6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

Yurt Dışı Borçlanma Faiz Oranları Yurt İçi Borçlanma Faiz Oranlarının Üstüne Çıktı - Bu İşte Bir Terslik Var

Şenol Babuşcu

En kaba tanımıyla borç verilen paranın bedeline faiz denilmektedir. Piyasa açısından faizi; tasarruf sahibinin tasarrufunu, ihtiyacı olana belirli süre için kullandırmasının karşılığı alınan bedel olarak da tanımlayabiliriz. Dolayısıyla gerçekte faiz, paranın kirası demektir. Evinizi kiraya verdiğinizde bir para talep ettiğiniz gibi, paranızı bir süre başkasına verdiğinizde de kira talep edersiniz ki bunun ismi faizdir. Ülkelerin ekonomi yönetimlerince faize bu bakış açısıyla bakılmadığı sürece sorunların çıkması ve çarpık, sıkıntılı bir ekonomik sistem oluşması kaçınılmazdır.

Ülkelerde kullanılan faiz türlerine baktığımızda, normal koşullarda bir ülkede temel faiz, Merkez Bankası tarafından belirlenen politika faiz oranıdır. Türkiye’de de bir hafta vadeli repo işlemlerine uygulanan faiz politika faizidir. Ancak ülkemizde izlenen politikalar sonucunda Merkez Bankası'nın kredibilitesini yitirmesiyle politika faizi temel faiz olmaktan çıkmış, herhangi bir dikkate değer yönü kalmamıştır. Ayrıca merkez bankaları gecelik olarak borç almak ya da ellerinde kalan paraları borç vermek durumunda olan bankalara uygulayacağı gecelik faizi de belirlemektedir.

Kamuyu ilgilendiren diğer bir faiz türü Devlet İç Borçlanma Senetleri faizleridir. Hazine, açıklarını kapatmak ve önceki borçlanmalarını ödeyebilmek için iç ve dış borçlanmaya gitmektedir. İç borçlanmayı vadesi 1 yıl ve daha uzun olan Devlet Tahvilleri ya da vadesi 1 yıldan kısa olan Hazine Bonosu ile yapmaktadır. Bu araçların da sabit ya da değişken faizleri bulunmaktadır. Son dönemde faiz düşürme sabit fikriyle hareket edilerek bankalar üzerinde baskı kurulup yine piyasa koşullarına uymayan şekilde bu araçların da daha sonra söz edeceğimiz üzere faiz oranları tek haneye düşürülmüştür. Ancak izlenen politika nedeniyle, bu araçlar sadece zorlama ile bankalara ve diğer bazı yerli kurumlara satılırken yurt dışı yatırımcı hemen hemen kalmamıştır.

Kamuya ait bu faizler dışında bankalar tarafından kullanılan faiz türlerinden biri mevduat faizidir. Bankalarda vadeli mevduat hesabı açtırıp bu hesaba para yatırıldığında karşılığında elde edilecek olan faiz mevduat faizidir. Bir diğer faiz türü kredi faizidir. Bankaların bireysel ve ticari müşterilerine açtıkları kredilere uyguladıkları faizler kredi faizidir. Mevduat faizlerinin piyasa koşullarına göre yeterli olup olmaması tasarruf sahiplerinin paralarını mevduatta değerlendirip değerlendirmemelerinde etkili olur. Öte yandan, kredi faizleri düşük olursa, tüketiciler ve üreticiler açısından kredi kullanmak cazip olacaktır.

Yurt içindeki bu faiz çeşitleri yanında yurt dışında LIBOR kullanılmaktadır. Dünyada özellikle büyük bankalar birbirlerine borç verdiklerinde bu faiz oranı esas alınmaktadır. Yurt dışında diğer bir önem taşıyan faiz oranı FED’in belirlediği faizidir. ABD Merkez Bankası FED’in, USD için belirlediği FED faizi, USD’nin en önemli rezerv para olması nedeniyle küresel ekonominin tamamını etkilemektedir. Bunun yanında Avrupa Birliği’nde kullanılan Avrupa Merkez Bankası faizi vardır. Bu faiz Avrupa Merkez Bankası’nın, Euro bölgesindeki bankaları fonlamakta kullandığı Euro faiz oranıdır.

Bir ülkede geçerli faiz oranı denildiğinde, tüm bu faiz türlerinin yanı sıra ülkenin yurt dışından borçlanmalarında uygulanan faiz oranı da bulunmaktadır. Bu faiz, devletin borçlanmasında olduğu gibi banka ve diğer özel sektör kuruluşlarının yabancı para borçlanmasında uygulanan faiz oranıdır. Burada kullanılan para birimi genelde USD olup, bu para birimi üzerinden faiz oranı uygulanmaktadır.

Faiz oranları belirlenirken normal koşullarda en basit haliyle enflasyon oranına reel faiz oranı eklenerek hesaplanmaktadır. Reel faizi oluşturan en önemli etken ise risk primidir. Risk primi paranızı yatırdığınız kurumun veya ülkenin riskliliği ile ilgili olup paranızı geri alıp alamama olasılığını yansıtmaktadır. Ülkenin ekonomik durumundaki bozukluklar arttıkça risk primi yükselmektedir. Ülkeler arasındaki reel faiz oranlarının da farklı olması bundan kaynaklanmaktadır. Türkiye halen dünyada risk primi en yüksek ülkeler arasında bulunmaktadır.

Ülkemizde Eylül 2021’den bugüne kadar olan döneme baktığımızda, faiz oranını belirleyen unsurlarla açıklanan faiz oranı arasındaki nedensel bağ kopmuştur. Merkez Bankası faiz oranı tamamen bilimsel gerçeklerden uzak, kişisel düşünceler ve istekler doğrultusunda belirlenmektedir. Piyasada gerek iç borçlanmalarda belirlenen ve gerekse bankaların kullandıkları faiz oranları da, ilgili kesimlere yönelik yapılan hem düzenlemelere dayalı hem de sözlü baskılarla bu faiz oranına uydurulmaya çalışılmaktadır. Sonuçta enflasyonun yıl sonu TÜİK rakamları ile bile %64 olduğu bir ortamda TCMB faizi %9 olarak uygulanmaktadır. Bankalar üzerindeki menkul kıymet tesis oranı zorunluğu düzenlemesi ve buna yönelik baskıyla, DİBS faiz oranları da tek haneli rakamlara indirilmiştir. Dolayısıyla ülke içindeki enflasyon ve faiz oranları arasındaki bağ kopmuştur. Sadece bankalar bu çarpık sistemde TL mevduat bulmakta zorlandıklarından, mevduat faiz oranlarında %20 üzerinde faiz uygulayabilmekte, kamu otoriteleri ise mecburen buna göz yummaktadır. Ancak bu faiz oranı bile enflasyonun çok gerisinde kalmaktadır.

Yurt içindeki faiz oranlarının piyasa koşullarından kopukluğunu ve bunun bizi yurt dışı borçlanmalarda da ciddi etkilediğini, kamu borçlanmalarında yurt içi ve yurt dışında uygulanan faiz oranlarında görmekteyiz. Bilindiği gibi geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanlığı yurt dışında 2,75 milyar dolarlık eurobond ihracı gerçekleştirmiştir. USD üzerinden 10 yıl vadeli bu borçlanmada uygulanan faiz oranı yüzde 9,750 olarak gerçekleşti ki bu faiz oranı küresel düzeyde halen bir ülkeye uygulanan en yüksek faiz oranlarından biridir. Şu anda piyasada 10 yıllık TL tahvil faiz oranı ise yüzde 8,80 civarında bulunmakta olup USD borçlanmanın daha altında bir faizle işlem görmektedir. Dolayısıyla sistemin çarpıklığının bir göstergesini bu karşılaştırmada görmekteyiz.

Burada, yurt içinde mi faiz oranları çok düşük yoksa yurt dışında mı faiz oranları çok yüksek şeklinde bir soru akla gelebilir. Gerçekte ikisi birden mevcuttur. Belirttiğimiz gibi bankalara menkul kıymet tutma zorunluluğu getirilip baskıyla iç borçlanmadaki faizlerin yapay olarak olmayacak ölçüde düşürülmesi sağlanmıştır. Buna karşılık ekonomi yönetiminin yurt içinde yaptığı baskı yurt dışında anlam taşımadığından ve tam tersine yurt içindeki ekonominin bu çarpık durumu görüldüğünden CDS oranları (ülke risk primi) tavan yapmakta, Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitch gibi derecelendirme kuruluşları ülkemizi kredi derecelendirme notlarında aşırı riskli ülke derecesinde tutmaktadır. Bunun sonucunda da yabancı para borçlanma faiz oranları çok yükselmiştir. Şu anda Türkiye uluslararası piyasalarda borçlanırken en yüksek faiz oranı ödeyen ülkelerden biridir. Dolayısıyla içeride faizi düşürmek için yaptığımız şeyler, dışarıda bize uygulanan faiz oranlarının yükselmesine yol açmaktadır.

Sonuç olarak, yurt içinde faiz zoraki düşerken yurt dışında ülkemize uygulanan faiz düşmemekte ve uzun vadeli yüksek faiz oranlı yurt dışı borçlanmalarla ülke geleceğe dönük zor durumda bırakılmaktadır. Yurt içinde kurumlara ve bireylere karşı sıkı kurallar koyan ekonomi yönetimi, yurt dışında cılız da olsa sesini çıkaramamakta, dünyada uygulanan en yüksek faiz oranlarıyla borçlanmaya razı olmaktadır. Dolayısıyla, bütün kötülüklerin anası olduğu söylenen faiz galiba sadece yurt içinde kötülük taşımakta, yurt dışında böyle bir özelliği bulunmamaktadır.