Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Erdem Bayazıt'ın ölüm yıl dönümü
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Hatay'da 9 ayda tamamlanan duvar resimleri
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Anadolu’nun kayıp dili ‘Kalaşmaca’
Bozkurt neyi temsil ediyor
Bozkurt neyi temsil ediyor
123456789

İtalya'da çanlar demokrasi için çalıyor

İtalya Başbakanı neonazi Giorgia Meloni'nin durmaksızın tekrarladığı "Asla faşist değilim" cümlesinin nasıl bir aldatmacadan ibaret olduğu ve İtalya demokrasisinin nasıl bir büyük tehlike ile karşı karşıya olduğu, her geçen gün daha net bir şekilde görülüyor. 

Meloni hükümetinde bakan yardımcısı olarak görev yapan Galeazzo Bignami'nin, diktatör Mussolini'nin paramiliter güçlerine atfen giydiği siyah gömlek ve kolunda Nazi pazubandıyla çekilmiş fotoğrafları ülke gündemine bomba gibi düştü. Aslında büyük bir infiale neden oldu. Kendisi gibi bir neonazi olan Lig Partisi Lideri Altyapı Bakanı Matteo Salvini'nin yardımcısı olan Bignami, fotoğrafları ortalığa saçılınca "Bu görüntüler için çok utanıyorum" demiş. Sonra da eklemiş, "Benim için Nazizm mutlak kötülüktür." Yersen... Bunlara oy vererek ülkelerini uçuruma sürükleyen İtalyanlara kutlu olsun ne diyelim.

"Bakın gördünüz mü Meloni faşist değilmiş" diye sevinç çığlıkları atan Avrupa medyası da bu yeni şoku atlatır atlatmaz yeniden Meloni güzellemelerine tüm hızıyla kaldığı yerden devam edecektir. 

46 yaşındaki Bolognalı avukat Bignami, 2018 yılında Forza Italia ile Meclis'e girdi. Ertesi yıl Meloni'nin partisi olan İtalya'nın Kardeşleri'ne geçti. Bignami'nin babası da eski bir Nazi gönüllüsü. 

Fotoğrafların ortaya çıkmasının ardından tipik faşist arsızlığıyla insanların gözlerinin içine baka baka yalan söylemeye devam eden Bignami, "Herhangi bir totalitarizm biçimini, her türlü özgürlükçü ve anti-demokratik ifadeyi hatta adı Nazizm olan mutlak kötülüğü ve onunla karşılaştırılabilecek herhangi bir harekete atıfta bulunarak kesin olarak kınıyorum" falan diye saçmalamış ama göğüs kafesinin ardında Mussolini ve Hitler için atan bir yürek olduğunu artık tüm İtalyanlar biliyor. 

Durmak bilmiyor Bignami ve yalanlarını filosemitizm noktasına taşıyarak, "Bütün siyasi ve kurumsal faaliyetlerimde Yahudi halkına ve İsrail'e her zaman yakınlığımı, saygımı ve desteğimi ifade ettim. İlk kurumsal görevimden bu yana bu konuda net faaliyetlerde bulundum" diyor. Avrupa'nın eski kafalı, yeni görüntülü faşistleri kendilerini sözde anti-semitizm karşıtı gibi pazarlayarak kamufle olmaya çalışıyorlar. Benzerleri çok. Örneğin, Hollanda'nın faşisti Geert Wilders, düzenli olarak İsrail'i ziyaret ederek, yaranma turları atıyor ama "Amsterdam'ın göbeğindeki, müze olarak ziyarete açık olan Holokost'ta katledilen Yahudi çocuğu Anne Frank'ın evine kaç kez gittin" diye sorsan muhtemelen yanıt gelmeyecektir.  

Yazılarımda hep vurguladığım gibi yeni İtalyan Hükümeti, esasında Avrupa için bir psikolojik eşiğin aşılması ya da bir tabunun yıkılması anlamına geliyor. Faşist/neonazi hareketlerin 2. Dünya Savaşı'nın ardından ilk fiili iktidarı Meloni ile İtalya'da kurulmuş oldu. İtalya, Avrupa'nın ilk neonazi hükümetine sahip olan ülkesi olarak politik bir laboratuvar görevi üstlenecektir aynı zamanda. Nazilerin İtalya'daki başarısı ya da başarısızlığı Avrupa siyasetini derinden etkileyecektir ve yeniden şekillendirecektir. Neonazilerin, anti-supranasyonal diskurlarının yakın zamanda etkisini göstermeye başladığını göreceğiz. Göçmen kökenlilerin İtalya'da kendilerini tehlikede hissetmeleri için artık daha fazla nedenleri var. 

Sonuç olarak, Bignami'nin fotoğrafları, Meloni'nin, "Hayır asla Nazi, faşist değiliz" mealindeki yalanlarına gözü kapalı atlayanlara tabiri caizse armağan olsun. Artık çerçeveletir duvarların asarlar. Bignami'nin bu fotoğraflarından, faşistçe konuşmalarından, Hitler hayranlığından haberdar olduğu halde onu kabinesine kabul eden neonazi Meloni'den demokrat yaratmaya çalışarak üç maymunu oynayanlara dikkat edilmesi gerekiyor. Onlar "ayakta uyuyanlar"ın uykularını daha da derinleştirmeye çalışıyorlar.