Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
Gece Müzeciliği konserleri başlıyor
123456789

Bay Kemal ABD'ye icazet almaya mı gidiyor?

Nur Batur

 Hangi Türk siyasetçi Washington’a giderse gitsin hep “İcazet almaya gidiyor” diye tartışma başlar. Yani ABD’den izin/onay alacağı iddia edilir.

 Gerçi CHP lideri, Biden yönetimiyle görüşmeyeceğini açıkladı. “Muhalefetteyken prensip olarak iktidarla görüşmeyiz” dedi.

 Hatta açıkça “İcazet almaya gitmiyorum” diye de açıklama yaptı ancak yine de tarihi seçimlere 9 ay kaldığı için gözler Kılıçdaroğlu’nun ziyaretine çevrildi.

 Kılıçdaroğlu 9 yıl önce de Washington'daydı

 Aslında Kılıçdaroğlu, ABD’yi ilk kez ziyaret etmeyecek.

 9 yıl önce de Washington’daydı.

 Hem de 33 yıl sonra ABD’yi ziyaret eden ilk CHP Genel Başkanı'ydı.

 Kılıçdaroğlu, ilk kez 30 Ekim 2013’te ABD’ye gitti.

 O zaman ABD Başkanı Barack Obama’ydı.

 Türkiye ile ABD ilişkilerinde bahar havası yaşanıyordu.

 Hatta Obama, Türkiye’ye o kadar önem veriyordu ki, başkan olur olmaz ilk ziyaret ettiği ülke Türkiye olmuştu.

 Buna rağmen Kılıçdaroğlu ilk gidişinde de ne Obama’yla görüşebildi ne de Kongre üyeleriyle!

 İlk ziyareti, Amerika’nın büyük bayramlarından olan Şükran (Thanksgiving) Haftası öncesine rastladığı için Kongre tatildeydi.

 Yönetimdekilerin çoğu da tatildeydi.

 Sadece Dışişleri'nden Türkiye masasına bakan bir diplomatla görüşme imkanı oldu ki, kendi düzeyinde hiç değildi.

  Ayrıca Gülencilerin düşünce kuruluşları ve iş adamları temsilcileri de dahil Türk dernekleri ve iş adamlarıyla görüştü.

 Kuşkusuz o zaman herkes Fethullah Gülen'le görüşüp hatta fotoğraflar bile çektirdiği için pek yadırgayan olmadı.

 9 yıl önceki ziyaretinde Kılıçdaroğlu’nun en önemli buluşması, etkili düşünce kuruluşu olan Brookings Institute’da oldu.

 ABD’nin akademik camiası, medya dünyası ve ABD’de yaşayan Türkler yeni CHP liderini merak ettiği için ilgi çoktu.

 Ancak tatil dönemine rastladığı için, hem Obama yönetimiyle hem de Kongre'de görüşme yapamadı Kılıçdaroğlu.

 Baykal gidecekti ama...

 Aslında, Kılıçdaroğlu’ndan önce Deniz Baykal ABD’ye gitmeyi planlıyordu.

 Hem de ABD Başkanı Obama’nın davetlisi olarak!

 Obama, Türkiye’yi ziyaret ettiğinde CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la görüştüğü zaman Baykal'ı Washington’a davet etmişti.

 Ancak kaderin cilvesi olsa gerek ki, kaset skandalı patlayınca Baykal gidemedi.

 Böylece, 33 yıl sonra Washington’u ziyaret eden ilk CHP lideri, Kılıçdaroğlu olarak tarihe geçti.

 Kuşkusuz daha önce de dört CHP lideri Washington’u ziyaret ettiler ama hepsi de başbakanken gittiler.

 24 Kasım 1963’te ABD'ye ilk giden Başbakan İsmet İnönü’ydü.

 İnönü, suikaste kurban giden ABD Başkanı John Kennedy’nin cenaze törenine katıldı.

  Hem de eşi Mevhibe İnönü ve Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin’le birlikte.

 O zaman İnönü’nün seyahati biraz şaşkınlık yarattı doğrusu.

 79 yaşındaydı. İlk kez ABD’ye gidiyordu.

 Ve 1945’ten beri de Türkiye dışına çıkmamıştı.

 Yine de İnönü, Kennedy’nin cenaze törene katılarak hem ABD’yle ilişkilere verdiği önemi hem de Amerika’yla Türkiye’nin ne kadar yakın olduğunu gösteriyordu.

 Türkiye, Demokrat Parti döneminde NATO’ya katıldıktan sonra Marshall yardımı akmaya devam ediyordu.

 Türkiye, Sovyetlere karşı NATO’nun Güneydoğu kanadını savunuyordu.

 Hâlâ Türkiye’de “Amerika Amerika Türkler dünya durdukça beraberdir sizinle hürriyet savaşında" diye söylenen şarkılar kulaklardaydı.

 "Yeni bir dünya kurulur Türkiye de yerini alır"

 İnönü’nün Washington’a ikinci gidişi ise Türk-Amerikan ilişkilerinde ilk büyük krizin yaşandığı günlere rastlar.

 Kıbrıs’ta Rumlar Türk köylerine saldırırken ABD Başkanı Johnson’un Başbakan İnönü’ye "Kıbrıs’a Amerikan silahlarını kullanmayın" diye mektup yazmasından sonra!

 Johnson, aynı mektupta İnönü’yü Washington’a da davet ediyordu.

 İnönü de Washington’a gitmeden önce, Türk jetlerinin Kıbrıs üzerinde uçması için emir verdi.

 Ardından, "Yeni bir dünya kurulur. Türkiye de yerini alır" diye tarihe geçen açıklamasını yaparak Johnson’a ikinci güçlü mesajını verdi.

 Sonra da 22 Haziran 1964’te Başkan Johnson’la görüşmeye gitti ABD’ye.

 İnönü’den sonra ABD’ye giden CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit oldu.

 Ecevit, 1978'de gittiği zaman da Başbakan’dı.

 Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını önleyen Başbakan olarak gitti ABD’ye.

 Daha sonra 1999 ve 2002’de gittiği zaman ise DSP Genel Başkanı'ydı.

 Başka bir deyişle, Kılıçdaroğlu dışındaki hiçbir CHP lideri, Başbakan olmadan ABD’yi ziyaret etmedi.

 Başörtüsüne Anayasa güvencesi teklifi verilirken!

 Peki Kılıçdaroğlu ABD’ye neden gidiyor?

 Hem de tarihi seçime 9 ay kala, Türkiye’de gerginliğin giderek tırmandığı bir dönemde!

 Hem de başörtüsüne güvence verilmesi için TBMM’ye AKP tarafından Anayasa değişikliği verilirken!

  Kılıçdaroğlu, Washington’a gidişiyle ilgili ilginç açıklamalar yaptı doğrusu.

  Önce, Washington’da dünyada daha hakkaniyetli paylaşıma inanan aktivistler, bu uğurda mücadele veren siyasi isimlerle görüşeceğini söyledi.

 Vahşi kapitalizmin ve neoliberalizmin dünyaya çok zarar verdiğini de söyledi.

 “Biliyorum ki, Bay Kemal dünyada yalnız değil, Çok sayıda Bay Kemal var. Ben de o Bay Kemallerin bir araya gelmesi ve daha hakkaniyetli bir dünyayı konuşması gerektiğine inanıyorum"   dedi…

 Sonra da ikinci Yüzyıl Vizyon yolculuğuna çıktığını, ilk durağının da ABD olduğunu açıkladı.

 Kılıçdaroğlu, "Bay Kemal” diye herhalde görüşeceği Senatör Bernie Sanders’tan söz ediyor.

  Kim mi Bernie Sanders?

  Sanders, iki kez Demokrat Parti’nin başkanlığına aday adayı olan ancak kazanamayan 81 yaşındaki bağımsız bir senatör.

 Neoliberal politikalara karşıtlığıyla tanınan demokrat bir sosyalist.

 Saygın bir siyasetçi olsa da Kongre ve yönetimde fazla etkili olduğu söylenemez.

 Amerikan Kongresi'nde son yıllarda Türkiye’yi destekleyen senatör ya da temsilciler meclisi üyesi ise neredeyse kalmadı gibi.

 Hatta o kadar ki, Türkiye’nin satın almak istediği F-16 savaş uçaklarının Yunanistan’a karşı kullanılmaması koşulu bile getirilmeye çalışılıyor.

 İşte böyle bir dönemde Kılıçdaroğlu ABD’ye gidiyor ve Sanders dışında hiçbir kongre üyesiyle görüşmeyecek mi?

 İkinci Yüzyıl yolculuğuna Sanders’le dayanışma içinde ve vahşi kapitalizme meydan mı okuyarak mı çıkacak acaba?

 Görüşseydi "Türkiye Erdoğan değildir" derdi

 Eğer Kılıçdaroğlu, Kongre’nin etkili temsilciler meclisi ve senatörleriyle görüşecek olsaydı, “Türkiye Erdoğan değildir" diyemez miydi?

 Ya da “70 yıldır NATO’nun güneydoğu kanadını savunan Türkiye’yi hem F-35 projesinden çıkarttınız hem de ödediğimiz 2,5 milyar dolarımızı da geri vermiyorsunuz. Milyarlarca dolar Erdoğan’ın değil Türk halkının parasıdır" da derdi.

 Hiç kuşku yok ki, Millet İttifakı seçimi kazanırsa, Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, önündeki en büyük sorun ABD ile yaşanan krizler ve Amerikan Kongresi olacak.

 Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun vereceği mesajlar önemli olurdu.

 Kılıçdaroğlu gerçekten neden gidiyor?

 Aslında Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinin içeriği de zamanlaması hem CHP kulislerinde hem de AKP tarafından tartışılmaya başlandı bile.

 Eğer Kılıçdaroğlu seçim öncesinde, dış dünyaya mesaj vermek istediyse,

Avrupa’daki sosyalist liderlerle buluşarak daha doğru mesaj vermiş olmaz mıydı?

 Böylece, hem Türkiye’nin demokrasi, insan hakları ve hukuk devletini Avrupa’nın parçası olarak savunacağını vurgulardı.

 Hem de vahşi kapitalizme, Avrupa sosyal demokratları ve sosyalistleriyle meydan okumuş olurdu.

 Kısacası Kılıçdaroğlu’nun ziyareti birçok açıdan daha çok tartışılacak gibi.

 Hiçbir önemli siyasi liderin, sadece bir senatörle konuşmak ve birkaç yerde konuşmak için ABD’ye gittiğini hatırlamıyorum.

 Çok merak ediyorum.

 Kılıçdaroğlu’na böylesine kritik bir dönemde Washington’a gitmeyi kim tavsiye etti acaba?