Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Ankara’nın medya yüzü AKK Medya Çalışma Grubu
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Victoria's Secret, ikonik defilesi Cher'in sahne alacağı etkinlikle geri dönüyor.
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Telefon patlatması 21 yıl önce Kurtlar Vadisi'nde işlenmiş
Robert De Niro'nun mezar taşı
Robert De Niro'nun mezar taşı
123456789

Merhaba!

27 Mart 1937 Cumartesi günü, Ankara’da öğrenim gören Bursalı gençler, Ankara Halkevi'nde düzenledikleri Uludağ gecesine Atatürk’ü de davet etti. Gençlerin, Atatürk’ü yorulmadan takibe söz vermeleri üzerine çok duygulandığını ifade eden Atatürk, gençlere, “Yorulsanız bile beni takip edeceksiniz… Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği amaca, bizim yüksek idealimize, durmadan yorulmadan yürüyecektir…” sözleriyle seslendi. 

Atatürk’ün yüksek idealini gerçekleştirmeye durmadan, yorulmadan ve dinlenmemek üzere yürümek için merhaba!

Aynı gecede gençlerin gençlik marşını söylemesi üzerine yeniden duygulanan Atatürk, 25 Mayıs 1919 gününü hatırladı. O gün Havza’ya ulaşmak için harap bir otomobil ile Samsun’dan yola çıkıldı. Samsun-Havza yolu, yağmurdan yeni çıkmış berbat bir haldeydi. Korkulan oldu ve otomobil bir dönemeçte hareket edemeyecek şekilde arızalandı. Amaca ulaşmak için aracın arızalanması engel olamazdı. Arkadaşlarıyla Havza’ya doğru yürüyen Atatürk, onların yorulmaması için gençlik marşını söylemeye başladı. Halkevinde Bursalı gençlere bu marşı neden söylediğini şu sözlerle ifade etti. “…Türk  ufuklarından bir gün mutlaka bir güneş doğacağına, bunun hareket ve kuvvetinin bizi ısıtacağına, bundan bize bir güç çıkacağına o kadar emindim ki, bunu sanki gözlerimle görüyordum…”

İçinde bulunan şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun Atatürk’ün yüksek idealine ulaşmak için yolun berbatlığına, aracın arızalanmasına ve başkaca engellere bakmaksızın ufuktan doğmuş olan Atatürk güneşini selamlamak için yürümeye merhaba!

30 Ağustos 1924’te Zafertepe Çalköy’de Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtının temel atma töreninde Atatürk, bu eşsiz zaferi, “Türk’ün gerçek kurtuluş güneşi” olarak değerlendirdi. 

Türk milletinin Atatürk önderliğinde emperyalizme karşı verdiği eşsiz fedakârlık ve kahramanlık mücadelesine sahip çıkmak ve gerçek kurtuluş güneşinin önündeki gölgeleri kaldırmak için merhaba!

30 Ağustos Başkomutan Meydan Savaşı'ndan sonra Atatürk, “İzmir’de Akdeniz’i, Mudanya’da Marmara’yı görmek için 8-9 günlük bir zaman”ın yeterli geldiğini ifade etti. Türk ordusu da günlük ortalama 40 kilometrelik bir hızla, 400 kilometrelik bir mesafeyi savaşarak ve kurtararak İzmir’e ulaştı. 25 Mayıs 1919 günü Atatürk’ün Karadeniz’de, Havza yolunda, doğacağını müjdelediği güneş, Akdeniz’de dağlarında çiçekler açan İzmir ile birlikte tüm ülkede altın sırmalar saçtı. Çünkü İzmir, aynı zamanda Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapan Bursa’yı, Edirne’yi, İstanbul’u ve tüm Türkiye’yi kurtardı.

Dünya savaş tarihinin en haklı, en ahlaklı ve en onurlu mücadelesine sahip çıkarak altın güneşin sırmalarının sonsuza kadar tüm Türkiye’de varlığını korumak için merhaba!

Atatürk, 1 Eylül 1922’de Türk Ordusuna ilk hedef olarak Akdeniz’i (Ege Denizi) göstererek “ileri” emrini verdi. Bu ileri aynı zamanda geri kalmışlıktan ve Ortaçağ karanlığından da kurtulmayı içermekteydi. Nitekim Atatürk, İzmir’in işgalden kurtarılmasından sonra not defterine, “15 Mayıs 1919 İzmir’i işgal 3 yıl 4 ay. O kara günde Karadeniz’den, bugün Akdeniz’deyim” notunu düştü. Zafer aynı zamanda karanlıktan aydınlığı geçişi hazırladı. Böylece Atatürk, Türk vatanını işgalden, Türk milletini esaretten kurtardığı gibi, Türk vatan ve milletini ortaçağ karanlığından da kurtaracaktı.

Türk milli mücadelesiyle elde edilen millet egemenliğine, tam bağımsızlığa, milli birlik ve bütünlüğe, akıl ve bilim rehberliğinde verilen aydınlanma mücadelesine sahip çıkmak için merhaba!

Mudanya’da ateşkes görüşmeleri devam ederken Meclis'i bilgilendiren Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, TBMM kürsüsünden yurdumuzun ufkunda artık sulhun tatlı güneşinin gecikmeyeceğini ifade etmiştir. 

Savaş meydanlarında kazanılan zaferle elde edilen barış güneşini sonsuz kılmak için merhaba!

Hakimiyeti Milliye gazetesi 29 Ekim 1924’te, “geçen sene bugün doğan güneş” ifadesiyle Cumhuriyet'i güneş ile özdeşleştirdi. Cumhuriyetin onuncu yıl dönümünde Cumhuriyet gazetesi de Atatürk’ü ülkenin üzerindeki güneş olarak tam sayfa bir fotoğrafla selamladı. Ayrıca Atatürk 10. Yıl Nutku'nda, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyetinin bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacağını ifade etti.

Atatürk ve Cumhuriyet güneşini sonsuz parlaklığıyla yaşatmak, Türk milletini akıl ve bilim temelinde çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak ve medeniyet ufkundan doğan güneşin önündeki kara bulutları kaldırmak için merhaba!

Suikast girişiminin açığa çıkmasından sonra, 20 Haziran 1926 günü İzmir’de, yaptığı açıklamada “… Ben ölürsem bile soylu ulusumun beraber yürümekte olduğumuz yoldan ayrılmayacağına inancım vardır…. Bu nedenle gönül rahatlığı içindeyim. Düşmanlarımız istedikleri kadar düşündükleri iğrenç çarelere başvursunlar. Onların son güçleriyle yapacakları davranışlar bizim devrim ateşimizi söndüremez…” sözleriyle hitap etti.

Atatürk’ün açtığı çağdaş aydınlanma yolunda yürürken iğrenç çarelere başvuranlara inat, devrim ateşini sürekli kılmak için merhaba!

Unutmayalım ki, güneş balçıkla sıvanmaz. Bulutlar geçici bir süre güneşi gölgelese bile hiçbir bulut, sonsuza kadar güneşin karşısında varlığını sürdürerek ışığını kesemez. Hiçbir zifiri karanlık, güneşin doğuşunu engelleyemez.  

Gölgelenen medya dünyasına “Bilmek Haktır” ilkesiyle yeni bir güneş gibi doğan GAZETE DURUM ile ufkun ötesini görebilmek, Atatürk sevgisini Atatürk bilincine çevirebilmek için merhaba!