Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

RUSYA’NIN SAVAŞI, DÜNYANIN KRİZİ

Kısa dönemli toparlamalar olsa da dünya ekonomisi 2008’den beri krizde. Finansal kriz, pandemi, şimdi de Rusya’nın savaşı. Bu süreçte devletlerin ve şirketlerin borçluluk düzeyleri çok arttı. Küreselleşmenin hız kestiği ve toplumların içe kapandığı gerçeği bu yaygınlaşan yoksulluk haline eşlik ediyor.

Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı Ukrayna saldırısı, dünya ekonomi politiğini allak bullak etti. Daha pandeminin yaraları tam sarılmamışken büyük bir insanlık dramıyla karşı karşıya kaldık. Artık gazetelerde ve televizyonlarda savaşın seyrine dair haberler ön plana çıkmıyor. Bu nedenle son 6 ayda nereden nereye gelindiğine dair kısa bir toparlama yapmakta yarar var. Rusya’nın ilk işgal planı, Kiev’i ele geçirerek hükümeti dağıtmak ve Ukrayna’da kendine bağlı kukla bir hükümet kurmak şeklindeydi. Ayrıca Rusların çoğunlukta olduğu bazı iller Rusya’yla birleşecekti. Bilindiği üzere bu işgal planı kısmen başarılı oldu. Rus Ordusu Ukrayna’nın doğusu, güneyi ve kuzeyinde ciddi bir bölgeyi kontrol altına aldı. Ancak Kiev düşürülemedi. Ayrıca ülkenin batısı savaş etkisinin tümüyle dışında kaldı. Kabaca mayıs ayından itibaren ise Batı destekli Ukrayna Ordusu toparlandı. Ukrayna karşı saldırısı sonucunda Rus işgal kuvvetleri kuzey doğu ve doğuya doğru bir miktar geri çekildi. Sahadan gelen veriler, Rusların çok zorlandığı yönünde. Çünkü Batı'nın gönderdiği tanksavar füzeler ve uçak ile helikopterlere karşı kullanılan omuzdan atılan füzeler, Rusya’nın hava üstünlüğü kurmasını engelliyor. Ayrıca insansız hava araçları, çoklu roketatar sistemleri ve dronelar Rus cephesini düzenli bir şekilde vuruyor. Rus Ordusu cephe hattını tutacak lojistiği temin etmekte güçlük çekmekte.

Amerikan mühimmatının Ukrayna’yı ayakta tuttuğu açık. Ancak tüm bu yardımlara rağmen Ukrayna güçlerinin genel bir taarruz başlatacak gücü yok. Benzer bir durum Rusya için de geçerli. Rusya şu anda savunmada. Geçen kış denediği üzere topyekûn bir Ukrayna saldırısı yapıp Kiev’i barış anlaşması yapmaya zorlaması imkânsız. Bu karşılıklı "yenememe" hali, savaşı bir süreden beri 19. yüzyıl tipi bir topçu savaşına dönüştürmüş durumda. Rusya Ukrayna’dan üstün. Ama Batı da Rusya’dan. Çarpışan iki asimetri, Ukrayna-Rusya savaşını kördüğüme mahkum etti. Gelecekte ne olur bilemeyiz. Ama şu an itibariyle cephede durum böyle.

İşin bir de tabii tüm dünyayı ilgilendiren bir ekonomik savaş kısmı var. Öncelikle şu tespiti yapalım; Rusya’ya yönelik Batı ambargosu işe yaramıyor. Hatta Rus ambargosundan Rusya’dan çok Avrupa etkilenmekte. Avrupa ekonomisindeki kayıplar sadece bu kıtayı değil, tüm dünyayı resesyonun kıyısına kadar getirdi. Batı ambargosu neden Rusya’yı dize getirmedi? Çünkü Rusya rantçı (rantiye) bir devlet. Yani ulusal gelirin ağırlıklı bir kısmı doğal gaz ve petrol gibi doğal kaynaklardan geliyor. Rusya’ya yönelik pek çok ambargo devreye girdi. Ama asıl kaynak doğal gaz ve petrol satışından geliyor. Çin ve Hindistan Rusya’dan yüklü miktarda ithalat yapmaya devam ediyor. Bu durum Rusya’nın bir diğer müşterisi olan Avrupa karşısında Putin’in elini güçlendirmekte. Mesela G7 ülkeleri, 2 Eylül’de doğal gaz için tavan fiyat kararı aldı. Bunun üzerine Rusya, 3 Eylül’de Almanya’ya giden gazı kesti. Açıkçası Avrupa’ya eyvallahı yok Rusya’nın. Kış ağır geçerse Rusya’nın örtülü doğal gaz ambargosu nedeniyle Avrupa ülkeleri çok zorlanabilir. Almanya, Fransa, İtalya, İsveç ve Çekya başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi yaklaşmakta olan kriz için düşük gelirli vatandaşları destekleyecek programlar açıklandı. Ancak destek programları gerçek bir ekonomik canlılığın yerini tutmuyor. Çelik, kimya ve cam başta olmak üzere yoğun enerji kullanan pek çok endüstride çarklar durabilir.

Bu boğuşma içerisinde Türkiye’nin durumu ise dengeli gitmekte. Türkiye, prensipte Ukrayna işgaline karşı. Ayrıca saldırıya uğrayan ülkeyle askeri iş birliği devam ediyor. Bayraktar insansız hava araçları Ukrayna semalarında uçmakta. Ancak Rusya’nın ekonomik açıdan kuşatılmasını da doğru bulmuyor Erdoğan hükümeti. Ukrayna tahılının Türkiye üzerinden dünyaya taşınması gibi diplomatik başarılar, bu dengeli politikanın ürünü. Ama tabii bu görüntünün altında Rusya’yla yoğun iş birliği devam etmekte. Savaşın ilk zamanlarında Rus oligarkların yatlarını Türkiye’ye demirlediği haberleri çıktı. Bu aralar piyasalara yoğun bir para girişinden bahsediliyor. Türkiye’ye sermaye girişinin Körfez dünyasıyla birlikte iki olası kaynağından biri Rusya. Avrupa’nın soğuktan donma tehlikesi her geçen gün artarken Türkiye, ucuz doğal gaz tedarikini garanti altına almış durumda. Tabii bu adımları iç politika bakımından da yorumlamak lazım. Malum, seçim yaklaşıyor. Rusya’nın Türkiye ekonomisine verdiği destek sadece Ukrayna-Rusya çatışmasındaki dengeli dış politikanın değil, aynı zamanda Erdoğan’ın ülkeyi bir 5 yıl daha yönetme arzusunun Rus yönetimi tarafından desteklendiğinin de ifadesi.