Yüzyıllardır insanın olduğu her yerde karşımıza çıkan bir hayat gerçeği olan aldatmanın dayanılmaz ağırlığı altında ezilen çiftlerin sayısı her geçen gün artıyor. Hiç kimse aldatılmaktan hoşlanmaz. Ancak birçok kişinin geçmiş hikayesinde küçük ya da büyük bir aldatma hikâyesi vardır. Söz konusu olan kederli hikâyeye geçmeden önce bir fıkrayı paylaşmak istiyorum: "Uluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınlara bir soru sormuş. 'Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız?' Soruya ülkelere göre verilen yanıtlar ise şöyle olmuş: İsveçli: 'Neyimi beğenmediğini sorarım.', Rus: 'Evi terk ederim.' Fransız: 'Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.' İtalyan: 'Kadını vururum.' İspanyol: 'Kocamı vururum.' Yunan: 'Her ikisini de vururum.' Türk: 'Benim kocam yapmaz!' demiş..."
SEDA VE KENAN'IN HİKÂYESİ...
Akşama bir toplantı çıktığı için eve geç geleceğini söyledikten sonra cep telefonunu kapatırken, karşı tarafta karısı Bahar’ın bir şeyler söylemeye devam ettiğini duyuyordu Kenan. Bu konuşmanın ve arabanın içine dolan güneşin etkisiyle alnında oluşan ter damlaları şakaklarına doğru akmaya başlayınca, camı açarken Seda’nın geldiğini gördü. Dikiz aynasına bakıp saçlarını düzeltirken bir yandan da radyo kanallarını değiştirerek hoş bir müzik arıyordu. Seda arabanın kapısını açtığında önce gül kokulu parfümü girdi içeri. Sürücü koltuğuna uzanıp Kenan’ın boynunu öperek “Bil bakalım ne oldu? Kocam üç günlük bir seminer için İstanbul’a gidiyor.” dedi, heyecan içinde… Kenan bu haberle hem sevinmiş hem de tedirgin olmuştu. Seda’ya duyduğu şehvet ve ihtirasla sevinirken, geçirecekleri bu ekstra sürede karısına söylemek zorunda kalacağı yalanlar yüzünden tedirgin olmuş; şimdiden birkaç tanesini aklında tasarlamaya başlamıştı. Kafasında birbirinin içine geçen yalan senaryoları, suçluluk duygusu ile karışarak içinden çıkılmaz bir hal almıştı. Seda ile seviştikten hemen sonra da bu ruh haline bürünüyordu... Seda “Bugün otele gitmemize gerek kalmadı. Benim evime gidebiliriz ama önce dışarıda bir şeyler yiyelim. Hatta sinemaya da gidelim.” dedi. Bu sözler Kenan’ın karmakarışık aklını daha da allak bullak etmişti. Dışarıda yemek yemek, sinemaya gitmek, sonra Seda ile kocasının evinde kalmak… Seda bunları ne kadar da olağanmış gibi anlatıyor, durumu normalleştiriyordu. Belki de işler daha fazla sarpa sarmadan, bu şehvet ve tutku yanılsamasından kurtulup Seda’ya artık devam edemeyeceğini söylemeli, hatta karısına da her şeyi anlatıp ondan af dilemeliydi... Düşüncelerini Seda’nın boynunda gezinen dudakları böldü. “İstersen yemek ve sinemayı boş verip hemen eve gidebiliriz.” diyordu davetkâr bir tavırla. Terleyen avuçlarından kayan direksiyonu tutmaya çalışırken, az önceki düşüncelerini silmeye çalışıyordu aklından… Başka bir mekanda ise, telefonun sinyal sesini duyarak susan Bahar hıçkırıklara boğularak ağlamaya başlamıştı. Yine o kadına gitmişti! Bir kılıç saplanmış gibi ağrıyan başı, ona ait değilmiş gibi iki yanına düşen kolları ve elektrik verilmiş gibi titreyen dizleriyle olduğu yere yığılıp kalmıştı...
SUÇLULUK, UTANÇ, PİŞMANLIK VE ÜZÜNTÜNÜN DANSI...
Kenan’ın durumunda olduğu gibi, aldatma sırasında ve sonrasında yaşadığı çatışma ve duygusal karmaşa, aldatan kişinin psikolojisini olumsuz etkiler. Genel kanı, aldatan kişinin bu durumdan hiç etkilenmediği şeklinde olsa da çoğunlukla suçluluk, utanç, pişmanlık ve üzüntü duyar. Kimi zaman bu duygu durumlarına, kaygı bozuklukları ve depresyon da eşlik edebilir. Madalyonun diğer tarafındaki Bahar’ın durumunda olanlar için süreç çok daha yıkıcıdır. Aldatılan kişi, gururu kırılmış, aşağılanmış, vazgeçilmiş hisseder, kendisinin yerine tercih edilen kişiyi kıskanır, aldatılmış olmaktan utanır ve kendini suçlar, aldatan eşine nefret, öfke ve kin duyar. Ağlama krizleri, uykusuzluk nöbetleri ve öfke patlamaları yaşar. Tüm bu duygular ve çatışmalar sonucunda depresyon ve başka psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir.
ALDATMA SONRASI TEPKİLER...
Aldatıldığını öğrenen eşin bu duruma vereceği tepkide psikolojik, sosyolojik, çevresel ve maddi pek çok unsur belirleyici olur ama cinsiyet en önemli belirleyicidir. Aldatılanın erkek olması durumunda, toplumumuzdaki “Erkeğin elinin kiri, kadının alnının lekesi” anlayışı doğrultusunda, aldatan eşi dövme, öldürme gibi vahim sonuçlar yaşanabilir ne yazık ki. Aldatılan kadın için durum biraz daha farklıdır. Ayrılmayı düşünse bile, kendi yaşamını sürebilecek maddi bir güce sahip değilse her şeyi kabul ederek yaşamaya devam etmek zorunda hisseder kendini.
BOŞANMADAN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ: TERAPİ...
Aldatma sonucunda mutlaka ilişkinin ya da evliliğin sonlandırılması gerekmez. İlk yapılması gereken yaşananlarda her iki tarafın rolünün ve sorumluluğunun ne olduğunun ortaya konulması ve sorunların üstesinden gelinmeye çalışılması olmalıdır ki bunun için de mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır. Yani İstanbulluların "Köprüden önceki son çıkış" tabiri gibi, boşanmadan önceki son çıkış da evlilik terapisi almak olmalıdır. Çünkü aldatma bir yol kazasıdır. Aldatma öncesi, süreci ve sonrasındaki sorunlar, bir uzman aracılığıyla çözüme kavuşturularak ilişkinin kaldığı yerden sağlıklı bir şekilde devam etmeye başlamasının sağlandığı çok sık görülmektedir. Schiller'in dediği gibi “Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.” Ayrılık, tüm çabayı harcadıktan sonra yapılacak hiçbir şey kalmamışsa gidilecek en son yol olmalıdır.
Joeby Ragpa
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyAlexander Samokhin
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
ReplyChris Root
This template is so awesome. I didn’t expect so many features inside. E-commerce pages are very useful, you can launch your online store in few seconds. I will rate 5 stars.
Reply