Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Şah Çerağ

İran, tarih boyunca büyük uygarlıklara ev sahibi oldu. Bazen kent tarihçilerinin büyülenerek "İran'ı görmeniz gerekir" dediğine tanık olmuşsunuzdur.

Haklılar. Pers uygarlığının kendine özgü bir "zamanı" vardır. Kentler öyle kurulmuştur ki kendi çağınızdan emin bir vaziyette ayak bastığınızda bile bir başka zamanın içinde yürüdüğünüze yemin edebilirsiniz.

Şiraz, İran'ın beşinci büyük kentidir. Adına çoğumuz Fars dilinin ahengiyle günümüze uzanmış şair Sadi Şirazi'den aşinayız.


Şiraz'ın görülmeye değer tarihi yapıları arasında en ilginci mabed mimarisinin bütün özelliklerini taşıyan Şah Çerağ. Daha yapının dışında, İslami bezeme tekniği olan mukarnas ile yapılmış görkemli bir hacim sizi karşılıyor. İçeri girmeden önce İslami ritüellere uygun bazı dualar okuyor ve türbede yatan kişiye peygamber soyundan olması sebebiyle saygı gösteriyorlar.

Yapı, Şiiler için bir hac mekanı ancak turistik ziyaretlere de açık. Kapıda kadınlara örtünmeleri için desenli giysiler veriyorlar. İçeride türbe ikiye bölünmüş. Haremlik selamlık olan bu camide kadın ve erkek bölümleri birbirine eşit büyüklükte düzenlenmiş.

Bu cami, yapımına 9. yüzyılda başlanan ve defalarca kez elden geçirilen bir yapı. Bu nedenle yapılmaya başlandığı dönemin karakterine ek olarak sonraki yüzyılların kimliğini de algılayabileceğimiz bir dokunuşla inşa edilmiş. Camiye yapılan her müdahale bir önceki dönemin yapı ustasına saygıyı da içeriyor. Bu çağlar arası nezaketin bir sonucu olarak yapının özü korunmuş.

Çerağ kandil anlamında. Yani lamba. Işık.


Rivayete göre bir seyyah şu an Şah Çerağ'ın bulunduğu yerden bir ışığın yayıldığını görür. Anlamak için yaklaşır. Işık, topraktan yayılmaktadır. Toprağı kazdıklarında Seyid Emir Ahmed’in mezarını bulurlar. Emir Ahmed “ışıklar şahı” olarak anılmaktadır. Şiilerin 8. imamı Ali Er Rıza'nın kardeşidir. Buraya bir cami yapmaya karar verirler. Bugün Seyid Emir Ahmed ve Mir Muhammed türbeleri bu caminin içinde bulunuyor.

Caminin adına uygun biçimde yapıldığı hemen göze çarpıyor.

Yapının içine girdiğinizde bir kaleydoskobun içinde hissediyorsunuz. Tüm duvarlar ve kubbe İslami bezeme teknikleri kullanılarak ince ince işlenmiş. Yanan bir kandilin ışığı bile milyonlarca ışıltı olarak üzerinize yağıyor. Yapıya "Aynalar Camii" de diyorlar. Bu ihtişamlı yapının içinde mabed mimarisinin insanda oluşturmayı amaçladığı "hayret ve hayranlık" kaçınılmaz oluyor. Tüm ışıkların, yıldızların görülebildiği bir göğün altındaymışsınız gibi hissediyorsunuz.



Tarihinde birkaç kez büyük depremler gördüğü için yapı tekrar tekrar onarılmış. Son onarılma tarihi de günümüze hayli yakın. İki minaresi ve bir kubbesi var.




Şirazi'nin Bostan ve Gül'ündeki bir öyküde "... buraya ışık ile gel. Mezarda geçecek gecelerin gündüz gibi olmasını istersen, dünyadan gelirken çerağ ile gel" der. İnsanın ışığı kötülükten uzak durmasıyla mümkündür. Şah Çerağ Camii ziyaretçilerini ışığıyla yıkıyor. İnsan kendi kandilinden çıkanın kubbeden kendine dönüşünü izliyor. Bütün bir tarih ve mimari, bizim ışığımız neyse onunla yapılıyor. Yolunuz Şiraz'a düşerse bu mutantan yapıyı görmeden geçmeyin.