Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Truss'ın istifası ve Merkez Bankası'nın yasal bağımsızlığının önemi

İngiltere Başbakanı Liz Truss, Başbakanlık konutu önünde yaptığı açıklama ile istifa ettiğini açıkladı. Başbakan Truss istifası ile İngiltere tarihinde en kısa süre başbakanlık yapan isim olarak siyasi tarihe adını altın harflerle yazdırmayı başardı. İngiltere’de 10 numaralı Başbakanlık konutu önünde yapılan istifa açıklaması ile Britanya siyasi tarihindeki en büyük istikrarsızlıklarla karşı karşıya kalmış oldu.

Liz Truss istifasını şu gerekçelerle kamuoyu ile paylaştı: "Durum göz önüne alındığında, Muhafazakâr Parti tarafından seçildiğim görevi yerine getiremeyeceğimin farkına vardım. Bu nedenle Muhafazakâr Parti liderliğinden istifa ettiğimi Majesteleri Kral'a ilettim. Bu sabah 1922 Komitesi Başkanı Sir Graham Brady ile görüştüm. Önümüzdeki hafta içinde bir liderlik seçiminin yapılması konusunda anlaştık. Bu, mali planlarımızı gerçekleştirme yolunda ülkemizin ekonomik istikrarı ve ulusal güvenliğinin korunmasını sağlayacaktır." Truss yaptığı açıklama ile Kraliçe'nin Büyük Britanya hayalini de Kraliçe ile birlikte gömmüş oldu. 

Truss istifa mektubu ile enkaz devraldığını muhafazakâr partinin ekonomi reçetelerinin bu enkazı ayağa kaldırmaya yetmeyeceğini itiraf etmiş oldu. Truss, siyaset sahnesinden çekilme kararı almış olsa da İngiltere’nin bu siyasi ve ekonomik krizden çıkışı kolay olmayacaktır.

Aslında Daily Mirror Gazetesi 6 Eylül 2022’de Liz Truss’un başbakan seçilmesini "Aynı eski muhafazakârlar" manşeti ile vermişti. Daily Mirror eleştiri yazısında, "Muhafazakâr başbakanlar 12 yıldır ekonomimizi, kamu hizmetlerini mahvetti ve milyonlarca insanı olabilecek en kötü durumda bıraktı, şimdi bir tane daha var" sözleri ile yeni Margaret Thatcher olacağını iddia eden Liz Truss’un 6 haftalık bilançosunun özetini yaparak yaşanacak olan süreci daha önceden haber vermişti.

Muhafazakâr Parti’nin kurucu babaları Tory’lerin Tamworth Manifestosu’ndan yolsuzluklarla mücadele, düzenin korunması ve vergilendirme sistemi hakkında alıntılar yaparak iktidara gelen Truss, aldığı vergi indirimi kararının toplumun en yoksul insanları üzerinde bile ekonomik bir refah yaratacağını savunuyordu. Bunu nasıl finanse etmeyi planladığını eleştirenlere ise piyasanın bunu kendi kendine halledeceğini söyleyerek elinde popülizmden başka bir silahı olmadığını saklamaya çalışıyordu.

Truss’ın "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" sloganına benzer açıklamaları liberalleri şaşırttığı gibi muhafazakârları da şaşkınlığa uğrattı. Çünkü fanatik bir muhafazakârın müdahaleci hükümet politikaları yerine "epistemolojik heterodoks nöropsikoloji"ye yaklaşması, İngiliz kamu maliyesi açısından alışılan bir durum değildi. Ekonomistler bu durumu sadece faiz sebep enflasyon sonuç felsefesi üzerinden yorumlayabilirlerdi. Truss’ın nöropsikolojik ekonomi politikalarının sonuçları ile yüzleşmesi uzun sürmedi. Sterlin son 37 yılın en düşük seviyesine geriledi, faiz oranları eşi görülmemiş seviyelere ulaştı, emeklilik fonları çöküşle karşı karşıya kaldı. Buna ek olarak faiz oranları ve devlet hazinesinin borç yükü artmaya devam edince enflasyon oranındaki yükseliş, enerji fiyatlarındaki artışlar, hayat pahalılığı, vatandaşlar üzerindeki baskıları artırdı. Truss’ın nöropsikolojik ekonomi politikalarına karşı İngiliz Merkez Bankası’nın sterlini istikrara kavuşturmak için müdahale edeceğini açıklaması, Truss ve Maliye Bakanı Kwarteng için artık sonun başlangıcı oldu. Merkez Bankası'nın yasal bağımsızlığının fiyat istikrarına ulaşılması ve sürdürülmesi açısından taşıdığı önemin büyüklüğünü göstermesi açısından İngiliz Merkez Bankası’nın aldığı karar fevkalade önemlidir.

Merkez Bankası’nın almış olduğu karar üzerinde yeni Maliye Bakanı Jeremy Hunt’ın, hükümetinin tüm ekonomik politika paketini yırtıp bir kenara atması sonucu Hunt, hükümetin en güçlü kişisi oldu. Jeremy Hunt, krizin fay hatlarını 2016 yılında İngiltere’nin Brexit’ten çıkışından itibaren aramaya başlamaz ise yazdığı ekonomik reçeteler sadece pansuman niteliği taşıyacaktır. Aksi takdirde Kraliçe’nin ölümü ile karmaşık bir mirası devralan İngiltere’de ekonomik istikrarsızlığa karşı pansuman niteliğindeki reçeteler İngiliz Milletler Topluluğu’nu siyasi istikrarsızlığa sürükleyecektir. Brexit politikalarının dramatik başarısızlığı sonucu İngiltere’de üç ayda dört maliye bakanı ve altı yılda dört başbakan göreve geldi. Mevcut siyasi istikrarsızlığın devam etmesi halinde, günler veya haftalar içinde beşincisi de yola çıkacaktır. Demokratik parlamenter sistemin beşiği olan İngiltere’de Brexit destekçilerinin vaat ettiği devrim, kendi çocuklarını yemeye başladı. İngiliz Merkez Bankası aldığı kararla ekonomi üzerinde alınacak politik kararların ciddi bir iş olduğu, politik maceraların bedelinin ağır olacağı mesajını en yüksek perdeden vermiş oldu. Umarız bu karar demokrasinin beşiği olarak görünen İngiltere’de bu tür ekonomi politik düşünceye bir son verir ve İngiltere’de işleri tersine çevirebilir. Fakat Brexit politikaları ile Johson Hükümeti’nin Kuzey İrlanda ihtilafında uluslararası anlaşmaları bozmaya yönelik ısrarlı tehditleri dünya çapında İngiliz siyasetinin güvenilirliğini kalıcı olarak zedeledi. Piyasalar Truss’ın epistemolojik heterodosks nöropsikolojik ekonomi politikaları üzerinde yarattığı yıkımı çabuk unutmayacaktır. Parlamenter sistemi unutanlar için bir hatırlatma yapmamız gerekirse Muhafazakâr Parti’nin parlamentoda güvenoyu alamaması sonucu 2024’te yapılması planlanan seçimlerin daha erken tarihte olacağını söyleyebiliriz.

Sonuç olarak; 

İngiltere’de Merkez Bankası'nın denge fren mekanizmasını işletmesi, kuvvetler ayrımının önemini parlamentonun gücünü taca karşı göstermesi açısından güçlendirilmiş parlamenter demokrasiye geçiş planları yapan ülkeler açısından not almaları gereken bir durumdur. Ayrıca; Daily Mirror Gazetesi’nin Muhafazakârlar Parti Başkanı Truss’a yönelik eleştirisi, Brexit’ten çıkışı devrim olarak niteleyenlere "Muhafazakârlardan devrimci olmaz, bilgi haktır, bilgi insanı özgürleştirir, devrim aklın önderliğinde yapılır, akla ve bilime karşı olanlardan sadece cihatçı olur" şeklinde de okunabilir.