Bayburt’ta Picasso
Bayburt’ta Picasso
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
123456789
Bayburt’ta Picasso
Bayburt’ta Picasso
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
123456789

Kur Korumalı Mevduatta Son Durum ve Tasarruf Açmazı

21 Aralık 2021 tarihinde uygulanmaya başlayan Kur Korumalı Mevduat (KKM), on aydan fazla bir süredir finans sistemi içinde bulunmaktadır. KKM esas olarak, kişilerin bulundurdukları döviz mevduatı yerine tercih edebilecekleri, belli başlı döviz türlerinin TL karşısında vade sonunda belirlenen faiz oranından daha fazla değerlenmesi durumunda arada oluşan farkın devlet tarafından garanti altına alındığı bir bankacılık tasarruf aracıdır. Amerikan doları, euro ve İngiliz sterlini şeklinde tutulan birikimler Türk lirasına çevrilip kur korumalı mevduat hesabına dönüştürülerek değerlendirilebilirken, TL tasarruf sahipleri de paralarını dövize endeksleyerek bu üründen yararlanabilmektedir.

Kur korumalı mevduat hesaplarının açılmasında vatandaşlık, uyruk veya tüzel kişiler bağlamında bir kısıtlama da bulunmamakta, yurt içi yerleşik tüm gerçek ve tüzel kişiler yanında, yurt dışında yerleşik olan yerli ve yabancılar için de YUVAM hesabı çerçevesinde benzer hesaplar açılabilmektedir. 2022 yıl sonunda bitirilmesi planlanan KKM uygulaması, en son 2023 yılı sonuna kadar devam edecek şekilde uzatılmıştır.

Uygulamanın esas olarak ülkede elinde döviz olanların TL’ye dönüşünü sağlamak, elinde TL olanların dövize geçişini önlemek ve yurt dışından döviz girişi yaratmak amaçları taşıdığı görülmektedir.

KKM uygulamasında yatırımcılara yapılan getiri ödemeleri bankalar ve devlet tarafından birlikte üstlenilmektedir. Banka belirli bir faiz oranını öderken, o oranın üstünde oluşan kur farkı ise devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu durum bankalara maliyetini düşürme fırsatı yaratırken kurlardaki artışa bağlı olarak devletin sırtına da ne kadar olacağı belirsiz bir ödeme yükü yüklemektedir. Dolayısıyla bütçeden halktan vergi olarak toplanan kaynakların bir bölümü bu şekilde sisteme katılanlara aktarılmaktadır. Ayrıca sistemde kur farkının bir bölümü de Merkez Bankası tarafından karşılanmaktadır. Merkez Bankası'nın ne kadarlık bir karşılamada bulunduğu ise belirsizdir. Öte yandan KKM dövize sahip olanların yanı sıra TL tasarrufu olanların da sisteme katılımını sağladığından, tasarruf sahiplerinin döviz almasa bile KKM hesabı açarak parasını dövize endekslemesine yol açmaktadır. Bu ise dolaylı da olsa ülkede dolarizasyonu artırıcı bir unsur olmaktadır.

KKM’nin yatırımcı açısından durumuna baktığımızda; son birkaç aya kadar TL’nin yabancı paralar karşısında değer kaybı fazla olduğu için bu yatırımcılara belirli bir düzeyde getiri sağlamaktaydı. Ancak son birkaç ayda durum değişmiştir. Bir yandan Merkez Bankası'nın politika faizini aşağı çekmesi diğer yandan da kur artışını önlemeye yönelik çabalar, bu ürünün getirisini ve dolayısıyla cazibesini azaltmaya başlamıştır. 1,5 trilyon TL’ye yaklaşan KKM büyüklüğünün getirisi giderek azalmaktadır. Hatta en son durumda bu ürün sahiplerinin kur farkı geliri olmayacak sadece faiz getirisi sağlayacakları duruma gelmiştir. Örneğin, 25.07.2022 tarihinde 3 ay vadeli KKM açtıran bir yatırımcının vadesi 25.10.2022 tarihinde dolmuştur. 25 Temmuzda dolar kuru 17,84 TL, 25 Ekim'de ise 18,60 TL’dir. Kurdaki artışın düşük kalması nedeniyle, hesap sahipleri yüzde 4.25 olan faizi alıp kur farkı elde edememişlerdir. Kurda yükselme olmadığı sürece bu örnekteki durum devam edecektir. Kaldı ki Merkez Bankası'nın politika faiz oranını giderek düşürdüğü dikkate alınırsa elde edilen faiz getirisi de önümüzdeki dönemde daha da düşecektir.

Bu süreç devam ederse önümüzdeki dönemde ne gibi gelişmeler yaşanabilir?

Gerçekte bugüne kadar KKM’nin yüksek getiri sağladığı düşünceleri de çok doğru değildi. Nominal olarak diğer yatırım araçlarına göre yüksek getiri sağladığı doğru olsa bile enflasyondan arındırıldığında reel getiri genelde negatif durumda idi. Şimdi kurlardaki gelişmelere göre getiri iyice düşmüş durumdadır.

Bunun sonucu, KKM hesap sahiplerinden bir bölümünün bu üründen vazgeçmeleri söz konusu olacaktır. Döviz kurlarındaki bu seyir devam ettiği takdirde önümüzdeki dönemde KKM’den çözülmelerin başlaması muhtemeldir. Özellikle TL mevduatını KKM’ye çevirmiş olanların ürünü bırakma olasılıkları daha fazladır. Ekonomi yönetiminin seçime kadar kurları müdahalelerle tutma gayreti içinde olacağı da görülmektedir. Ülkeye girmekte olan yüksek tutarlı kaynağı belirsiz dövizler de bu gayrete destek vermektedir. Sürekliliği olmayan, ancak en azından belirli bir süre kur artışlarını önleyebilecek bu durum nedeniyle kurların seçime kadar hızlı artmama olasılığı bulunmaktadır.

Özellikle önümüzdeki birkaç ayda bu eğilim devam ederse üründe çözülme başlama olasılığı düşünüldüğünde, ilk bakışta gelecek için sorun olma olasılığı yüksek olan bu ürünün giderek miktarının düşmesi dolarizasyon açısından olumlu görünmektedir. Ancak bu üründen çıkan tasarruf sahiplerinin hangi yatırım aracına yöneleceği önemlidir. Buradan çıkan yatırımcının bu aşamada kur artışlarının düşük olması nedeniyle dövize dönme olasılığı düşüktür. TL yatırım aracı olarak mevduat ve diğer faize dayalı araçların cazip olabilmesi için, enflasyon oranı dikkate alındığında faizlerin daha yüksek olması gerekmekte olup, faiz oranları ise olması gereken düzeyin çok altındadır. Bir miktar tasarruf borsaya gidebilecektir. Ancak son dönemde hisse senetleri fiyatları yaklaşık enflasyon farkını giderecek ölçüde artmış olup, nedensiz olarak çok daha yukarılara çıkması yeni bir balon yaratarak ayrı bir sorun çıkarabilecek özellikte olacaktır. Diğer taraftan yatırımcıların önemli bir bölümünün zaten borsadan uzak kalmaya çalıştığı da bilinmektedir.

Bu durumda tasarruf sahiplerinden yeterli kaynağa sahip olanların yine gayrimenkul ve otomobil gibi yüksek kaynak gerektiren ürünlere yönelmeleri olasıdır. Daha düşük tasarruf sahiplerinin ise yüksek enflasyon beklentisi devam ettiği düşünüldüğünde harcamaya yönelmeleri mümkündür.

Sonuçta, her zaman belirttiğimiz gibi halen uygulanan ekonomik sistem tasarruf sahibinin parasının değerini reel anlamda düşüren ve tasarruf yerine harcamayı teşvik eden bir sistemdir. Bu sistem zaten düşük olan ülke tasarruf oranının gelecekte daha da düşmesine yol açacaktır. Halen yüksek enflasyonun getirdiği kargaşa ortamında tam görülmese bile reel olarak tasarruf miktarının gerilediği zaman içinde görülecektir. Bu ortamda büyüme sağlayacak kaynakların nereden sağlanabileceği ise belirsizdir.