Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Türkiye Şanghay'a üye olabilir mi?

Türkiye’nin 2016'da İdlib Harekatı sonrası sınırlarını açmasıyla binlerce göçmen, Yunanistan sınırına aktı. Bu durum Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasını yeniden gündeme getirdi.

Mülteci krizini siyasi bir fırsata çevirmek isteyen Erdoğan, Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Kasım 2016'da gerçekleştirilen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısının ardından "Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?" açıklamasını yaptı.

Erdoğan, "Sayın Putin, 'Bunu değerlendiriyoruz' gibi bir ifade de kullandı. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye'nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum" dedi.

Erdoğan'ın örgüte katılma isteği; Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Şuang, "Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üyelik başvurusu yapması durumunda bu başvuruyu değerlendirebiliriz" açıklaması ile cevap buldu.

Rusya'dan 20 Kasım 2016'da konuyla ilgili bir açıklama geldi, Rusya Parlamentosu'nun üst kanadı Federasyon Konseyi'nin Savunma Komitesi üyesi Aleksey Puşkov, Twitter paylaşımında, "Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üyeliği Erdoğan için mantıklı bir adım olur. ŞİÖ, AB'den farklı, onun yerine geçemez. Fakat AB'den farklı olarak ŞİÖ üyeleri tamamen egemen" ifadelerini kullandı.

Aradan tam altı yıl geçti; 15-16 Eylül 2022'de Semerkant kentinde yapılan zirveye katılan Erdoğan, bu talebini yineledi.

Zirve dönüşü gazetecilerin Türkiye’nin hedefinin ŞİÖ’ye üyelik olup olmadığına ilişkin sorusuna Erdoğan, "Bu adımla birlikte bu ülkelerle ilişkilerimiz çok daha farklı bir konuma taşınacaktır. Tabii... Hedef o” yanıtını verdi.

Erdoğan'ın ŞİÖ'ye tam üyelikle ilgili sözleri, New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında ABD Başkanı Joe Biden ile yüz yüze yapmak istediği görüşme talebinin henüz bir randevuya dönüşmediği esnada geldi.

Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün 2013 yılından beri diyalog ortağıdır.

Erdoğan; Şanghay'a tam üyelik konusunda yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ekonomiyi istikrara kavuşturmak için alternatif ülkelerle ekonomik bağlar kurmak istediğini gösterdi.

Tahıl koridoru ve enerji krizi gibi konularda müzakereleri yürüten Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Zirvesi'nde bu sene sesi daha gür çıkacak.

Erdoğan, "Dünya beşten büyük değil" derken Şanghay'ın 10'uncu daimi üyesi olmayı mı kastediyordu?

Erdoğan'ın talebi kabul edilirse Türkiye'yi Kuzey Atlantik (NATO) Antlaşması Örgütü'nün bloğa katılan ilk üyesi olacak.

Peki Türkiye Şanghay'a üye olabilir mi?

Şanghay'a üye olmak Türkiye'ye ne kazandırır, ne kaybettirir?

Üye ülkelerin nüfusları, coğrafi büyüklükleri, ekonomik kaynakları, askeri güçleri ve jeopolitik yönelimlerindeki farklılıklar, Şanghay İşbirliği Örgütü politikalarının müzakere edilmesini, onaylanmasını ve yürütülmesini karmaşık hale getiriyor. Böyle bir yapı ile karar almak ve iş birliği kurmak Türkiye açısından zor görünüyor.

Mevcut Şanghay İşbirliği üyeleri, Orta Asya'da bir Batı askeri varlığını istemiyorlar. Hükümetlerin iç karışıklığı bastırmak için başka bir üye devlete ne ölçüde yardım etmesi gerektiği ve Şanghay'ın geleneksel savunma konularındaki rolü gibi önemli konularda anlaşmazlıklar var. Bu durum Kazakistan'da çıkan olaylarda ve Kırgizistan-Tacikistan arasında yaşanan çatışmalarda kendini gösterdi.

Şanghay İşbirliği Örgütü; NATO Tüzüğü'nün 5. maddesine benzer bir şeye sahip değil. Şanghay'ın, NATO gibi güç projeksiyonu olmak için bir kuruluş amacı yok.

Türkiye ile Rusya arasında düşürülen uçak krizinin açtığı yaralar hâlâ sıcaklığını koruyor.

Kafkaslar'daki Türk coğrafyası ve Türkiye'nin bu bölgeye yakınlaşma isteği Rusların kırmızı çizgisi. Ayrıca Çin ile Türkiye arasında Uygur Türkleri konusu tahkimli bir alan.

Rusya, Ukrayna Savaşı ile birlikte G7, AB ve NATO gibi oluşumların yaptırımları ile kendini ağır baskı altında buldu. 

Batı, Rusya'yı dünyanın geri kalanından izole etmek için elinden geleni yapıyor. Ancak, eski İtalya Başbakanı Berlusconi'nin belirttiği gibi, Batı Rusya'yı izole etti ama aynı zamanda kendisini dünyanın geri kalanından da izole etti.

Pelosi, Tayvan ziyareti ile Amerika'nın Çin'i çevreleme politikasındaki kararlılığını göstermiş oldu.

Sonuç olarak, bu eylemler Şanghay İşbirliği Örgütü üyelerini birbirine yaklaştırıyor ve organizasyonun büyüme motivasyonunu arttırıyor. Batı'nın Rusya-Çin ve Türkiye'ye karşı uyguladığı tek taraflı politikaları uluslar arasındaki bölünmeyi teşvik ediyor. Bu durum dünyayı daha fazla parçalanmayla karşı karşıya getiriyor.

İçinden geçtiğimiz süreç küreselleşen dünyayı daha parçalı ve içine kapanık ekonomiler haline getirdi.

Batı ve Batı dışı dünya arasındaki bölünme ve dönüşüm, Semerkant Zirvesi'nde Erdoğan'ın talebi ile kendini göstermiş oldu.

2023 seçimlerinde ekonomik istikrarı sağlamaya mecbur olan Erdoğan; Batı ile iş birliğinden ziyade bir zorlama aracına dönüşen karşılıklı ekonomik bağımlılıktan kurtulmak istiyor.

Erdoğan F-35, F-16 ve CAATSA yaptırımları gibi konularda kendi iradesini dayatmak isteyen Batı'ya karşı istikrarı sağlamak için güçlü bir alternatif arayışına girdi.

Ukrayna-Rusya arasında çıkan savaş sonrası Dünya'da ortaya çıkan ekonomik kriz sarmalı, Şanghay üyeleri arasında da örgütün ekonomik iş birliğini güçlendirmesini acil hale getiriyor.

Şanghay İşbirliği Örgütü Batı ile olan bağımlılığı azaltmak için Batı ödeme sistemi olan avro ve dolar ile ödeme yapmak istemiyor. Dolar ve avronun kullanımını sınırlayarak uluslararası ticarette ulusal para birimlerinin kullanımını artırmak istiyorlar.

Semerkant'ta; Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye’nin doğal gaz ödemesinin yüzde 25’ini ruble ile yapmasında anlaşma sağladı. Bu anlaşma Erdoğan'ın Şanghay üyesi olma arzusunun en önemli göstergesi olarak okunabilir.

AB üyeliğine karşı 2016 yılında Türkiye'yi "Şanghay Beşlisi'ne alın!" diyen Erdoğan'a ŞİÖ kurucularından Orgeneral Leonid İvaşov, “Türkiye üye olur, ama NATO’dan çıkması lazım” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan'ın, ekonomik iş birliği için kurulmuş Şanghay'ı, savunma iş birliği örgütü olarak kurulan NATO'ya tercih etmesi rasyonel değildir.

Seçimler öncesi içeride kaybettiklerini dış politikada kazanmaya çalışan Erdoğan, IMF ve Dünya Bankası'na alternatif olarak ŞİÖ'nün finans desteğini arkasına almak istiyor. 

20 Eylül'de Genel Kurulu'nda "Dünya beşten büyüktür" demeye hazırlanan Erdoğan'ın Şanghay'a tam üyelik ile ilgili açıklaması, Türkiye'nin demokrasi ve otokrasi arasında nerede durduğunu göstermesi açısından düşündürücüdür.

Türkiye; insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı ilkelerine taraf olmalıdır.

Türk dış politikası Ahmet Davutoğlu'nun stratejik derinlik fikrinden derhal uzaklaşmalı, otokrasi ve demokrasi arasında seçimini, demokrasiden yana kullanmalıdır.