Lucas Torreira ile Devrim Özkan
Lucas Torreira ile Devrim Özkan
Sosyal Medya ve Kandırılma
Sosyal Medya ve Kandırılma
Reyting kurbanı dizi
Reyting kurbanı dizi
61. Altın Portakal Fim Festivali
61. Altın Portakal Fim Festivali
123456789
Lucas Torreira ile Devrim Özkan
Lucas Torreira ile Devrim Özkan
Sosyal Medya ve Kandırılma
Sosyal Medya ve Kandırılma
Reyting kurbanı dizi
Reyting kurbanı dizi
61. Altın Portakal Fim Festivali
61. Altın Portakal Fim Festivali
123456789

ABD iç siyasetinde radikalleşme süreci

ABD vatandaşları, iki yıl önceki seçimlerde liberal bir program öneren Joe Biden'ı Beyaz Saray'a gönderirken, "muhafazakâr", "köktenci" ve "faşist Amerika" hayaliyle yanıp tutuşan eski Başkan Donald Trump ara vermek durumunda kalmıştı. Bugün gerçekleşecek Temsilciler Meclisi ve Senato ara seçimlerini anketlerin işaret ettiği şekilde Cumhuriyetçilerin kazanması, bu aranın sona erdiğini göstermesi açısından bir işaret fişeği olacaktır. 

Trump, başkanlığı kaybettiğinden bu yana bizzat kendisi ve destekçisi olan faşist gruplar ülkeye zehir akıtmaya devam ettiler. Trump, stratejisini kişiler üzerinden kurdu. Örneğin, ABD Temsilciler Meclisi Sözcüsü ve dolayısıyla ülkedeki siyasi hiyerarşide üç numara durumunda olan solcu politikacı Nancy Pelosi'yi bir nefret figürü haline getirmeyi başardılar. Trump'ın faşist teröristleri, geçen yıl seçimlerin hemen ardından ABD Kongresi'ne saldırdıklarında direkt Pelosi'nin odasına koştular. O anda Pelosi odasında olsa, ABD demokrasi tarihinin en kanlı cinayetlerinden birine kurban gidecekti. Trump'ın bu saldırıyı düzenleyenleri "vatansever" olarak tanımlaması, gelecek günlerin neye gebe olduğunu gösteriyordu esasında. Trump'ın bu sahiplenişinin ardından demokratlara yönelik faşist saldırılar daha da vahşileşti. Geçen hafta Trump destekçisi bir faşist terörist Pelosi'nin evine girerek, 82 yaşındaki kocasını ciddi şekilde yaraladı. Yetkililer, saldırganın o sırada evde olmayan Nancy Pelosi'yi hedef aldığını açıkladı. Trump, bizzat eliyle büyüttüğü katil ruhlu faşistlerine yine sahip çıktı ama bu kez susarak. Her durumda bu saldırı, ara seçimler öncesinde ABD'de toplumun nasıl kutuplaştığını göstermesi açısından önemliydi. Neofaşist politikacıların en önemli başarısı, hiç şüphesiz yönettikleri ülkelerde insanların birbirlerinden nefret etmelerini sağlamak oluyor. 

Tüm bunların yanı sıra bugünkü seçim öncelikle Demokrat Başkan Joe Biden'ın bundan sonraki süreçte planlarının ne kadarını uygulayabileceğiyle yakından ilgili. Biden, birkaç fazladan koltukla elinde tuttuğu senatoyu kaybederse hükümetinin "topal ördek" olarak görev yapmak zorunda kalacağı görülüyor. 

Asıl soru şu olmalı, "Biden Hükümeti, Cumhuriyetçilerin acı ve nefretle örülü kumpaslarına nasıl yanıt verecek? Mindere çıkıp göğüs göğse mücadele mi edecek yoksa siper savaşına devam mı edecek?" Siper savaşının kazananı olmayacağı için Biden'ın mindere çıkmaktan başka şansının olmadığı görülüyor. Bunun da ülkedeki toplumsal kutuplaşmayı köpürtmesi riski var. Trajedi şu ki demokratlar, yönetime geldiklerinden bu yana kendilerini destekleyen toplum kesimleri arasında dahi bir ittifak oluşturamadılar. 

Anketler yanılmazsa ve demokratlar seçimde hezimete uğrarsa, cumhuriyetçilerin aşırılık yanlılarının meşum stratejileri daha zemin kazanmış olacak. Amerikan iç siyasetinin radikalleşmesi daha da hızlanacak. En kötüsü şiddet yanlısı faşistler, bu seçimlerin sonucunu davet olarak kabul edecekler ve ciddi sıkıntıların yaşanacağı bir süreç başlayacaktır. 

Bununla birlikte cumhuriyetçilerin Senato'yu kontrol altına almalarının kaçınılmaz olarak dış politika için de sonuçları olacaktır. Örneğin, şu ana kadar Ukrayna'ya yönelik büyük mali ve askeri desteği her iki taraf da destekledi ancak cumhuriyetçiler ara seçimi kazanmaları halinde Ukraynalılar için artık "açık çek" yazmayacaklarını açıkladılar. ABD desteğini azaltırsa, bu koşulsuz olarak Rusya'nın işine yarayacaktır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği'nin savaşta yükünün daha da artacağını söyleyebiliriz. 

Sonuç olarak, ABD'nin demokrasisi büyük bir yıkımla karşı karşıya. Bir çok Trumpist aday, ellerinde hiçbir somut kanıt olmamasına rağmen halen Biden'ın seçimi çaldığını ve "meşru Başkan" olmağını iddia etmeye devam ediyor. Bu cehaletten yüzleri kararmış faşist adaylar seçilirse, sistemi içeriden değiştirmeye yönelik faşist saldırıların artacağı görülüyor. Mesele, ABD demokrasisinin bu saldırıları ne derece tolere edebileceğiyle ilgili. Faşistlere aşırı hoşgörünün sonu felaketle bitebilir.