Bakanı George Papandreou oldu.

AVRUPA’DA SAVAŞA SON VERİP BARIŞ DÖNEMİNİ AÇAN MODEL
Aslında Türk-Yunan yakınlaşmasında uygulanan, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, Avrupa’da savaşan ulusları barıştırıp kalkınmayı başlatan modeldi...
Sorunların çözümü uzun vadeye bırakıldı.
Ekonomi ve ticaretin geliştirilmesine, toplumsal köprülerin kurulmasına ağırlık verildi.
Gerçi aradan geçen 22 yılda, Kıbrıs ve Ege sorunları çözülmedi.
Ancak Yunan ordusunun Anadolu’yu işgalinden sonra yaşanan kanlı savaşın acılarını küllendirecek bir süreç açılmış oldu...
Halklar birbirini yeniden tanımaya başladılar.
Başbakanlar, bakanlar hatta genelkurmay başkanlarının buluşması normalleşti.
İki ülke için de felaket olacak bir savaşın çıkması ihtimali azaldı.
400 milyon dolar olan ticaret hacmi de 5-6 milyar dolara fırladı.
Öyle görünüyor ki benzer model, Türkiye ile Ermenistan arasında da uygulanmak isteniyor...

ÖNKOŞULSUZ DİYALOG BAŞARILI OLACAK MI?
Ankara ile Erivan arasında, 8 ay önce görüşmeler başladı...
Ermenilerin "soykırım" iddiaları görüşülmüyor.
Şimdiye kadar üç görüşme yapıldı. Bazı kararlar da alınmaya başlandı.
En son 1 Temmuz 2002’de yapılan görüşmede, 28 yıl önce, Ermenilerin Azerbaycan toprağı olan Karabağ’ı işgali yüzünden Türkiye’nin kapattığı sınır kapısının açılmasına da karar verildi.
13 Temmuz’da, Paşinyan’ın Erdoğan’ı telefonla araması da diyalog çabalarını güçlendirebilecek bir adımdı...
Ancak Ermenistan’daki aşırı milliyetçiler ve ABD’deki Ermeni lobisi yine ayağa kalktı...
Yine Türkiye, 1915’teki Ermeni tehcirini soykırım olarak kabul etmeden görüşme yapılmasına karşı çıkanlar gürültü kopartmaya başladılar.
Aynen, 2009’da da yakınlaşma çabalarında olduğu gibi!
2009’daki Türk-Ermeni milli takımları arasındaki maçı izlemek için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le birlikte Erivan’a giden gazetecilerden biriydim.
Tarihi bir gündü...
Havaalanından şehre giderken, Ermeniler ellerinde taşıdıkları pankartlarda "Soykırımı tanıyın" diye sessizce çağrı yaptılar.
Maç sırasında da tribünlerde bazı pankartlar açıldı.
Ancak ne bir saldırı ne de olay!
 
İKİ HALKIN DA ÖDEDİĞİ AĞIR FATURA
Ancak Ermeni diasporası öylesine kıyameti koparttı ki Sarkisyan yakınlaşmayı sürdüremedi.
Gerçi Ermeniler, Türkiye üzerindeki uluslararası baskıyı sürdürdüler ancak Ermenistan da ağır fatura ödemeye devam etti.
Çünkü Türkiye, ekonomik kriz yaşayan Ermenistan’la sınır kapısını açmadı.
Böylece 13 yıl daha kaybettik...
2020’de Azerilerin Karabağ’ı Ermenistan’dan geri almasıyla yeni bir sayfa açılmış gibi...
Hezimetinin ardından Ermeni ordusu, Başbakan Nikol Paşinyan’ı devirmek istedi ancak Paşinyan, erken seçime gidip halkın desteğiyle iktidarda kalmayı başardı.
Ve Türkiye ile diyaloğu başlattı.
Paşinyan’ın, "önkoşulsuz" diyaloğu başlatmasının Ermenistan’ın çıkarına olduğuna inandığı anlaşılıyor.
Çünkü 1915’te yaşanan trajik olayları ABD Başkanı Biden bile "soykırım" olarak kabul etse de hukuki hiçbir zemini bulunmuyor...
Halbuki Türkiye ile kapıların açılması ve ekonomik iş birliğinin başlamasıyla Ermeni halkı ekonomik krizden kurtulacak... Yeni bir ufuk açılacak.
Peki, "Paşinyan başarabilecek mi?" derseniz... Hiç kolay değil!

ERMENİLERLE BİRLİKTE YAŞADIK VE YAŞIYORUZ.
Evet, Ermeniler 100 yıl önce büyük acılar yaşadılar.
Ancak bir imparatorluk çözüyordu...
Türkler de büyük acılar yaşamadılar mı?
Değiştirilemeyen bir başka gerçek daha var.
Değerli Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın da dediği gibi:
“Türklerle ve Ermeniler doğuştan çok yakın...
Ermeniler medeniyetimizin vazgeçilmez bir parçası oldular.
Osmanlı imparatorluğunda Ermenilerle yaşadık ve hâlâ yaşıyoruz.”
Ancak Ermeni çetelerinin Rus ordusuyla iş birliği yapması yüzünden, masum Ermenilerin de göçe zorlanması nedeniyle korkunç olaylar yaşandı.
Yaşananlar soykırım mıydı, değil miydi?
Binlerce uluslararası araştırma da yapıldı.
Soykırım olmadığını, birçok İngiliz ve Fransız tarihçi de belgeleriyle açıkladı.
Ancak yaşanan acılar kan davasına dönüştü...
Gazetecilik hayatımın ilk yılları, Ermeni terör örgütü ASALA’nın öldürdüğü Türk diplomatlarının cenaze törenlerini izlemekte geçti...
1980'lerin sonuna kadar uçaklar, dünyanın dört bir yanından, Türkiye'ye şehit diplomat cenazeleri taşıyıp durdular.
Yurt dışına bavulla giden Türk diplomatları tabutlar içinde döndüler.
O yıllarda, ASALA, 1915’te Anadolu’dan zorla göç ettirilen Ermenilerin intikamını aldığını ilan ediyordu.

EOKA-B-17 KASIM-ASALA-PKK İŞ BİRLİĞİ
Daha sonraki yıllarda, Türkiye’ye karşı kurulan cephenin dört ayağı ortaya çıktı.
Birinci ayağı, Kıbrıs’taki Rumların kurduğu EOKA-B örgütü ve Kıbrıs Rum derin devletiydi...
İkinci ayağı, Yunan derin devleti içindeki 17 Kasım Terör Örgütü'ydü.
Üçüncü ayağı ise Ermeni terör örgütü ASALA’ydı.
1980’lerden itibaren dördüncü ayak PKK oldu.
"Bütün bunlar ne zaman mı gün ışığına çıktı?" derseniz...
Pandora’nın kutusu, 1999’da Öcalan’ın Nairobi’deki Yunan Büyükelçiliği'nde saklandıktan sonra yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra açıldı.
Öcalan yakalandıktan sonra, o zamanki Başbakan Simitis, derin devleti temizlemeye başladı. Dört örgüt arasındaki iş birliği de ortalığa saçıldı.
Yaşananları, "Yürekten Gülerekten Yürüdüm" ve "Apo’yla Son Tango" kitaplarımda ayrıntılarıyla anlattım.
Paşinyan’a, "Türk müsün?" diye soran Ermeni gazeteciye ben de sormak istiyorum:
"Bitsin artık kan davası" diyen milyonlarca Türk ve Ermeni de mi vatan haini?
 Yoksa onlar gerçek vatanseverler mi?
 Düşmanlıkları tarihe gömme zamanı gelmedi mi?