EURO 2024: Almanya'nın yükselişi ve hakem kararları

Hırvatistan – Arnavutluk maçı çok hızlı başladı. Hırvatlar ilk 10 dakikada oyunu 3. bölgeye yığmayı başarsa da Arnavutluk, baskıyı kırdı ve yakaladığı kontra atak ile 1-0 öne geçti. Arnavutluk, kazandığı her topta oyunu ters kanatlara doğru yönlendirerek turnuvanın en yaşlı takımlarından biri olan Hırvatistan’ı yormaya devam etti. 2. yarıya üzerindeki ölü toprağı atarak çıkan Hırvatlar, beklendiği şekilde tempoyu yükseltti. Kramaric ile 74. dakikada beraberliği yakalayan Damalılar, golden iki dakika sonra Arnavutluk’un kendi kalesine attığı gol ile 2-1 öne geçti. Hırvatlar, gollerden sonra tempoyu düşürmeye çalışsa da Gjasula’nın 90+5’te skoru 2-2’ye getiren golüne engel olamadı. Mutlak galibiyete ihtiyacı olan iki takım da bu karşılaşmadan bir puan ile ayrıldı.

Almanya – Macaristan maçında etkili başlayan taraf Macarlar oldu. İlk 7-8 dakikalık sallantının ardından, Almanya oyuna ortak olmayı başardı. 22. dakikada Macar savunmasının hatasını iyi değerlendiren Almanya, Musiala’nın golüyle 1-0 öne geçti. Golden sonra Macarlar yüklenmeye çalışsa da Almanlar maç boyunca tempoyu istediği gibi ayarlamayı başardı. Hücumda 10 numara orijinli 4 futbolcu ile oynayan Almanya, ikinci gole kadar çoğunlukla top çevirip dinlendi. 66. Dakikada ise nakış gibi işlenen atak sonunda İlkay Gündoğan’ın golüyle farkı 2’ye çıkardı. Maç boyunca kademeye hep bir kişi giren Almanlar, rakibine göz açtırmadı ve sahadan 3 puan ile ayrılarak gruptan çıkmayı garantiledi.

İskoçya – İsviçre maçının ilk yarısı ise turnuvanın en çok git gel yapılan maçlarından biri oldu. Maçın başında İskoçya, Mctominay’in şutunda İsviçreli Schar’a çarpıp ağlara giden top ile 1-0 öne geçti. İki takımın da orta sahayı hızlı geçtiği anlarda İskoç savunmasının hatasını iyi değerlendiren Shaqiri, yolladığı füze ile kaleci Gunn’ı avladı ve skoru dengeledi. Maçın ikinci yarısı ise beklentilerin çok uzağında kaldı… İskoçlar, fizik güçlerinin de avantajıyla İsviçre’nin oyun kurucuları Akanji ve Xhaka’ya her an pres yaparak kolay oyun kurmalarını engellediler. Lakin İskoçların hücum taktiği, ceza sahasına yapılan ortalarda yaratılan karambol ile gol bulma girişimlerinin ötesine geçemedi. İsviçre ise Embolo’nun ofsayt nedeniyle iptal edilen golü dışında pek varlık gösteremedi. Fizik gücü ile süratin karşı karşıya geldiği bu ikinci yarıda, futboldan daha çok İskoç rugby takımı ile İsviçreli koşu takımının maçını izler gibi olduk. 1 puana razı iki takımın maçında akılda kalan tek şey İskoç seyircilerin coşkusu oldu.

Turnuvada şu ana kadar değinmediğimiz bir nokta var, o da hakem performansı… Hakemlerin akan oyunu baltalamamak adına sertliğe belli ölçüde izin vermesi takdir edilesi. Hakem kararları işin doğası gereği her zaman kusursuz olmuyor fakat maçın gidişatına direkt etki eden hatalar da dikkat çekiyor. Mesela İspanyol Hakem Manzano’nun, Avusturya – Fransa maçında topun Fransız kaleci Maignan’dan çıktığı bariz belli olmasına rağmen aut vermesi, devamındaki pozisyonda Avusturyalı Wöber’in kendi kalesine attığı gol ile Fransa’nın öne geçmesi… Benzer örnekler, diğer büyük takımların maçlarında da bir şekilde karşımıza çıktı. Hakemlerin yaptığı bu tip hatalar, basit bir taç atışı olsa bile bu gibi pozisyonlarda maçın kaderini tamamen değiştirebiliyor. Sadece Polonya – Hollanda, İskoçya – İsviçre ve Belçika – Slovakya maçlarındaki hakem yönetimleri mükemmele yakındı diyebiliriz. Belçika – Slovakya maçını, Halil Umut Meler ve ekibinin yönettiğini de söyleyelim. Objektif olarak; Meler ve ekibi maçı çok iyi yönetmiş olsa da VAR sistemini maça bariz etki etmeyi başardı... Belçika’nın iptal edilen 2. golünde, turnuvanın resmi maç topu Fussballliebe’de bulunan bir çip sayesinde topun Belçikalı Openda’nın eline teması tespit edildi ve gol iptal edildi.

Teknolojinin sporun içine bu kadar girmesi hala tartışılan bir konu. Sadece futbolda değil, voleybol ve tenis gibi sporlarda da çizgi teknolojisi gibi etkenler mevcut. VAR teknolojisi, milimetrik hesaplarla maçın kaderini değiştiren bir unsur. Fakat Avusturya – Fransa maçındaki gibi, VAR’ın etki edemediği durumlarda yapılan hataların telafisinin olmaması, teknolojinin adil rekabet kavramı önünde boynunu bükmesine neden oluyor.