Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

SURİYE’DEKİ “DE FACTO” KÜRT ÖZERK YÖNETİMİ NE OLACAK?

Gözler yeniden Suriye’ye çevrildi.

Türk jetlerinin PKK odaklarını bombalamaya başlaması an meselesi gibi!

Peki, Türk ordusu bu kez “de facto" Kürt Özerk Yönetimine karşı mı harekat yapacak?

Tabii ki hayır!

Neden mi?

Çünkü ,17 Mart 2016’da ilan edilen ve PKK-YPG unsurlarının yer aldığı Kürt Yönetimi’ne savaş açmak, Amerika’yla da askeri çatışmayı göze almak anlamına gelecek de ondan.

Gerçek olan şu ki, Suriye’de, 11 yıldır süren savaş sonunda, Rusya ve ABD egemenlik alanlarını çoktan kontrol altına aldılar.

Adeta adı konmayan sınırlar çizildi.

Rusya ve Beşar Esad, Suriye’nin yüzde 55-60’ını, ABD ve Kürt yönetimi ise yüzde 25’ini kontrol etmeye başladı.

Adı, ister PKK, isterse YPG olsun, Moskova da Kürt yönetimiyle ilişki kurdu.

Gerçi Ukrayna’da patlayan savaş yüzünden Anayasa pazarlığı donduruldu ancak pazarlık yeniden başladığı zaman, muhtemelen Suriye’nin toprak bütünlüğü korunsa da Irak’taki gibi özerk bölgeler olacak.

Peki Türkiye’nin, bu kez, "Suriye’de yapacağı askeri harekatın hedefi ne?" derseniz.

Harekat, Tel Rıfat ve Menbiç’teki PKK odaklarına yönelik yapılacak.

Ve sınır boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenlik bölgesi kurulmaya çalışılacak.

DE FACTO KÜRT YÖNETİMİ NE ZAMAN KURULDU?

Gelelim Fırat Nehri'nin doğusundaki “de facto” Kürt yönetimine?

Aslında, her şey, 2011’de, ABD’yle birlikte, Erdoğan’ın Beşar Esad’ı devirme planıyla başladı. Ancak plan fiyaskoyla sonuçlandı.

Putin, bütün ağırlığıyla Esat’ı destekleyip, Sovyetler Birliği parçalanırken geri çekilmek zorunda kaldığı Ortadoğu’ya geri döndü.

Ayrıca Suriye’de kalıcı hava ve deniz üsleri alıp Akdeniz’e indi.

ERDOĞAN VE GÜLEN KOL KOLA İKEN NELER Mİ OLDU?

Suriye’de kanlı çatışmalar sürerken Türkiye’de neler mi oluyordu?

AKP ve Gülen Cemaati ittifakı, laik demokratik Türkiye Cumhuriyetini ele geçirme planlarını uyguluyorlardı.

“Darbeci" diye eski Genelkurmay Başkanı ve eski kuvvet komutanları dahil yüzlerce Atatürkçü subay, akademisyen ve gazeteci hapse atılıyor, yargılanıyordu.

Bu arada da ABD ve Rusya, Suriye’de egemenlik alanlarını belirlemeye başlamıştı.

Nasıl mı?

Beşar Esad, Emevi Camii'nde namaz kılma hayalleri kuran Erdoğan’a misilleme yapıp, Kürt bölgesindeki askerlerini çekiverdi.

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı şeriatçı militanlar sahneye çıkınca da, ABD, Suriye’ye girdi. IŞİD’le savaşmak için PKK militanlarının olduğu Kürt gruplarla askeri iş birliği yaptı.

Böylece, sadece Erdoğan’ın hayalleri suya düşmekte kalmadı. Türkiye hem sığınmacı akınına uğramaya başladı hem de “de facto” Kürt Yönetimi ilan edildi.

İlginçtir;

Kürt yönetiminin ilan edilmesinden 4 ay sonra, Türkiye’de askeri darbe girişimi oldu.

15 Temmuz’da neler yaşandı ? Nasıl kanlı bir oyun oynandı? Hâlâ bilmiyoruz.

Eğer, 15 Temmuz gecesi, Atatürkçü subaylar, orduya sahip çıkmasaydı, Türkiye’de olabileceklerini düşünmek bile istemiyorum.

Ancak, gerçek olan şu ki, darbe girişiminden 39 gün sonra, yani 24 Ağustos 2016’da Atatürkçü generallerin hâlâ ağırlıkta olduğu, Türk ordusu Suriye’ye girdi.

BÜYÜK KÜRDİSTAN HAYALİ NEDEN GERÇEKLEŞMEZ?

Fırat kalkanı harekatı başladığı zaman, 10 Mart 2009’da, Irak’ın Kürt Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yle, Süleymaniye’de yaptığım uzun görüşme geldi aklıma.

O gün, Talabani’ye “Büyük Kürdistan" hayalini sormuştum.

Talabani, “Büyük Kürdistan şiirlerdeki rüyadır. Türkiye’yi, İran’ı, Irak’ı ve Suriye’yi mi böleceksiniz? Nasıl? Bunu düşünmek bile imkansız.” demişti bana.

“Zamanı geldiğinde Kürtler bağımsızlık ilan etmezler mi?” diye ısrar etmiştim.

Talabani de ısrarlıydı;

“Farz edelim, Bağımsızlık ilan ettiler.

Türkiye, İran, Irak ve Suriye, Kürtlere savaş açmasalar bile sınırları kapatacaklar.

Kürtler nasıl yaşayacaklar. Nasıl ithalat ve ihracat yapacaklar.”

Ortadoğu’nun kurt siyasetçilerinden biri olan Talabani’nin sözleri açıktı.. Kürt coğrafyası, Akdeniz’e ulaşmadan, ABD de desteklese, bağımsız Kürt Devleti kurulamaz. Kurulsa bile yaşayamaz.

Türk Ordusu kumpaslar ve darbe girişimiyle büyük yaralar aldığı halde Suriye’ye girerek, Kürt coğrafyasının Akdeniz’e çıkış yolunu kapatmış oldu...

Ancak, Türkiye öyle bir kargaşa içindeydi ki, Fırat’ın doğusundaki Kürt yönetimini önleme şansı yoktu.

Peki, “Yeni harekatla Güvenlik bölgesi kurulabilecek mi?" derseniz.

Her şeyden önce harekat için, Putin, Beşar Esad ve Biden’la uzlaşmak gerekiyor.

Biden, Putin’le Ukrayna’da kanlı bilek güreşine girdiği halde aramadı Erdoğan’ı!

Eğer, ABD’yle uzlaşma olmazsa da 2019’daki Barış Pınarı harekatında olduğu gibi, Türk birliklerinin önünü, Amerikan askerleri kesecektir.

Erdoğan’ın şimdilik tek muhatabı Putin!

O da ısrarla “Beşar Esad’la görüş" diyor.

Peki, "Türk ordusu ne zaman Suriye’den çıkacak?” diye soruyorsanız.

Nihai çözüm olmadan, Türk askerinin, Suriye’den çekilme şansı yok gibi.

Kısacası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini çizecek seçime beş kala, Erdoğan, yine, ABD’ye ve NATO’ya meydan okuyor havası estiriyor..

Bu kez, sandığa gömülmekten kurtulamayacak gibi…

Tabii kaybedeceğini anlayıp, son anda, seçimi erteleme kartını kullanmaya kalkmazsa!