2024 ABD Seçimlerinin Küresel Etkileri: Rusya-Ukrayna Savaşı ve Ortadoğu'da Değişen Dengeler

Gazete Durum Günce

2024 ABD Seçimlerinin Küresel Etkileri: Rusya-Ukrayna Savaşı ve Ortadoğu'da Değişen Dengeler

2024 ABD seçimlerinin yalnızca Amerika'nın iç siyasetini değil, küresel politikayı da derinden etkileyeceğini düşünüyorum. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail-İran gerilimi gibi kritik meseleler, bu seçimlerin sonucuna doğrudan bağlı. Başkan Joe Biden’ın Ukrayna’ya verdiği güçlü destek ve Rusya’ya karşı net duruşu, şimdiye kadar ABD’nin Ukrayna Rusya savaşında nasıl bir rol oynayacağını şekillendirdi. Ancak önümüzdeki seçimlerle birlikte bu tutumun değişip değişmeyeceği büyük bir soru işareti. Benzer şekilde, İsrail'in İran’a karşı atacağı adımlar da ABD'nin desteği olmadan mümkün görünmüyor.

Demokratlar, özellikle Biden yönetimi, Ukrayna’yı açıkça destekleyen bir çizgi izledi. Bu bağlamda Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımlar ve Ukrayna’ya yapılan silah yardımları, savaşın gidişatını belirleyen faktörler arasında yer aldı. Öte yandan, Cumhuriyetçilerin bu savaşa dair daha mesafeli bir duruş sergilediklerini biliyoruz. Trump ve ekibi, NATO müttefikliği kapsamında Ukrayna’ya destek verdiklerini belirtse de, yardımların sınırlandırılması gerektiği yönündeki açıklamaları dikkat çekiyor. Eğer 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçiler iktidara gelirse, Ukrayna’ya verilen para ve mühimmat desteğinde kısıtlamaların olacağı bir senaryoyla karşı karşıya kalabiliriz. Bu da savaşın gidişatını ciddi biçimde değiştirebilir.

İsrail ve İran arasındaki gerilim de ABD seçimlerinden büyük ölçüde etkilenecek bir diğer önemli mesele. İsrail’in, İran’ın nükleer programına karşı açık bir duruş sergilediğini biliyoruz. Biden yönetimi, bu konuda barışçıl çözümler arayışında olduğunu sık sık dile getiriyor. Ancak seçimlerde Cumhuriyetçilerin kazanması durumunda, bu barışçıl arayışlar yerini daha sert yaptırımlara ve hatta askeri müdahale seçeneklerine bırakabilir mi? İsrail, ABD’nin desteği olmadan İran’a karşı nasıl bir strateji izler, bu da büyük bir soru işareti. ABD’nin Ortadoğu’daki varlığı ve bu bölgedeki dengelerin nasıl şekilleneceği, seçimlerin ardından netleşecek.

Cumhuriyetçilerin, İran'ın nükleer silah geliştirme potansiyeline karşı daha sert bir tavır takındıklarını biliyoruz. Onların "alet çantası"nda genellikle daha fazla ekonomik yaptırım ve askeri seçenek mevcut. Ancak bu durum, barışçıl çözüm arayışlarının tamamen dışlandığı anlamına gelmiyor. Demokratların yumuşak güç politikaları ile Cumhuriyetçilerin daha sert yaklaşımı arasındaki fark, bölgedeki gidişatı doğrudan etkileyecek.

Sonuç olarak, 2024 ABD seçimleri yalnızca Amerikan halkını ilgilendiren bir olay değil; dünya çapındaki güç dengelerini de değiştirme potansiyeline sahip. Amerikalılar sandığa giderken yalnızca kendi geleceklerine değil, Ukrayna’nın, İsrail’in ve hatta İran’ın geleceğine de karar vermiş olacaklar. Ukrayna'da eşini cepheye gönderen bir kadın, Gazze'de ailesini kaybetmiş bir çocuk, Lübnan’da Gazzelilerin kaderini paylaşma korkusuyla yaşayan halklar, Amerikan halkının bu seçimde vereceği kararı bekliyor. Bu nedenle, 2024 ABD seçimleri, sadece Amerika’yı değil, tüm dünyayı ilgilendiren tarihi bir olay olarak kayıtlara geçecek. Amerikalıların tercihleri, küresel dengeleri derinden sarsabilir ve yeni bir dünya düzeninin kapılarını aralayabilir.