6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

"İtalya'da Solu Yenmesi İçin Şeytana Bile Oy Verirdim"...

Başlıkta alıntıladığım bu söz, hafta sonu Roma yürüyüşünün 100. yıl dönümünde faşist diktatör Benito Mussolini'nin mezar ziyaretini organize eden bir İtalyan faşistine ait. Faşistlerin iktidar için şeytanla ne kadar içli dışlı olduklarını ve ruhlarının ne derece kirli olduğunu göstermesi açısından da oldukça manidar bir cümle olmuş. Bana göre, Avrupa siyasi tarihinin en kült cümlelerinden biri olarak kayda geçecektir. 

Siyah giysiler içinde yürüyen binlerce İtalyan, eski diktatör Mussolini'nin mezarında "hac ziyareti" için bir araya geldiler. Bu seneki ziyaret öncekilerin aksine daha bir coşkulu ve heyecan içerisinde ifa edildi. Çünkü yürüyüşün tam 100. yılında Mussolini'nin müridi, neonazi Giorgia Meloni Giorgia İtalya'nın yeni başbakanı oldu. 

Polisin tahminine göre, faşist liderin gömüldüğü kuzey İtalya'daki küçük dağ köyü Predappio'da yaklaşık 2 bin kişi toplandı. Birçoğu, Mussolini'nin paramiliter milislerine atıfta bulunan meşhur "siyah gömlek" giymişti. Ziyareti planlayan organizatörlerin "yapılmaması yönündeki uyarılarına" rağmen çok sayıda ziyaretçi sıkı sık sağ kollarını havaya kaldırarak Hitler selamı verdi. Meloni'ye oy veren İtalyanlar bu görüntüleri izleyince başlarına nasıl bir bela sardıklarını az da olsa anlamışlardır diye umuyorum. Bu arada, aynı zamanda Mussolini'nin doğum yeri olan Predappio'da Meloni'nin partisi oy patlaması yaptı. Meloni, buradaki oyların yaklaşık yüzde 40'ını aldı. Predappio sakinleri Mussolini'nin anısını canlı tutmak için ellerinden gelen gayreti göstermekte kararlı anlaşılan. 

Mezardaki faşist ayine katılmak için gelenleri organize edenlerden biri olan neonazi Mirco Santarelli'nin, "İtalya'da solu yenmesi için şeytana oy verirdim" demesi ziyaret etkinliğinin gelecekte hatırlanmasında nirengi noktalarından biri olacak bana göre. Bu sözleri İtalyan ANSA Ajansı duyurdu tüm dünyaya. Santarelli, "Meloni hükümetine sahip olduğumuza çok seviniyorum" diye ekledi. 

İtalyan siyaset bilimci Profesör Giulia Albanese, Meloni faciasının nedenini, "Mussolini'yi ve faşizmi küçümsemek" olarak açıkladı. Albanese, "Hatırlatmak isterim ki faşist rejim, toplumu kontrol eden, tüm muhalifleri yavaş yavaş hukuk ve toplumun korumasından dışlayan, onlara zulmeden totaliter bir rejimdir" dedi. Yalnızca İtalya'da değil tüm Avrupa'da faşizm tarihinin yeterince anlatılmadığını ve özüne inilmediğini vurgulayan Albanese, "Meloni meselesi bunun bir sonucu" ifadesini kullandı. 

Bunların yanı sıra, Batı medyası Meloni'nin faşizm ve göçmen düşmanlığıyla tıka basa dolu hükümet programını anlatırken yaptığı konuşmayı almış eline sevinç naraları atıyor. Neymiş, "Bakın gördünüz mü, Meloni 'faşist değilim' dedi. Faşizm ile arasında mesafe koydu"... 

"TV kanalları ve diğer medya organlarının neofaşist partilere yönelik tutumları nasıl şekilleniyor?" Önemli bir soru bu bana göre. Özellikle TV kanalları ağzı laf yapan, yayınlarda skandal ifadeler kullanmaktan hiç çekinmeyen, faşist şaklabanları 3 kuruşluk reyting uğruna birbirlerinden kapmak için yarışıyor adeta. Uluslararası medya takip merkezi Signal Al tarafından yayımlanan bir araştırmada, son yıllarda gerçekleşen 11 farklı terör saldırısına ilişkin 80 ayrı dilde 200 binden fazla gazete, TV ve radyo haberini incelenmiş. Bu inceleme sonucunda, fundamentalist Müslümanlar, neofaşistlerden 3 kat daha fazla "terörist" ifadesiyle tanımlanmış. Fundamentalist Müslümanlar tarafından yapılan saldırılar yüzde 78 oranında terörizmle ilişkilendirilirken, bu oran neonazilerde yüzde 24'te kalmış. Yani tam bir "Siz bana o kızgın, öfkeli ama vatansever neonazi'ciklerimiz terör saldırısı düzenliyor dedirtemezsiniz" durumu. Aklıma Almanya'nın başkenti Berlin'de bir alt geçidin duvarında bulunan, "İslam mı? Nazileri tercih ederim" yazısı geldi. Avrupa'daki İslamofobiyi boyutlandırması açısından oldukça önemli fenomendi bu yazı. 

Avrupa medyasında sığınmacılarla ilgili korku ve kaygıyı artırıcı yayınlar, manipülatif haberler kamuoyunu faşist partilerin ırkçı tezlerini içselleştirme yolunda hazırladı maalesef. Gerçek dışı haberleri, sırf reyting uğruna insanların üzerine boca edip ondan sonra da faşist partilerin başarısını "Aaa nasıl oldu ki bu" sözleri eşliğinde "sürpriz ve beklenmedik bir gelişme" gibi aktarmak en hafif tabiriyle sahtekârlık oluyor. 

Ezcümle İtalya kapılmış gidiyor bir faşist coşkuya. Sanki ülke bitmiş tükenmiş bir haldeydi, faşistler gelerek bu kötü gidişata son veriyorlar gibi bir hava yaratılıyor. İtalya'da görüntü birkaç ay sonra netleşecektir. Meloni ve hükümetinin hiçbir şeyi düzeltemeyeceğine dair söylemlerin artmaya başladığını görüyoruz. Ne de olsa zamane faşistlerinin de sahibi olan sermaye, en ufak bir hatada üzerlerini çizecektir ama yine de kötü olan şu ki her koşulda Avrupa'da herhangi bir ülkede faşistlerin asla iktidara getirilmeyeceğine dair var olan güçlü konsensüs yıkıldı İtalya seçimleriyle. Avrupa, merkez siyaset partilerinin bir araya gelip, faşist partileri siyaseten işlevsiz bıraktığı günlerin çok uzağında artık. Avrupa siyaseti direkt faşist olan ve faşistlere benzemeye çalışarak tutunmaya çalışan merkez siyaset partileri tarafından parsellenmiş durumda. Sol mu? Sol, şeytanı kendisine tercih eden kirli ruhlu faşistlerin hegemonyası iyice sağlamlaşsın diye uyumaya devam ediyor.