6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

OPEC artı kararlarının Suudi Arabistan politikalarına etkisi

OPEC+ grubunun, 5 Ekim’de petrol üretimini iki milyon varil azaltma kararı sonrası Suudi Arabistan’ın Rusya’nın yanında yer aldığına ilişkin yapılan yorumların dozajı artmaya başladı. 

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, kasım ayından itibaren uygulamaya konulacak söz konusu kararla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın Suudi Arabistan ile ilişkileri değerlendirirken “sistemli” davranacağını, "Suudi Arabistan'a yönelik güvenlik yardımında politika değişikliğine” gideceklerini söyledi. 

Fas, Mısır, Bahreyn, Filistin, Yemen, Umman, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak; OPEC+’nın kararları konusunda ABD'nin Suudi Arabistan'a karşı aldığı tavırda Riyad'ın yanında yer aldıklarını duyurdu. 

OPEC+'ya yönelik cezanın sadece Suudi Arabistan’a kesilmesi Amerikan-Suudi ilişkilerindeki kriz durumunun Biden’ın dönemini aşarak kronik bir boyut kazanma potansiyeli taşıdığını göstermesi açısından dikkate değerdir.

Suudi Arabistan ise petrolde yaşanan fiyat istikrarsızlığını, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline, Pasifik’teki çatışma riskine ve Ortadoğu'da devam eden kargaşanın yarattığı jeopolitik huzursuzluğa bağlıyor. 

Amerika Birleşik Devletleri, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla beraber piyasalarda oluşan fiyat istikrarsızlığını önlemek ve Rusya’nın petrol satışından elde ettiği kazancın önüne geçmek amacıyla stratejik petrol rezervlerini 6 ay süreyle açmaya karar vermişti. Eylül ayı sonunda ABD’nin stratejik rezervlerinin 416 milyon 389 bin varille son 38 yılın en alt seviyesine indiği ortaya çıktı. 

Ukrayna-Rusya Savaşı ile petrol rezervleri eriyen ABD'nin yönetimi, OPEC+'nın kesinti kararı üzerine yaşadığı şoku kısa sürede üzerinden attı. 

ABD yönetimi, 10 milyon varil daha petrolü piyasaya sürmeye karar verdiğini duyurdu. Son paketle birlikte Washington, Rusya-Ukrayna Savaşı başladığından bugüne kadar 180 milyon varil petrolü piyasaya sürmüş oldu. 

Enerji fiyatlarındaki istikrarsızlık nedeniyle Almanya ve İtalya’da beklenen ekonomik durgunluğa, Biden’ın yazdığı reçetenin derman olmaması dikkat çekicidir. 

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Ukrayna’ya 400 milyon dolar değerinde insani yardımda bulunmuş olması bile OPEC+’nın petrol üretimini azaltacağına yönelik kararının üzerini kapatmaya yetmedi. 

Kömür yerine petrolün gemilerde kullanılması ile birlikte dünyanın küresel jeopolitik dengesi köklü bir değişikliğe uğradı. İngiliz donanmasının ihtiyacı olan petrol 1953’te İran Başbakanı Muhammed Musaddık’ı devirdi. 

OPEC+’nın üretimini azaltacağını açıklaması akıllara, 1973’te Arap ülkelerinin İsrail’e verilen destek nedeniyle ABD ve Avrupa ülkelerine uygulanan petrol ambargosunu getirdi. 1973 yılında 2,83 dolar olan Arabistan ham petrolünün varil fiyatı, 1974 yılında 10,41 dolara fırladı. Arap ülkelerinin koyduğu ambargo sonrası dünya OPEC’e alternatif olacak yeni politikalar geliştirme arayışına girdi. Bu arayışların sonucu OPEC’e alternatif OPEC+ grubu oluşturuldu. 

Enerji piyasalarında oluşan fiyat istikrarsızlığına karşı oluşturulan uluslararası iş birliğine rağmen Ukrayna’nın işgali ile ABD petrol rezervi 1984’ten bu yana en düşük seviyesine indi. 

Amerikan rezervlerinin giderek azalması, Rusya’nın Avrupa’ya doğal gazı kesmesi ve OPEC+’nın politikaları İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan jeopolitik dengelerde pozisyon değişiklikleri oluşacağına yönelik sinyaller veriyor.

Bu pozisyon değişikliği Muhammet Bin Selman’ı, Muhammed Musaddık’ın izlediği politikaları tekrar gözden geçirmeye zorlayacaktır. Biden’ın, 15-16 Kasım'da Endonezya'nın Bali Adası'nda yapılacak olan G-20 Liderler Zirvesi’nden birkaç gün önce Cemal Kaşıkçı davasını raftan indirerek Selman’ı köşeye sıkıştırmak isteyeceğini söyleyebiliriz.

OPEC+ grubunun aldığı karar Husileri cesaretlendirecektir. Önümüzdeki günlerde Suudi Arabistan Milli Petrol Şirketi ARAMCO’ya karşı sabotaj faaliyetlerinin düzenleneceğini söylemek de olasıdır. Enerji uzmanlarına göre üretim kapasitesi ile küresel talep birbirini karşılamıyor. Bu durum alternatif enerji kaynakları olmadan dünyada yaşamın giderek zorlaşacağı anlamına geliyor. Fakat ne temiz enerji kaynakları, ne doğalgaz ne de nükleer enerji petrolün yerini bugüne kadar doldurabildi. Sonuç olarak, Ukrayna-Rusya Savaşı, yalnızca Rusya’nın ürettiği kömür, petrol ve doğal gaza Avrupa’nın bağımlı olduğunu teyit etmekle kalmadı. Petrolün vazgeçilmez bir aktör olduğunu da ortaya koydu. Winston Churchill, Birinci Dünya Savaşı sırasında ne söylemişti: “Bir damla kan eşittir bir damla petrol.”