Şehvet ve Cinsellik

Sağlıklı cinsellik kişinin kendisini, bedenini ve şehvetli ve cinsel potansiyelini anlaması ve kabul etmesiyle başlar. Cinsel potansiyel, fiziksel ve psikolojik uyarıcıların teşvikiyle ortaya çıkar. Fiziksel uyarıcı, vücut tarafından alınan ve verilen teşvikler, psikolojik uyarıcı ise kişinin kavramsal ya da duygusal olarak yaşadığı öznel cinsel heyecanlardır. Özellikle kadınlarda psikolojik uyarıcı, fiziksel uyarıcıdan daha belirleyicidir.

İnsanlar cinsel deneyimlerine farklı anlamlar yüklerler. İlişkilerde cinsel deneyimlere ilişkin anlamlar, şehvet ve içtenlik ile bağlantılıdır. Şehvet, beynimizdeki kimyasalları değiştiren bir duygudur. Testosteron, feromonlar ve androjenler gibi hormonların tümü, şehvetin nasıl yaşanabileceğini etkiler. Bu aynı zamanda doğal biyolojik süreçlerimizin ve üreme içgüdümüzün bir parçasıdır. Şehvet, başka bir kişi için güçlü bir cinsel istek duyma hissidir. Bizi partnerimize çeken ilk itici güçtür ve uzun vadeli bir ilişkide tutkuyu canlı tutmaya yardımcı olan şeydir.

Şehvet, cinsel ihtiyaçlara yönelik istekler, yani nefsin her türlü şiddetli arzu ve ihtirasıdır. Bu yönüyle haz, keyif, cinsel arzu, iştah, tadını çıkarma ve canlılık demektir. Şehvet, kişiyi kendisi için uygun olanı talep etmek üzere harekete geçiren, hazza ulaşmak için gerekli veya faydalı olduğuna inanılan şeylere doğru tahrik eden güçtür. Bu nedenle de irade ve yargıları aşan güçlü bir coşku olarak istek ve eğilimin yöneldiği amaçtır.

Şehvet olumlu ve olumsuz, yapıcı, yaratıcı ve yıkıcı olabilir. Olumlu şehvet başarıya, olumsuz şehvet kötülüğe götürebilir. Şehvet sağlıklı veya saygılı bir şekilde ifade edilmezse, rahatsızlık, istismar veya başka sorunlar ortaya çıkabilir. Saygı içinde hareket edildiğinde şehvet ilişkideki bağı derinleştirir, sorunları onarmaya yardımcı olabilir. İçtenlik, partnere karşı duygusal yakınlık ve bağlılık duygularını içerir. Yakın ilişkiler, genellikle karşılıklı güven, özen ve kabul içeren tutumlarla karakterize edilir. İçtenlik hem “ayrı-ayrışmış” hem de “aynı-kaynaşmış” olmayı gerektirir. İçtenlik, samimiyettir, duygu ve düşüncelerin doğal bir biçimde aktarılmasıdır.

Şehvet, bir ilişkide reddedilme ve yanlış anlaşılma riskine rağmen birine cinsel benliğini, cinsel istek ve dileklerini sunmayı içerdiğinden, cinsel içtenlik ve şehvet risklidir. Anlamlı ve tatmin edici bir cinsel deneyime yol açarken aynı zamanda da alınan risklerin doğasına uygun olarak anksiyeteye neden olur. İlişkilerde şehveti sürdürmenin anahtarı duygusal açıdan partnerle bütünleşirken (kaynaşma), kendin olarak kalabilme (ayrışma-ayrıştırma) yeteneğidir. “Ayrıșma” kendilik (ben) tasarımları ile nesne (öteki) tasarımları arasında ayırım yapılmasıdır. Kişinin duygusal olarak partneriyle bütünleşirken kimliğini ifade etmeyi sürdürebilmesidir. Ayrışma düzeyi arttıkça benlik duygusu esnekleşir. “Kaynaşma” iyi-kötü kendilik ve nesne tasarımlarının ayrışamaması, kişinin kendi olma duygusunu kaybetmesidir. Kaynaşma sonucunda kimlik sınırları belirsizleşir. Kişiliğin olgunlaşması için kişinin kaynaşma ve ayrıştırmayı sağlıklı tamamlaması, kendisi ve başkalarına ilişkin düşüncelerini keşfetmesi gerekir.

Olgunlaşmanın 3 temel göstergesi vardır:

1. Empati: Bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Başka insanların ne hissettiğini duygusal olarak anlama, olaylara onların bakış açısından bakma ve kendini onların yerinde hayal etme yeteneğidir.

2. Yakınlık ve iş birliği: Kişinin açık olması, düşünceleri ve duygularını ifade etmesi, bir başkasına nasıl hissettiğini göstermesidir. Yakınlık zamanla oluşur, yaratmak ve sürdürmek için her iki partnerin sabrı ve çabası gerekir. İşbirliği yakınlık oluşturur. İşbirliği, dürüstlük ve işleri daha iyi hale getirmek için değişmeye istekli olmak anlamına gelir.

3. Nesne tasarımlarının karmaşıklığı ve bütünleşmişliği: “Nesne tasarımı” bir kişi hakkındaki psikolojik ve duygusal izlenimimizdir. Kişi fiziksel olarak orada olmadığında zihnimizdeki temsildir ve kişiyi gerçek hayatta nasıl gördüğümüzü ve temsil ettiği kişiyle olan ilişkimizi büyük ölçüde etkiler. Bu nedenle, kişinin kendi ve diğerinin (ben ve öteki) içsel temsilleri “nesne ilişkileri” olarak adlandırılır. Nesne ilişkileri, insanların motivasyonları ve davranışları da dahil olmak üzere iç yaşamını düzenleyen yapıtaşlarıdır. Nesne ilişkilerinde depolanan bilgiler, bu ilişkilerin duygusal tonunu içerir, yani benlik ve ötekinin birbiriyle etkileşime girmesinin nasıl bir şey olduğunun duygusal tonu. Belirli bir ilişki bağlamında birçok duygu ortaya çıkabilse de genellikle her ilişkinin genellikle nasıl hissettiğini yansıtan baskın bir ton veya duygu vardır.