Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

İFRAT VE TEFRİT NOKTASINDA MUHALEFET ETMEK

Esat Selışık

Büyüklerimden öğrendiğim derslerden biri de “ifrat ve tefrit noktalarında olmamak”tır.

İfrat, konu her ne olursa olsun, o konu üzerinde normal ölçülerin ilerisine, aşırıya gitmektir.

Tefrit ise ifratın tam tersidir. Olması gerekenden az, normalden az, geride kalmak anlamlarına gelir.

İslam terminolojisinde mü'min “denge insanıdır”. Ne abartır ne de küçümser.



“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” (Hud, 112) ayeti bu dengeyi işaret eder, böyle olmayı emreder.

Siyasette ifrat noktasında örnek olarak Selahattin Demirtaş'ın; HÜDA-PAR'ın Cumhur İttifakı'nı destekleyeceğini açıklaması sonrasında bunu "Taliban ittifakı" olarak tanımlaması ve “Özellikle kadınların görüp görebileceği son seçim, bu olabilir. Çünkü Taliban İttifakı, ilk olarak kadınların haklarının gasp edilmesi için kolları sıvayacaktır” sözlerini gösterebiliriz.

Cumhur İttifakı seçmeni içerisinde acaba kaç kişi Taliban'ın dayattığı yaşamı kendisine referans alır?

Bir defa Türkiye'de şeriat isteyen seçmen sayısı hiçbir zaman %2'nin üzerine çıkmadı. O da şeriatın ne olduğunu bilmeden. Yani araştırmalar bize bunu söylüyor. HÜDA-PAR'ın oy oranı da ortada zaten.

Çevremdeki ülkücü dostlarımdan, AK Parti'ye gönül vermiş dostlarımdan, Taliban'ı ağır eleştiren pek çok mesaj ve paylaşım aldım.

Buradaki yazılarımda Taliban'ı sıklıkla eleştirmişimdir. Bu dostlardan bu yazılar destek almıştır.

Şimdi siz bu insanlara "Talibancı" ithamında bulunursanız, işte bu tam bir ifrat noktasıdır. HÜDA-PAR'ın çizgisi ise Taliban'ın çok uzağında düşer (ki yine bu köşede HÜDA-PAR ciddi eleştirilmiştir).

Abartıya kaçan bu muhalefet dili seçmende karşılık bulmaz. Seçmen bu dili anlayamaz.

Selahattin Demirtaş'ın bu söylemlerini haber yapan internet gazetesi de şöyle diyor: “Domuz bağı ve mezar evlerle anılan Hizbullah örgütünün uzantısı niteliğindeki HÜDA-PAR da AKP listesinden seçime girecek.”

Haberde “PKK uzantısı niteliğindeki HDP” gibi bir tanımlama yok.

Bu da aslında tefrit. PKK-HDP ilişkisini görmezden geliyor.

İşte bu yaklaşım “denge”yi kaybettiriyor. Dengesini kaybedenler daima düşme tehlikesi yaşarlar.

Millet İttifakı bileşenlerinin tamamını şu sıralarda ifrat ve tefrit noktasında sallanırken görüyorum.

Oysa güçlü biçimde muhalefet etmeleri için gerçekçi olmaları yeterli.

Tabii gerçekçi olunca da HDP'yi ne yapacaklar ? Bu da bir başka sorun.







KEŞKE TAKIM ELBİSESİNE BAHSE GİRSEK


Haber şu; ORC Araştırma Genel Müdürü Mehmet Pösteki, MetroPOLL Araştırma Genel Müdürü Prof. Dr. Özer Sencar ve Avrasya Araştırma Merkezi Kurucusu Kemal Özkiraz; Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini birinci turda kazanacağı konusunda ortak görüş bildirdi.

Keşke diyorum Sayın Pösteki ile, Sayın Sencar ile, Sayın Özkiraz ile “Yanılıyorsunuz, o kadar da değil” deyip takım elbisesine bahse girsem.

Teklif etsem kabul ederler mi acaba?







MÜJDE! İNSANIN YAŞAM ALANI GENİŞLİYOR


BM, geçen yıl dünya nüfusunun yüzyılın ortasında 9,7 milyara ulaşacağını ve sonrasında birkaç on yıl boyunca artmaya devam edeceğini tahmin etmişti.



Bu durum son yapılan araştırmalarla değişmiş.

The Guardian haberinde böyle söyleniyor.

Yeni projeksiyon, Potsdam İklim Etkisi Araştırma Enstitüsü, Stockholm Direnç Merkezi ve BI Norveç İşletme Okulu da dahil olmak üzere önde gelen çevre bilimi ve ekonomi kurumlarından oluşan Earth4All topluluğu tarafından gerçekleştirilmiş.

Mevcut trendlere göre dünya nüfusunun yüzyılın ortasından önce 8,8 milyara ulaşacağını ve ardından hızla düşeceğini öngörüyormuş. Hükümetler ortalama gelirleri ve eğitim seviyelerini yükseltmek için ilerici adımlar atarsa, dünya nüfusunun 2100 yılına kadar yaklaşık 6 milyara düşebileceğini tahmin ediyormuş.

Ben, yeniler için alan açanlardan olacağım şüphesiz. Şu an bir işgalciyim.

Ama bir dakika... Ya Cryonics (*) sistemi ile vücudumu dondurtup 2100 yılında tekrar yaşamaya başlarsam? 2100 yılında dünya daha güzel bir yer oluyor nasılsa...

İlginç şeyler oluyor. Bir parçası olabilmekte ilginç olur.

(*) Cryonics (Yunanca "soğuk" anlamına gelen κρύος "kryos-"), gelecekte çağdaş tıp teknolojisinin gelişmesi umuduyla insan ya da hayvan bedeninin dondurulması ve düşük sıcaklıkta korunmasıdır.







BİR ŞİİR






BİR SÖZ