Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

KİMLERİN TELEFONLARINI DİNLEMEDİLER Kİ-3

YUNAN İSTİHBARAT TEŞKİLATI, PKK VE 17 KASIM BAĞININ PERDE ARKASI...

Yunanistan’daki telefon dinleme skandalının perde arkasını anlatmaya devam ediyorum...

Yunan İstihbarat Teşkilatıyla (EYP), 17 Kasım Terör Örgütü ve PKK arasındaki bağın üstündeki sis perdesini de kaldırıyorum...

2 Nisan 1990... O gün sağın güçlü partisi Yeni Demokrasi’nin liderliğine soyunan genç ve parlak politikacı Miltiadis Evert kıyamet kopartıyordu:

“Telefonumu kim dinliyor?

Kim dinletiyorsa hepsini hapse attıracağım.”

Evert’in sert çıkışıyla gözler yine EYP’e çevrildi.

Parlamentoda yine bir araştırma komisyonu kuruldu

Ve Yunan derin devletinin kirli çamaşırları yeniden ortalığa saçılmaya başladı...

EYP, Türklerin ve yabancıların telefonlarını zaten dinliyordu... Neden mi?

Ulusal çıkarları için yapıldığına inanıyorlar da ondan!


TELEFONLARIN DİNLENDİĞİ ODAYI DA EYP DİNLİYORDU

Aynı günlerde, Telefon İşletmeleri Müdürlüğü (OTE) binasına yakın bir yerde 199 dosya bulundu. Bunlar telefonları dinlenenlere aitti.

Şaka gibi ama!

Olayın en ilginç yanı, telefonların dinlendiği odanın da ayrıca EYP tarafından dinlenmesiydi.

Peki, gizli dinleme operasyonundan Sosyalist Başbakan Andreas Papandreu’nun haberi var mıydı?

Aylarca tartışıldı. Sonunda eski OTE Genel Müdürü Nikos Yanniotis, Papandreu’nun her şeyi bildiğini açıkladı. “Bütün kasetler Papandreu’ya gidiyordu” dedi...

Papandreu’nun 120 kişilik liste verdiğini, bunun dışında da birçok telefonu dinlediklerini açıkladı.

Papandreu döneminde telefonları dinlenenler arasında kimler yoktu ki...

Yeni Demokrasi ve Komünist partilerinin genel merkezleri, Cumhurbaşkanı Karamanlis, YDP lideri Mitsotakis, eski YDP liderleri Averof ve Rallis ile birçok gazetenin genel yayın yönetmenlerinin evleri ve büroları da dinleniyordu.

EYP binasının 22 ve 23 numaralı odaları dinleme merkeziydi.

Dinlenen telefonların kaydedilen bantlarını özel bir yerde saklıyorlardı.

Başbakan Papandreu, kızı Sofia’nın telefonunu bile dinletmişti.

Hatta dinlenen yüzlerce telefondan biri de Papandreu’nun büyük aşkı Liani’ye aitti.


MİTSOTAKİS’İN BABASININ SEVGİLİLERİYLE BİLE TELEFON KONUŞMALARI ORTALIĞA SAÇILDI

Papandreu, YDP lideri Mitsotakis’in de telefonunu dinletiyordu...

Mitsotakis (şimdiki Başbakan’ın babası) ne mi yaptı?

Önce devleti temizleme vaadiyle şiddetli bir kampanya yürüttü.

Ama bir süre sonra tavrını değiştirmeye başladı.

Kısa bir süre sonra, Mitsotakis’in sevgilileriyle telefon konuşmalarının kasetleri elden ele dolaşmaya başlayınca, kirli oyun su yüzüne çıktı.

Papandreu'yu destekleyen Avriani gazetesi, ellerinde 49 kayıt bulunduğunu, Mitsotakis’in, Papandreu’yu, Yüce Divan'a göndermeye kalkması halinde kasetleri yayınlamaya başlayacaklarını yazıyordu.

Bu arada Başbakan Papandreu’nun Parlamento'daki komisyona ifade vermeyi reddettiğini de hatırlatayım...

Bu toz duman arasında yapılan genel seçimlerde hiçbir Papadreu, Parlamento'da çoğunluğu elde edemedi.

Böylece Yunanistan, bir yıl sürecek skandallar ve siyasi çalkantılara kilitlendi.

Papandreu ile Mitsotakis arasındaki öldürücü şantaj başladı.

Papandreu, Mitsotakis’in de kurduğu telefon dinleme merkezlerinin adreslerini gazetelere verdi...


SKANDAL NASIL ÖRTBAS EDİLDİ?

Böylece ne Mitsotakis Papandreu’yu ne de Papandreu Mitsotakis’i Yüce Divan’da yargılatabildi.

Elden ele dolaşan kasetler de bir anda ortadan yok oluverdi...

Bir kişi bile cezalandırılmadı. Zaten cezalandırılsa sistem çökecekti...

Skandal örtbas edildi.

Ta ki EYP’in 1999’daki Öcalan’ı kaçırma operasyonu fiyaskoya dönüşünceye kadar...


17 KASIM TERÖR ÖRGÜTÜ'NÜN BEYİN TAKIMI NEYDİ?

Fiyaskonun ardından Sosyalist Başbakan Kostas Simitis EYP’e el attı...

PKK’lı kadın militanları kurtarma operasyonuyla adı parlayan Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Büyükelçi Pavlos Apostolidis’i, teşkilatın başına getirdi.

Böylece Pandora’nın Kutusu yeniden açıldı...

O dönemde Atina’da Hürriyet’in Temsilcisi'ydim.

Başbakan Simitis’in akılcı bir manevrayla Türkiye’yle yakınlaşmayı nasıl başlattığını izledim.

Öcalan’ı kaçırıp saklayan İstihbarat Teşkilatı da bir süre daha unutuldu.

Ta ki 29 Haziran 2002’de Pire Limanı'nda, Savvas Ksiros adlı 17 Kasım militanının elinde bomba patlatıncaya kadar...

O andan itibaren gözler yeniden Yunan İstihbarat Teşkilatı'na çevrildi.

Yıllardır, Atina’da kiminle konuşam,17 Kasım Örgütü'nün 4-5 kişilik beyin takımının teşkilatta olduğunu söylüyordu...

20 yıl boyunca sokak ortasında cinayetler işleyen, Türk diplomatlarını da öldüren 17 Kasım Terör Örgütü’nün beyin takımı İstihbarat Teşkilatı’nın içinde miydi?

O dönemde 17 Kasım Örgütü militanı olarak 19 terörist yakalandı.

Ancak yakalananlar sadece tetikçiydi.

Peki derin devlet içinde beyin takımında kimler vardı?

Yunanlı gazeteciler beyin takımını ortaya çıkartmak için çok uğraştılar.

Ancak hükümet, EYP ile 17 Kasım arasındaki ilişkiyi aydınlatmak için başlatılan soruşturmayı durduruverdi!

Yine de soruşturmada, EYP ajanlarıyla, 17 Kasım tetikçileri ve Öcalan’ın telefonları numaraları arasındaki bağlantıyı ortaya çıkardılar.

21 Ağustos 2002’de Avriani gazetesinde çok ilginç bir haber yayınladı.

Avriani, 4 bin 500 tirajlı küçük bir gazete olmasına rağmen derin devletle ilişkisi olan etkili bir gazeteydi.

Hatta 1995'te Atina’ya ilk gittiğim zaman Andreas Papandreu’nun siyasi hayatının sonu olan, genç ve güzel eşi Liani’nin çıplak fotoğraflarını yayınlayan Avriani olmuştu...

Avriani, bu kez de kovuşturma makamlarının eline geçen Öcalan’ın not defterindeki bilgileri ayrıntılı olarak yayınlıyordu.

Ve “Öcalan'ın kırmızı defteri, Yunan İstihbarat Teşkilatı'yla 17 Kasım arasında bağlantı olduğunu gösteriyor. Eğer Simitis’in elindeki gizli belgeler açığa çıkarsa Yunan ulusal çıkarları büyük zarar görür” diye yazıyordu.

Kovuşturmanın bütün ayrıntılarını “Yürekten Gülerekten Yürüdüm” adlı kitabımda da yayınladım...

Sonra neler mi oldu?


EYP’DE TEMİZLİK

Bir ay sonra, Başbakan Simitis EYP’te temizlik başlattı.

2 bin kişinin çalıştığı EYP’den 400 asker ve polis tasfiye edildi.

Sokak ortasında cinayetler işleyen 17 Kasım tetikçileri ise adi suçlu olarak mahkum edildi.

Peki, PKK’yla da bağı olan, 17 Kasım Terör Örgütü'nün EYP içindeki beyin takımına ne mi oldu?

Beyin takımı ortaya çıkmadı.

Aradan 22 yıl geçtikten sonra da Yunan İstihbarat Teşkilatı’nın Pasok’un yeni liderinin telefonlarını dinlediği ortaya çıkınca yeniden ortalık karıştı...

Başbakan Mitsotakis. “Haberim yoktu” diyor.

Sizce, “Garp cephesinde yeni bir şey var mı?”