Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789

"One Love" ve reelpolitik arasında sıkışan Almanya

Almanya'nın Katar ile 15 yıllığına sıvılaştırılmış doğal gaz tedariki için anlaşması ülke gündemini epeyce meşgul ediyor. Dünya kupasının ilk maçında homofobi, ırkçılık ve antisemitizme karşı tasarlanan "one love" pazubandının takılmasını yasaklayan Katarlı yetkilileri protesto etmek için ağızlarını elleriyle kapatan Alman futbolcuların kamuoyunda yarattığı tatlı esinti, anlaşma ile yerini soğuk rüzgârlara bıraktı. 

Rusya'nın gazı tamamen kesmesiyle büyük bir enerji krizinin ortasında kalan Almanya'nın Katar ile imzaladığı anlaşma meselenin reelpolitik tarafını resmediyor ancak diğer yandan adına "insan hakkı" denilebilecek her türlü uygulamanın fersah fersah uzağındaki bir ülkeye "Al sana milyarlarca euro... Bu parayla insan haklarını istediğin kadar iğdiş etmeye devam edebilirsin" ise meselenin "one love" yani medeni tarafı... Dolayısıyla Almanya kamuoyunu bu anlaşmaya ilişkin meşgul eden sorunsal bu.

Ağustos 2021... Şimdiki Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bir seçim çalışmasında konuşma yapıyor. Katar'a seslenen Baerbock'un, "İnsan hakları ihlâllerine bu şekilde devam ederseniz yakın zamanda sizinle futbol oynayamayacağız" diyor. Bu sözler, dinleyenler tarafından çılgınca alkışlanıyor. Rusya'nın gazı henüz tamamen kesmediği ve sıcak bir ağustos gününde sarf edilen bu sözler nereye bağlandı dersiniz? Sadece birkaç ay sonra Alman medyasına yansıyan bir fotoğraf ortalığı karıştırdı. Fotoğrafta, Baerbock'un "sizinle top falan oynamayız" diye atarlandığı Katar'a giden partidaşı Ekonomi Bakanı Robert Habeck, gaz tedariki için Katar Emiri'nin önünde eğiliyordu. Baerbock meselenin "one love", Habeck ise reelpolitik tarafını temsil ediyordu. 

Katar ile yapılan anlaşma, insan hakları aktivistlerinin kalbini kırsa da Almanya'nın Rusya dışındaki kaynaklardan gaz temini yapmadan ayakta kalması mümkün değil. Konunun "çevre" boyutu da var elbette. Anlaşma 15 yıl geçerli olacak ve Almanya'yı 2041'e kadar, dünya iklimini yıkıma uğratan fosil türevi enerji kaynaklarından birine bağımlı kılacak. Almanya, bu anlaşma ile aklınıza gelebilecek felaketlerin tümünden daha kötü sonuçları olacak iklim değişikliğini insanlığın başına bela eden bir fosil yakıta bağımlılığını kalıcı hale getiriyor. Oysa ki Almanya'nın 2045'e kadar "iklim nötr" hale gelmiş olması gerekiyordu. Bu, yürürlükteki çevre kanunda hüküm altına alınmış durumda... 

Anlaşmanın Katar açısından subliminal mesajı şu: "İnsan hakları sizin için bu kadar önemli değil. Aksi halde 15 yıl boyunca gazımızı almazdınız". Katarlılar böyle düşünmekte elbette haksız değiller. O nedenle Katar gibi faşizmle yönetilen bir ülke ile alışveriş yapmaya karar verdiğinizde insan hakları ve reelpolitik arasında düşeceğiniz ikilemden çıkmak için kararlı olmalısınız. Çünkü ikisini kombin etmek asla mümkün olmayacaktır. 

Bazı Alman siyaset uzmanları, anlaşmanın verdiği coşkuyla, "Yeter artık, bu dünyanın iyisi biz miyiz? İhtiyaçlarımız var. Bu anlaşma; insan hakları, demokrasi ve özgürlükler konusunda Almanya'nın katı dış politik tutumunun esnediği anlamına geliyor ve bu iyi bir şey" diyor. Diğer yandan, Alman medyasında yer alan bilgiye göre, Katar örneğin, eşcinselliğin ölümle cezalandırıldığı dünyadaki 11 ülkeden biri... Bu utanç yeter sanırım kendini bilmez sözde faşist zihniyetli bu siyaset bilimcilere. 

Sonuç olarak, Almanya'nın pasifist dış politika anlayışının yıkılması, dışarıya silah gönderilmesi ve insan haklarını paspas haline getirmiş bir ülke ile enerji anlaşmaları imzalanması solcu, pasifist ve insan hakları/çevre aktivisti Yeşiller'in de (Bündnis 90 / Die Grünen) dahil olduğu güya sol ağırlıklı bir hükümete nasip oldu. Almanya'da sosyal demokratlar ve Yeşiller gibi sol partilerin sağa doğru kaymaları ekseninde beliren paradigma değişikliklerinin elbette genel politik kapsama etkisi olacaktır. Dilerim, bu etkinin fatura edeceği bedel, ülkede alttan alta güçlenmekte olan faşist dalganın bir tsunamiye dönüşmesine neden olmaz.