Türkiye'nin tapu senedi Lozan Antlaşması 99 yaşında

Modern tarihin en önemli hukuki metinleri arasında yer alıyor

Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşı, üzerinde yaşadığımız ülkenin tapusu...

Her ne kadar zaman zaman iç politika hesaplarıyla tartışmaya açılmak istense de Lozan Antlaşması'nın Türkiye'nin kurucu senedi olduğuna güçlü şekilde vurgu yapmak gerekiyor.

Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk'ta “Bu antlaşma, Türk Milleti’ne karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!” der!

Tek cümle ile vurgulamak gerekirse Lozan, Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır...

Peki bu kadar önemli bir gün, neden bayram olarak kutlanmıyor?

Hafızalarımızı tazelemek adına, ak sakallı tarih babanın defterinin tozlu yapraklarını karıştıralım.

Atatürk, 26 Temmuz 1927’de Lozan’ın “milli bayram” olarak kutlanmasını istedi.

Bunun üzerine, 1950'ye kadar 24 Temmuz tarihi, Lozan Antlaşması'nın yıl dönümü olarak resmen değil ama fiilen milli bayram olarak kutlandı.

1950 sonrası ise kutlamalar sonra erdi.

Oysa Lozan'da yıkılmış bir imparatorluğun küllerin doğan yeni ve modern bir Türk devleti ortaya çıkmıştı.

Bu devletin bağımsızlığı ve egemenliği Lozan'da tescillenmişti!

En az, 23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim kadar önemliydi!

Türkiye, Lozan’a Kurtuluş Savaşı’nın galibi olarak giderken, Müttefikler Türkiye’yi 1. Dünya Savaşı’nın mağlubu olarak görüyordu.

Masadaki herkes Türkiye karşıtı cephede birleşmişti.

İlk sunulan anlaşma metni ise Sevr’den farksızdı…

İsmet Paşa, bu teklifi reddetti.

İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, bu durum için “İsmet söylediğimiz her şeye aynı cevabı verdi: Bağımsızlık” dedi.

Görüşmeler çetin geçti.

Masadan, zaferle kalkan Türk heyeti oldu.

24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalandı. Türkiye’nin bugünkü sınırları çizildi.

Kapitülasyonlar kaldırıldı.

Türkiye, ekonomik, siyasi, adli, hukuki bağımsızlığını kazandı.

İsmet Paşa'nın dediği olmuştu!