Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Atatürk'ün Rüşvet Karşısındaki Tutumu

Milli Mücadele döneminde Anadolu’ya silah ve cephane göndermek gibi sayısız faydası olmuş Şakir Zümre’yi çoğunuz meşhur Zümre Sobalarıyla tanırsınız. İstiklal Madalyası sahibi Zümre, Atatürk’ün onayıyla Türkiye’nin savunma sanayisinin ilk özel sektör fabrikasını kuran kişi.

1927’de bir Avrupa seyahati dönüşünde Atatürk’e pırlanta kaplı altın bir tabaka hediye etti. Atatürk paranın kaynağını sorguladığında Zümre’nin Milli Savunma’nın taahhüt işlerini yaptığını öğrendi. Nuri Conker ile aralarında konuştular ve Conker, Yusuf Kemal Bey’den aldığı havadisle “Millî Savunma Bakanlığı’na çürük çarık şeyler sokuşturup milyonlar vuruyor” deyince Atatürk hem Conker’e dedikodu ediyor diye kızdı hem de Başyaveri Rusuhi Savaşçı’ya Milli Savunma Bakanı Recep Peker’in nerede olduğunu öğrenme talimatı verdi. Sonra Kılıç Ali’nin evine doğru yola çıktı.

Kılıç Ali’nin evinde Atatürk, konuyu rüşvete getirip. “Ben rüşvet aldım” diyerek cebinden çıkardığı tabakayı gösterdi. Atatürk’e “Paşam, sanırım şaka yapıyorsunuz; rüşvet olsa siz bunu alır mısınız?” diye sorduklarında “Hiç kimse insana ‘rüşvet’ diye vermiyor ki, ‘armağan’ diye veriyor.” yanıtını verdi.

Atatürk, tabakayı Şakir Zümre’nin getirdiğini anlatınca “Paşam, Şakir sizin bunca yıllık yakın arkadaşınız, hiç rüşvet olur mu?” dediler.

Atatürk, Recep Peker’e “Şakir senin de arkadaşın, bakanlığa öteberi satıyormuş; sana kim bilir neler neler getirmiştir?” deyince kaskatı kesildiler.

Atatürk’ün evden ayrılmasının ardından Kılıç Ali, bunun önemli bir uyarı olduğunu ve Peker’in istifa etmesi gerektiğini söyleyince Peker istifa ederse kuşkuların haklılığını kabul etmiş olacağı

düşüncesiyle bunu yapmayacağını söyledi.

Ertesi gün Çankaya Köşkü’nde durumu Kılıç Ali’den öğrenen Atatürk, Bir Milli Savunma Bakanı kolundan tutup atılmaz ya, kendi bileceği bir iş” dedi.

İnönü, Peker’in istifa etmemesinin dedikoduları artıracağını söyleyip başka bir yöntem bulmuş.

Hükumet olarak istifa etmek.

İnönü Hükümeti’nin 1 Kasım 1927’de istifa etmesiyle sonuçlanan bu sürecin ardından 2 Kasım 1927’de Başbakan İsmet İnönü yeni hükumetini Çankaya Köşkü’ne sunduğunda oluşturulan yeni kabinede Recep Peker’in adı yoktu ancak sonraki dönemlerde Bayındırlık Bakanı olarak hizmet verdi.

Peker, değerli, dürüst bir devlet adamıydı, Şakir Zümre de öyle. Rüşvet almamıştı ancak rüşvetin söylentisinin bile ne kadar yıpratıcı olacağını bilen Atatürk, gençlerin Cumhuriyet’in kurumlarına inancının sarsılmasından, Osmanlı’nın son dönemiyle arasında bir fark yokmuş gibi görmelerinden duyduğu endişeyle hızlıca karar alıp uygulamıştı.

O günlerden geriye hafızalarda yankılanan “İnsan rüşvet diye vermiyor ki armağan diye veriyor” sözleri kaldı.