Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Erkan Yolaç'ın cenaze programı belli oldu
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Ünlü isimlere Gazze tepkisi
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Evgeny Grinko'dan 'Uzun İnce Bir Yoldayım'a yeni yorum
Ücretsiz olacak başvurular başladı
Ücretsiz olacak başvurular başladı
123456789

14 Mayıs seçimi üzerine...

Yasal olarak seçimlerin yenilenmesi ile erken seçim tartışmaları arasında kendine bir takvim arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan; 18 Haziran'da yapılması planlanan genel seçimleri; dini bayramları, okul sınavlarını ve mevsimi gerekçe göstererek öne almaya çalıştığını haftalar öncesinden hissettirmişti.

Devlet Bahçeli’nin "Mayıs ayında bu işi bitirelim" çıkışı yirmi yıllık iktidarı boyunca sık sık kendini Menderes ile kıyaslayan Erdoğan’a ‘Yeter söz milletindir’’ sözünü hatırlattı. Fakat,14 Mayıs olağan seçim takvimi içinde olduğundan, daha önce 2 kez seçilen Erdoğan, aldığı seçim kararıyla 3. kez Cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Tam bu noktada şu soru aklımıza geliyor: YSK kararları yüksek yargıya taşınabiliyor mu?

Bunun cevabını hepimiz biliyoruz sanırım. Bilmeyenler biraz araştırsın.

Seçimlerin ramazan ayından hemen sonra yapılmak istenmesi, popülizm silahının güçlü bir şekilde masaya sürüldüğünü, adaylık tartışmalarının hukuk kuralları yerine kutsallar üzerinden yürüyeceğini gösteriyor. 

Seçim takvimini belirlerken milliyetçi oyları konsolide etmek isteyen Erdoğan; şubat ayında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde, nisan ayında ise Yunanistan'da seçimlerin yapılacağını gözden kaçırmamış görünüyor.

Bu nedenle, Erdoğan'ın Yunanistan ile girileceği kavgayı şimdiden görebiliriz. Bu pencereden baktığımızda, 14 Mayıs Menderes'in politik çıkarlarına bile bu kadar hizmet edemezdi.

Dış politikayı seçim malzemesi yapmak istesem ben 14 Mayıs'ı seçerdim.

Bütün tarihleri dikkate alan Erdoğan ve AKP kurmayları, 2013-2018 tarihleri arasında Demokratik Halk Partisi’nden Cumhurbaşkanı adayı olan Nikos Anastasiades’in iki dönem sınırı nedeniyle yeniden aday olamadığını gözden kaçırmış olamaz. Muhtemelen Yunanlıların anayasasında 101'nci madde yoktur.

Yoksa mutlaka bu durumu dikkate alırlardı diye düşünüyorum.

Türkiye ve Yunanistan’da seçimlerin neredeyse aynı dönemde yapılacak olması,  2023'ün "alışılmadık bir yıl" olacağını gösteriyor.

Modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal "Atatürk"ün kurduğu Cumhuriyet ve Cumhuriyet’in doğurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin muhalifi olan Adnan Menderes ve destekçileri üzerinden 14 Mayıs 1950'deki seçimler ile FETO hain darbe girişimi arasında duygusal bir bağ kurularak seçmene mesaj verilmek isteniyor. Verilen mesaj çok açıktır.

Açıklanan seçim tarihi, AKP'nin seçim stratejisini bugünden göstermiş oldu. Meydanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın neler söyleyeceğini tahmin etmek artık zor değil.

Fakat benim merak ettiğim 14 Mayıs seçimlerinde medya, bugüne benziyor muydu?

Gelin o günlere beraber gidelim.

14 Mayıs 1950 seçimlerinde DP’nin sesi Zafer ve CHP'nin sesi Ulus gazeteleri, seçim çalışmalarında temsil ettikleri partiler için çalıştılar. Zafer, DP'nin seçim propagandasını yaparak köşe yazılarında seçimin önemine dikkat çekmeye çalıştı. Ulus ise CHP'nin 27 yıl boyunca yaptığı hizmetleri anlatma yolunu seçmişti. Zafer ve Ulus gazeteleri 14 Mayıs 1950 seçimleri sürecinde okuyucusuna öncelikli olarak seçime katılımın ve demokrasinin önemini anlatmaya çalıştılar.

Aradan 73 yıl geçti. Bugün medya organlarının demokrasi ve katılımdan bahsettiğini görebiliyor musunuz?

DP’nin sesi olan Zafer gazetesinde İsmet Paşa hakkında paramiliter yapılar üzerinden tehdit mesajları içeren manşetler atıldığını hayal edebiliyor musunuz? Zafer gazetesinde Uğur Dündar gibi deneyimli bir gazetecinin çalıştığını düşünebiliyor musunuz? Ben düşünemiyorum.

Geçmişe gitme şansım olsaydı Ece Güner gibi bir hanımefendinin çıkıp İsmet Paşa'ya yapılan tehdidin sanki kendi gazetesinde manşeti atılmamış gibi göğsünü gere gere durumu protesto ettiğini görmek isterdim. Bu yüzden Ece Güner'e teşekkür ederim. Olay sizin çalıştığınız televizyonda yaşanmadı. Beni ikna ettiğiniz için teşekkür ederim.

Bugüne geri dönelim. Yunanistan' a gidelim.

Cumhurbaşkanı seçilen Nikos Anastasiades iki dönem sınırı nedeniyle aday olamıyor.

Anastasiades’in ben aday olamadığına inanmıyorum. Nikos Anastasiades’in mevsimi bahane ederek anayasayı elinin tersi ile iterek "Yeter artık söz milletindir" diyeceğini düşünüyorum. Yunanlılar arasında aynı anayasayı okuyup farklı yorumlar yapacak hukukçular olmadığını söylemek zor olmasa gerek.

Bitirelim, anayasaya ve demokratik seçim ilkelerine göre yapılmamış bir seçim sadece seçimsizliktir. Bu seçimsizlikten kurtulmak için özgürlük, eşitlik ve kardeşlik adına sandığa gideceğiz. İsmet Paşa'nın dediği gibi 14 Mayıs bizim en büyük zaferimizdir. Memleket için ve bizim için büyük bir şereftir.