Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Atatürk “Gelecek”tir

Takvim, kasım ayının en küçük çift rakamla ifade edileceği haftaya geldi. Umarım bu ve bundan sonraki her 10 Kasım’da Atatürk’ün manevî huzuruna, Cumhuriyet'imize ve ülkemize olan sorumluluklarımızı yerine getirebilmenin onuru ve gururu ile başımız dik çıkabilmeyi başarabiliriz. Ancak yaşamakta olduğumuz sorunlar nedeniyle en azından bu yıl bunu başarabilmek imkânsız gibi görünüyor.

Atatürk Farkı

Türk tarihinde, soy ve boy gücüne dayanmadan, yetim bir halk çocuğu olarak hayata başladı. Kendi devletinin ve galip devletlerle onların uzantılarının, hatta en yakınındaki arkadaşlarının her türlü engellemesine rağmen, bir milletin ve dünyanın kaderini değiştirebildi. Doğduğunda “Mustafa” ismi verilen kişi, bedeni aramızdan ayrıldığında Anafartalar Kahramanı, TBMM Kurucusu ve ilk Başkanı, Türk ordularının kanunla tayin edilmiş ilk Başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı, Türk aydınlanmasının Başöğretmeni, Gazi sıfatlarıyla Kemal Atatürk adını hakkıyla kazanmasını bildi.

Keşke…

Keşke, bu 10 Kasım’da siyasî liderlere Türk milletiyle kader birliği yaparak eşsiz fedakârlık ve kahramanlık destanı yaratan Atatürk’ün Türk vatanını işgalden, Türk milletini esaretten, Türk vatan ve milletini Orta Çağ karanlığından kurtardığını anlatabilsem. Üstelik mücadeleye başlarken, işgalci galip devletler “dev” gibi görülürken Atatürk’ün, “devin içindeki cüceyi” fark ettiğini, ayrıca “cüce” olarak görülen Türk milletinin cevherindeki şahlanmaya hazır “dev”i fark eden liderin, cüceyle birlikte devi yendiğini hatırlatabilsem. Biraz nefeslenip Çanakkale’de dünyayı, cephede düşmanları yenen Atatürk’ün, “içeride cehaleti, ezellik saltanatı, asırlık hilafeti, yüzyıllık fesi, bin yıllık harfi ve Hatay’da sömürgeciliği yendiğini”* haykırsam. En sonunda halk çocuğu olan siyasî liderlerin, makamlarına Atatürk’ün Cumhuriyeti sayesinde gelebildiğini hatırlatabilsem.

Atatürk İsmi

Türk tarihi açısından Mustafa Kemal ön adını aşan Atatürk ismi, Türk milletinin ulusal bağımsızlık ve çağdaşlaşma simgesi oldu. Bu nedenle Atatürk, yok sayılamayacağı gibi öteki dünyaya ve tarihin geçmiş herhangi bir zamanına ve hatta sadece Türk tarihine hapsedilemez. Çünkü Atatürk, esaret altındaki tüm mazlum milletlerin bağımsızlık lideridir. Çağdaşlaşma mücadelesi veren tüm geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin aydınlanma rehberidir. Ayrıca Atatürk, gerçekten insanlık idealiyle yanıp tutuşan namuslu tüm düşün adamlarının ve filozofların rüyasını gerçekleştiren evrensel bir liderdir.

Atatürk’te Birleşmek

Cumhuriyet’in yüzüncü yılına, acil çözülmesi gereken sorunların gölgesinde çok kritik bir seçim süreciyle giriyoruz. Siyasî liderler, ülkenin geleceği için millî birlik ve bütünlük ile akıl ve bilim temelinde, Cumhuriyet’in çağdaş kazanımlarını pazarlık konusu yapmaktan vazgeçmelidir. Cumhuriyet’in çağdaş niteliklerini belirleyen Atatürk ile barışıp Atatürk’te birleşebilecek olan siyasî lider ve ittifaklar, ülkenin tüm sorunlarını kalıcı ve akılcı olarak çözebileceği için sonraki 10 Kasım'larda başları dik olarak gururla Atatürk’ün manevî huzuruna çıkabilecektir. Aksi takdirde Atatürk’ü ve onun manevî mirası olan akıl ve bilimi, Cumhuriyet’ten uzaklaştırmak, ülkeyi çağdaş medeniyet seviyesine değil, Orta Çağ karanlığına yaklaştırmak anlamına gelecektir.

Atatürk “Gelecek”tir

Dünyadaki savaş durumunu gördükçe Atatürk’ün ülkesinde ve dünyada izlediği “yurtta barış, dünyada barış” politikasının ne kadar gerçekçi, ne kadar gerekli ve insanî olduğunu daha iyi anlıyoruz. Günümüzde akıl ve bilimden uzaklaşıldıkça üretimden, ekonomiye, eğitimden sağlığa kadar artan sorunlar karşısında çaresiz kalındığının tanığı oluyoruz. Bu durum karşısında akıl ve bilimi takipçilerine manevî miras olarak bırakan Atatürk’ün geleceği de kucakladığını daha iyi anlıyoruz. Günümüzde servet düşkünlerini gördükçe mal varlığını milletine bağışlamak için özel yasa çıkaran ve “İnsanın serveti kendi manevi şahsiyetinde olmalıdır”** diyen Atatürk’ün örnek kişiliğine ve evrenselliğine hayran kalıyoruz.

Kendisine teklif edilen saltanat ve hilafet makamlarını elinin tersiyle iterek, milletinin iradesiyle ve sevgisiyle Cumhurbaşkanı olan Atatürk’ün ön görüsünü hâlâ özlüyoruz. İflas etmiş, yıkılmış ve borç bırakılmış olan ülkeyi, kendi döneminde uçak üretebilen ve dünyanın en fazla sanayileşen üç ülkesinden biri haline getirmeyi başaran Atatürk’e minnet duyuyoruz. Her şeye rağmen, Atatürk’ün manevî varlığının ülkemizin birliğini ve çağdaşlaşmasını sağlamak için direndiğine ve gelecekte de direneceğine tanık oluyoruz.

Çınar Ağacı ve Kutup Yıldızı

Büyük insanların ölümü, köklerini toprağın derinine salmış olan asırlık büyük çınar ağacının ölümüne benzetilir. Ağaç ölmeye başladığını hissettiğinde bağlı olduğu toprağı da huzursuz eder. Ama Atatürk, ölümünün yakın olduğunu bildiği halde etrafındakileri üzmediği gibi Hatay için güney seyahatine giderek bu durumda bile zafer kazanmasını bildi.

Atatürk, ulusal ve evrensel değerleriyle sadece günümüzde değil, gelecekte de yol göstermeye devam edecektir. İnanıyoruz ki her yıl 10 Kasım’da yüreğini bir dakikalığına Atatürk’e veren Türk milleti, içindeki Atatürk sevgisini, Atatürk bilincine dönüştürerek onun akıl ve bilime dayalı çağdaşlaşma hedefini geleceğe taşıyacaktır. Unutulmasın ki Atatürk, “bir kutup yıldızı gibi yolunu kaybedenlerin takibini beklemektedir”.***

Atatürk’ü, dünyada eşit, hür ve barış içerisinde adaletli bir biçimde yaşamayı dert edinen ve edinecek olan tüm insanlık adına saygıyla, özlemle ve minnetle anıyorum.

*İsmail Habip Sevük, Atatürk’le Beraber, Hazırlayan Lütfü Tınç, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 6. Basım, 2020, İstanbul, s.5.

**İnal Cem Aşkun, “Yunus Emre’den Atatürk’e Toplumsal Kişiliğimizin Temelleri”, Kurgu Dergisi, sayı:11, 1992, s. 7.

 ***Uluç Gürkan, Atatürk’ün İzinde Türkiye Dünyayı Değiştirecektir, Tekin Yayınları, İstanbul, 2019, s.19.