Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

EDA TAŞPINAR'A İNANIYORUM

Eda Taşpınar tam olarak kimdir, ne iş yapar bilmem.

Ama bildiğim şu; eskiden "karpuz suya düşmeden yaz gelmez" derlerdi. Ancak bu sözün pabucu dama atıldı. "Eda Taşpınar denize girmeden" yazın gelmediğini biliyorum.

Cüretkar pozları ile tanınan bir isim. Magazin diliyle "cesur pozlar" veriyor.

Bu defa cesareti biraz abartmış.

Sultanahmet'teki bir otelin mescidinde "cesur pozlar" vermiş.

Şaka gibi. Sahiden mescitte (aslında orası bir camii).

Çektirdiği fotoğraf sonrasında hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan resen soruşturma başlatılmış.

Savcılıkta içerisinin ibadethane olduğunu düşünmediğini söylemiş. Anlamadığını, fark etmediğini değil, "düşünmediğini". Kesinlikle Eda'ya inanıyorum. O an düşündüğü sadece verdiği erotik pozdur. Instagram'da alacağı beğeni sayısını falan düşünüyordur.





Sadece kendisi değil fotoğrafçı ekip de fark etmemiş bulundukları yerin ibadethane olduğunu. Muhtemelen Zambiyalı falandır ekibi de. Ya da bir Afrika'da bir kabileye falan mensuplardır. Hiç camii görmemişlerdir.

"Eda da mı görmedi kardeşim?" diyebilirsiniz ama... Dedim ya onun aklı alacağı beğeni sayısında o an. Başka bir şey düşünecek durumda değil.

İbadethanenin olduğu yer Four Seasons Otel. Eda "Fotoğraf çekmek için görüşme yaptım. Buna ilişkin yazılı görüşmelerimiz var" diyor.

Anlaşılan o ki otel de "Eda sakın ibadethanede erotik pozlar verme" demeyi "düşünememiş". O da onların ayıbı.

İşin mavrası bir yana, Eda Taşpınar "korkmuş" (öyle söylüyor), ilgili fotoğrafları silmiş ve özür dilemiş.

Bu konuyla ilgili kararı yargı verecek.

Eda'ya belli süre camide temizlik yapmak gibi sosyal sorumluluk cezası verilsin diyenler dahi var. Bilemem ne çıkar...

Ancak bir yandan da Eda Taşpınar da bir kurban. Bunun da göz ardı edilmemesi gerekir.

Onu bu hale getiren de toplumun adeta yaşam alanı olan sosyal medyada bir pozisyon edinerek var olma isteği değil mi?

Bence Eda Taşpınar bir tez konusu olabilir. Hatta olmalı.

Kendisi üzerinden, çarpık bir var olma anlayışının sosyal medya etkisi ile nasıl oluştuğu araştırılmalı.

Durum sahiden trajik boyutta!







ZAYIF BAŞÖRTÜSÜ


Sanki bir taktik gibi görünüyor ama İran'ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, "Başörtüsü dini ve dokunulmaz bir zorunluluktur, ancak bu dokunulmaz zorunluluk, başörtüsü olmayan birinin din karşıtı veya devrim karşıtı olmakla suçlanması gerektiği anlamına gelmemelidir. Zayıf bir başörtüsü iyi bir şey değil ama o kişiyi din ve devrim dışında da göstermemeli ve hepimizin çözmemiz gereken kusurları var” demesi, kesinlikle yeni ve önemli bir şey.

"Zayıf başörtüsü" ifadesi hem başörtüsünden vazgeçmezken hem de bir tolerans alanı açıyor.







18 BİNDEN FAZLA ROLÜ ORTADAN KALDIRMAK


Amazon CEO'su Andy Jassy, ​​çalışanlara yazdığı bir notta şunları söylemiş:
"Kasım ayında yaptığımız indirimlerle bugün paylaştığımız indirimler arasında, 18.000'den fazla rolü ortadan kaldırmayı planlıyoruz." 

İşten çıkarmanın daha farklı ifade edilmesi.

Sonuçta her insan toplum içinde farklı roller üstlenir. Anne rolü, baba rolü, öğrenci rolü vs... Bunu lisede felsefe dersinde öğrenmiştim.

Amazon'da da çeşitli rollerde çalışan emekçiler var. Roller ortadan kaldırılınca o rolü oynayana da gerek kalmıyor.

Felsefe yaparak işten çıkarma! Kapitalizm, sen ne şahanesin!








DÜNYA SANATÇILARLA NEFES ALIYOR


Brigitte Reimann'ın Doğu Almanya edebiyatının bir klasiği sayılan 1963 tarihli eseri Siblings'in (Die Geschwister) İngilizce çevirisi Brigitte Reimann'ın ölümünden yaklaşık 50 yıl sonra şubatta çıkıyormuş.





Sanatçının ölümsüz olması, yeniden ve yeniden doğması böyle bir şey.

Dünya için, insan için, hayat için de umutları hep diri tutuyorlar...