Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Hazzın 10 altın öğretisi

Monotonlaşan bir cinsel hayat, uzun ömürlü birlikteliklerin baş düşmanıdır. Mutlu bir cinselliğin önündeki en büyük engel, salt penis-vajina birlikteliğidir. Çiftlerin cinsellik algılamasında bu olgu, başarıyı veya başarısızlığı belirler. Bilinenin aksine cinsellik bir yatakla sınırlandırılamayacak kadar uzun ve çok boyutlu bir süreçtir. Partnerinden sıkılan, cinsellikten eskisi kadar heyecan ve haz alamayanlar, birtakım tabulara esir olur ve bu yüzden seksi renklendirmekten kaçınırlar.

Cinsellik güvenli ortam, uygun zaman ve uygun partner üçgeninde hayat bulur. Bu üçgenin sınırlarında ayıp, günah, yasak yoktur. Cinsel hazzın doruklarına ulaşmak, cinselliği sıkıcılıktan kurtarmak için 10 altın öneri şunlardır:

1. Cinselliğe giyinikken başlayın. İyi bir cinsel ilişkinin hazırlığı ve duygu yoğunlaşması yatağa girmeden başlar. Çünkü cinsel istek, bedende değil zihinde oluşur. Uygun ortam için mutlaka mum ışığında romantik bir yemek gerekli değildir. Bunun yerine yapılacak küçük bir jest, sevgi sözcükleri ile yazılmış bir mesaj veya sıcak bir bakış, gülüşme yeterli olabilir. Çiftlerin birbirini hissedebilmeleri çok önemlidir.

2. Seksi ayrıcalıklı bir durum gibi algılamayın. Cinsellik, hayatta ayrı bir yeri olan, kendine özgü bir olgu değildir. Genellikle çiftler sekse sıra dışı anlamlar yükleyerek, onu kutsal veya özel algılar. Oysa cinsellik yaşamın doğal ihtiyaçlarından biridir. Kişinin yaradılışının, davranışlarının ve karakterinin bir parçası olan cinsellik, bu boyutuyla ilişkileri de etkiler.

3. Cinsellikte bencil olun. Cinsellikte düşüncelerin ve davranışların “önce o” yerine “önce ben” olarak değiştirilmesi gerekir. Çünkü partnerler anın ve hazzın tadını çıkarmak için ne kadar kendine konsantre olursa, ortaya çıkacak haz o kadar artar. Diğer bir ifadeyle “Herkes kendi hazzından sorumludur”.

4. Partnerinizle yalnız kalma anlarını kollayın. Çiftler birbirlerine yeterince vakit ayıramamaktan, birlikte yalnız kalamamaktan şikâyet ederler. Bu nedenle de cinsel yaşamlarında sorunlar yaşarlar. Günlük hayatın stresi, iş, çocuklar, aile üyeleri, arkadaş ilişkileri derken çiftler birbirlerini ihmal ederler. İlişki süresi uzadıkça cinsellik de yapılacaklar listesinin gerilerine düşer. Ancak bir çift yatak odası dışında günün birkaç saatinde yalnız kalamıyorsa, cinsellikten mucize beklemeleri de boşunadır. Tehlike çanları çalmadan, çiftlerin birbirlerine vakit ayırmaları, durumu kurtarmak için değil, imkânlar yaratarak bunu yapmaları gerekir.

5. Fantezi kurun, kurdurun. Fantezi, her iki partnerin de kabul etmesi halinde cinselliği renklendirmenin en güzel yollarından biridir. Bu teknik, cinsel terapi süreçlerinde de kullanılır. Zihindeki fantezi çalışmaları ile çiftlerin hayal gücünü kullanmaları sağlanır. Fanteziler hayallerle sınırlıdır, cinsellik de sınırsız bir hayal gücü ile beslenir.

6. Yatak odanızın sınırlarını yıkın. Cinsellik, bir alışkanlık olmayı hak etmez. Doğası gereği duygularla ve heyecanla beslenmesi gereken değişiklik isteyen cinsellik, haftanın belli günlerinde yapılması gereken bir alışkanlık haline geldiği anda çekilmez bir hal alır. Zamanla sıkıcı olan cinsellik de sonunda çiftler için sorun yumağı haline gelir. Bundan kurtulmak için haftanın her günü hep aynı saatte ve aynı yerde cinsellik yaşamaktan vazgeçilmelidir. Evliler için evden farklı bir yere, örneğin bir otele gitmek iyi bir fikir olabilir. Sevişmeye hep aynı partnerin başlaması gibi tavırlar da cinselliğe sıkıcılık katabilir. Tekrar, sonunda monotonluğu doğurur. Cinselliğine canlılık katmak isteyen çiftler öncelikle tekrardan vazgeçmelidir.

7. Barışmak için sevişmeyin. Kavga halindeki erkek ve kadın birbirlerine bedenlerini sunmak zorunda hissederek, duygularını, düşüncelerini, korkularını ve beklentilerini ifade etmeyi engellerler. Oysa çatışmaları sonlandırmanın çaresi cinsellik değildir. Çiftler önce duygularını, beklentilerini ve hayal kırıklıklarını birbirleri ile paylaşmalı. Taleplerini dile getirerek ve karşılıklı konuşarak çatışma sebeplerini anlamalı ve gerçek çözüm yollarını keşfetmelidir. Cinsellik bu sürecin sonunda kendiliğinden gelecektir. Seks, barışmak için yapılan bir görevden ziyade, ruhun ve bedenin paylaşılmasıdır.

8. Sihirli formüllerle değil aklınızla sevişin. Kişiler, partnerinde ve kendilerine cinsel hazzı artıracak bir sihirli formül olduğuna inanır. Seksin dinamiğinde mekanik yollarla yapılan uyarmanın çabuk ve yüksek hazzı beraberinde getireceğine yönelik inanış doğruyu yansıtmaz. Kişinin, partnerinin bedeninden çok zihnine hitap etmesi gerekir. Bilinenin aksine vücudun haz merkezi cinsel organlar değil beyindir. Beyin, koku, ses, dokunuş veya erotik bir cümle ile aldığı küçük duyumları tahrik unsuru olarak bedene iletir. Cinselliğin kimyası da bu şekilde başlar ve işler.

9. Duygularınızı saklamayın, paylaşın. İlişkilerdeki temel sorunların başında iletişimsizlik gelir. Bu durum elbette cinselliği de etkiler. Kadın ya da erkek genelde ayıp, günah ve yasak üçgeni içinde, ne istediğini, ne hissettiğini açıkça söylemekten çekinir. Cinsel ilişki sırasında konuşmamak gibi yaygın bir cinsel mit vardır. Oysa duyguları konuşmak, ilişki anında duyulan hazzı kelimelerle paylaşmak her zaman erotizmi arttırır.

10. Sevişmek için keyfinizi beklemeyin. Seks görev olarak da başlıyorsa bir zararı yoktur. Araştırmalar, görev olsun diye cinsel ilişkiye başlayan çiftlerin çoğunun, seksi büyük zevk alarak noktalayabildiğini göstermiştir. Cinsel aktivite, görev olarak başlayıp zevkle bittiği sürece amacına ulaşmış demektir. İlerde yaşanması muhtemel cinsel işlev bozukluklarının önüne geçmek için cinsel isteği beklemeye gerek yoktur. İstenmese de seks yapılabilir. Seksin penis-vajina birlikteliği ile olması gerekmez, sevişmek, okşamak, öpüşmek, erotik masaj yapmak, birlikte banyo yapmak veya sarılarak uyumak da seks yapmaktır.