Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

3 Mart 1994’te Ne Oldu?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; "ABB Başkanı Mansur Yavaş ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sesleniyorum. Milletimiz sizi göreve çağırıyor" dedi;

Tepkiler ardı ardına geldi.

Şirin Payzın: “Tekrar soruyorum, Akşener Erdoğan’la anlaştı mı?”

Rahmi Turan: "Cumhurbaşkanı Erdo­ğan, Meral Akşener'e madalya takmalı! Saray'a ve AKP'ye bun­dan büyük hizmet olamaz!"

Deniz Zeyrek: "Akşener sonunda sadece Tayyip Erdoğan'ın ekmeğine yağ süreceğini bile bile büyük bir kumar oynadı."

Emre Kongar: "Demokrasiye bu kaçıncı ihanet? Türkiye bugünlere, solcu, demokrat, Atatürkçü aydınların katledilmesiyle getirildi."

Ali Bayramoğlu: "İYİ Parti bir kez daha kuran değil, bozan oyuncu oldu."

İrfan Değirmenci: “Haydi uğurlar ola!”

Mehmet Tezkan: “Meral Hanım öfkeyle kalktı, keskin sirke kendi küpüne zarar. Partisini de ateşe attı.”

Hasan Cemal: “Eyy Akşener! Bu yaptığın demokrasiye ihanettir, siyasi ahlaksızlıktır! Şunu iyi bil. İnsanlar bu ihanetini asla affetmeyecekler.”

İsmail Saymaz: “İnsanlar hayal kırıklığına uğradıysa sorumlusu Akşener’dir. Olmaz ki ama” dedi.

Aksener'in yaptığı bu çıkış medya dünyası ve aydınlar tarafından bu şekilde elestirilirken İYİ Parti üyeliğinden istifa edenlerin Twitter paylaşımları ile zirveye ulaştı.

Türkiye'de Altılı Masa'ya güvenen ve güvenmek isteyen, Cumhuriyet'in evrensel değerlerine bağlı olan herkes Akşener’in masayı terk etmesi karşısında öfkelendi.

Peki, ama Sayın Akşener neden bir bardak suda fırtına kopardı?

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı karşısında aday olarak bu oyunu bozan Akşener, yeni bir oyun bozmaya mı hazırlanıyor.?

İYİ Parti Genel Başkanı, yaptığı açıklamaların 7 şiddetinde siyasi bir depreme neden olacağını, ona güvenen ve inanan bu halkın bu depremin enkazı altında kalacağını bilmiyor mu? Tabii ki biliyor. Bildiğini umuyorum.

"Tarih sosyal bilimlerin laboratuvarıdır" derler. Bu tarz olaylarda siyasi tarihimize bakarak bir açıklama getirmek doğru bir yaklaşım olacaktır.

O halde 3 Mart 1994 yılına gidelim.

1991 yılında HEP'in kapanması ihtimaline karşı Demokrasi Partisi kurulmuştu.1991 yılındaki Milletvekili Genel Seçimleri’nde Halkın Emek Partisi, Sosyal Demokrat Halkçı Parti listelerinden seçime katıldı. Leyla Zana, Mahmut Alınak, Hatip Dicle, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Selim Sadak ve Sedat Yurtdaş gibi isimler TBMM'ye girdi.

1993 yılında ise HEP'in kapanması üzerine HEP'li milletvekilleri, DEP'e geçti. 3 Mart 1994'te DEP'li milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı ve 17 Mart 1994'te tutuklanarak cezaevine konuldular.

Demokrasi Partisi, 16 Haziran 1994 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Partide faaliyette bulunmuş olan kişiler 11 Mayıs 1994'te kurulmuş olan Halkın Demokrasi Partisi'ne geçtiler. 18 Şubat 1995’te süreç Erdal İnönü tarafından kurulan Murat Karayalçın'ın Genel Başkanı olduğu SHP’nin kapanması ile sonuçlandı.

HDP’in kapatma davasının arifesinde HDP’de siyaset yapan herkese siyaset yasağı getirileceğini öngörebiliriz.

Burada şu soru ile karşılaşıyoruz: HDP'nin 11 Mayıs 1994'te kurulmuş olan Halkın Demokrasi Partisi'ne geçtikleri gibi geçebilecekleri bir parti var mı ? Siyaset yasağı alması beklenen HDP'liler hangi partide siyaset yapacak ya da ya da yapabilir mi? Bu sorunun cevabı ortadadır. Ülkücü tabanının sesine kulak veren Akşener; CHP'nin iki adayını meydanlara çağırarak bir yandan HDP bagajından kurtulmak istiyor. Öte yandan ise CHP’yi SHP'nin kaderine sürüklemek istiyor olabilir.

Akşener'in masayı terk etmesi sonrası İYİ Parti hızla ülkücü kimliğine geri dönerken merkez sağın yeni alternatif i olmaktan uzaklaştı. İYİ Parti'yi merkez sağın yeni alternatifi olmaktan uzaklaştıran şey ne olabilir ?

Siyaset, Aristo’nun dediği gibi bilimlerin atasıdır. Siyaseti, bilime yaklaştıran taraf ise anketlerdir. Sayın Akşener neden anketlerde en yüksek seçilme ihtimali olan adayı değil de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın adını aynı anda sahaya sürdü.İşte bütün mesele burada.

Bazı aydınlar Akşener’in bu çıkısını demokratik bir tavır olarak yorumluyor. Sayın Akşener’in yaptığı açıklamalar demokrasinin ruhu açısından elbette doğrudur.

Fakat bu eleştiriler; halkın cumhurbaşkanı adayını kendi belirleyemediği, cumhurbaşkanı adayını genel başkanların seçtiği, milletvekili ön seçimlerinin kaldırıldığı, halkın yerel temsilcilerini bile seçemediği, parti içi demokrasinin tesis edilemediği Türkiye'nin ruhuna uygun değildir.

Konuyu dağıtmamak adına başa dönelim. İlk turda muhalefet yüzde elliyi geçtiği takdirde seçimler ikinci tura kalacak ve İYİ Parti; Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleyecek ise Sayın Akşener'in önce Vatan Partisi, Memleket Partisi, Zafer Partisi ve Adalet Partisi’ni ikna etmesi gerekecek. Bahse konu bu partiler üçüncü bir ittifaka hazır mı? Siyasi tarihiniz bu konuda örneklerle dolu.Bir yıldır yapılan toplantılarda Altılı Masa'ya şartlarını kabul ettiremeyen İYİ Parti'nin yeni kurulacak bir ittifaka taleplerini 70 günde kabul ettirmesi ne kadar kolay... Bu sorunun cevabını sizin takdirinize bırakıyorum.

Türk Siyasi Hayatı, bundan önce sağ partilerin üçüncü ittifakları doğurmasına şahitlik etmiştir. Akşener’in aynı parti içinden isimleri aynı anda telaffuz etmesi CHP içerisinden bir "Sekizler Hareketi" yaratma çabası olabilir. Bunun sonucunda ana muhalefet partisi olma beklentisi gerçekleşebilir mi?

Kılıçdaroğlu bu resmi iyi okuyamaz ise Karayalçın’ın kaderini yaşayabilir. Meral Akşener ise toparlayıcı hamle yapamaz ise İYİ Parti, Cumhuriyetçi Güven Partisi gibi küçük bir partiye dönüşebilir. Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi Altılı Masa Halil İbrahim Sofrası ise bağımsız cumhurbaşkanı adayları ile ittifak dışında kalan Memleket, Zafer Partisi, Sol Parti gibi birçok parti bu masaya davet edilmelidir. Bu bir zorundalıktır. Masada İYİ Parti olmadan Erdoğan’ın karşısında Kemal Kılıçdaroğlu aday olmaktan kaçınacaktır. Artık anketler tersine dönecek. Siyaset alanında kartlar yeniden karıldı. Bu saatten sonra masa dışından adayların konuşulması muhtemeldir.

Sonuç olarak; artık bağımsız Cumhurbaşkanları adayları elini taşın altına koymalı, sahaya çıkarak ittifakları ziyaret etmeli, bu yarışta biz de varız demeli. Aydınlar ve tarafsız medya siyasi parti genel başkanları dışındaki isimleri göreve çağırmalı. Halk menüden seçmemeli, halk ittifakı masada olmalıdır.

Bu söylediğim sizlere bir ütopya gibi geliyorsa lütfen Fransa'da Macron ve İtalya'da ki Beş Yıldız Hareketi'nin 11 partiyi nasıl birleştirerek iktidara getirdiğine bakınız.

Yoksa Fazıl Say, haklı çıkar.

Karşımıza Abdullah Gül tekrar aday olarak gelebilir.