Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

GENÇ VE LİYAKATLİ ADAYLARDA İYİ PARTİ BİR ADIM ÖNDE

Esat Selışık

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın ve kabinedeki 17 bakanın milletvekilli adayı olacağını açıklaması seçmenin karşısına güçlü isimlerle çıkma stratejisinin bir sonucu.

Zira seçimleri yapılan icraatları anlatmak ve bunlara yeni vaatler eklemekle kazanmak özellikle yani sistemde yeterli değil.

AK Parti dışındaki partilerin de bu yolu izlemeleri gerektiği açık.

Fakat güçlü isim stratejisi de yeterli değil. Çünkü bu isimler seçmen profiline de uygun olmalı.

Özellikle de her partinin öncelikli önem verdiği “Z kuşağı” olarak tanımlanan genç seçmenin beklenti ve taleplerine uygunluk göstermeli.

Sahadan aldığım bilgiler ışığında, bu noktada İYİ Parti daha önde gözüküyor.

Bunu somutlaştırmak bakımından bir örnek üzerinden anlatmak isterim.

Kimseye, hiçbir isme torpil geçmemek adına örneklemeyi bir dost üzerinden yapmanın uygun olduğunu düşündüm.

Üç buçuk yıl yöneticiliğine de yaptığım AN-KA AR Araştırma ve Danışmanlık Şirketi'nde birlikte çeşitli projelerde çalıştığımız sevgili dostum Hamit Uçman üzerinden İYİ Parti'nin neden daha önce olduğunu anlatmak istiyorum.

Hamit Uçman, genç bürokrat ve siyaset adamlarımızdan biri.

Hatta bunun kitabını yazmış bir isim.



Uçman,  Aydın ilimizde İYİ Parti'den aday adayı olmuş.

Sözlükteki kelimeleri başka kelimeler, cümlelerle açıklamak yerine birer fotoğrafla açıklayacak olsam “çalışkan” kelimesinin karşısına Hamit Uçman'ın fotoğrafını koyardım. O derece çalışkandır...

İYİ Parti program ve projelerinin üretilmesinde bu çalışkanlığına bizzat şahit olanlardanım.

Bilgi, birikim ve donanımını analitik zekâsı ile projeye, çözüme dönüştürme becerisine sahiptir.

Dürüstlük, dostluk ve vefada abide şahsiyetlerden biri olarak tanınır.

Ondan bir talepte bulunduysanız onu kendine dert edinir. Çözene kadar gözüne uyku girmez.

Gerçek bir “Aydın”dır.

Aydınlıdır. Hatta aşk ile Aydınlıdır.

Kaçıncı sıradan aday yapılır bilemem. Ama onun gönül köşkünün en üst katında Aydın ve Aydınlıların olduğunu yakinen biliyorum.

İYİ Parti eğer benzer profiller ile seçmen karşısına çıkarsa seçim sonuçlarında çok sürpriz sonuçlar görebiliriz.






AK PARTİ YAPSA TEFE KOYARLARDI (*)


ABD, Utah Valisi Spencer Cox, 18 yaşın altındaki herkesin TikTok, Instagram ve Facebook gibi platformları kullanması için açık ebeveyn izinleri gerektiren kapsamlı sosyal medya yasasını ve sosyal medya şirketlerinin reşit olmayanların platformlara "bağımlılık" geliştirmesine neden olabilecek teknikleri kullanmasını yasaklayan bir yasa tasarısı imzalamış.

Cox, Twitter'da yaptığı bir mesajda, "Artık sosyal medya şirketlerinin gençlerimizin ruh sağlığına zarar vermeye devam etmesine izin vermeyeceğiz" demiş.

Haklı mı?

Dibine kadar haklı.

Bunu AK Parti yapsa dibine kadar haksız olurdu!

(*) Tefe koymak:

[1] Birini alay konusu yapmak.

[2] Hoşa gitmeyecek küçük düşürücü yönleriyle başkalarına tanıtmak.






SOYKIRIM


Amerika Birleşik Devletleri Holokost (Holokost, Yahudi Soykırımı veya HaŞoah, Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanyası döneminde, Heinrich Himmler'in liderliğindeki SS güçleri tarafından işgal edilen sınırlar içerisinde yaklaşık 6 milyon Yahudi'nin sistemli bir şekilde öldürüldükleri soykırım) Müzesi Simon-Skjodt Soykırım Önleme Merkezi Direktörü Naomi Kikoler, katıldığı panelde “Bir daha böyle anlar yaşamayacağız” diyor.

Panelde konuşan mağdurlar, “Beyin yıkama eğitimine” tabi tutulduklarını anlatıyorlar.

Kendi dillerini konuştukları için cezalandırıldıklarını, kukuletalı olduklarını ve sandalyelerine zincirlendikleri rutin sorgulamalara katlandıklarını, kadın mahkumlara kısırlaştırılırken aşı olacakları söylendiklerini ifşa ediyorlar.

İçlerinden biri saçlarını kazıttıktan sonra “Benlik duygumu kaybediyorum, ailemin yüzlerini bile hatırlayamıyorum” hissine kapıldığını söylüyor.

Üzerlerine idrar yapıldığını, geceler boyu mahkumların "korkunç çığlık sesleri" duyduğunu hatırladığını anlatan var.

İşkence, cinsel saldırı ve zorla kısırlaştırma...

Bunlar, Hitler'in Yahudilere karşı işlediği suçlar değil.

Yahudi soykırımda yaşananlar değil.

Peki bu soykırımı, işkenceleri yaşayanlar kimler?

Holokost'tan sağ kurtulan ve Nobel ödüllü Elie Wiesel'in oğlu Elisha Wiesel, Çin'in insan hakları ihlalleri konusunda kamuoyunu bilinçlendirme çabalarının kurbanlara "yalnız olmadıklarına" dair bir mesaj göndermek olduğunu söylüyor.

Wiesel, "Şu anda dünya sahnesine baktığımda, Uygur halkına karşı işlenen suç kadar büyük ölçekte başka bir suçun işlenmediğini açıkça görüyorum" diyor.

Şu an...

Tam da şu an bunlar yaşanmaya devam ediyor.

Neyse...

Sahi, Cumhurbaşkanlığı için yapılan anketlerde kim önde?