En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Jennifer Lopez, Suudi Arabistan'da konser verdi
Jennifer Lopez, Suudi Arabistan'da konser verdi
123456789
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Jennifer Lopez, Suudi Arabistan'da konser verdi
Jennifer Lopez, Suudi Arabistan'da konser verdi
123456789

NATO’DAN DA KOPUYOR MUYUZ?

Türkiye ile Batı ittifakı arasındaki sorunlar artık kangren oldu.

Erdoğan rejimi tarihe gömülse bile, er ya da geç, Türkiye’nin Batı ittifakından kopuşu kaçınılmaz görünüyor.

BATI’DA ERDOĞAN’IN E’SİNE BİLE TAHAMMÜL KALMADI

Birkaç günlüğüne Ankara’daydım.

Ankara’ya her gidişimde olduğu gibi bu kez de önemli bir Batılı Büyükelçi’yle bir saatten fazla görüştüm.

Görüşmemiz kayıt dışı (off the record) olduğu için açık ve samimi geçti.

Görüşme sonunda, Türkiye’nin Batı ittifakıyla yollarının süratle ayrılmakta olduğunu olduğunu gördüm

Gerçek şu ki, bir dönemde alkışlanan Erdoğan’ın Batı'da tek bir dostu bile yok artık. E’sine bile tahammül kalmadı.

Hatta, PKK’nın uzantısı olan YPG’nin Suriye’de fiilen yönettiği Kürt Özerk bölgesinin meşrulaştırılmasına yeşil ışık yaksa bile, Biden, Erdoğan’la artık çalışmak istemiyor.

Tabii ki seçimlerde Erdoğan dönemi kapanırsa alkışlayacaklar.

Ancak 20 yılda Türkiye’nin, Batı’yla bütünleşme stratejisi darbe yedi.

Geriye dönülemeyecek bir noktaya geldi.

AB TRENİ NASIL KAÇTI?

Gelinen noktada birkaç temel sorun var.

Bunların başında da Kıbrıs sorunu var.

İlki Kıbrıs sorunu.

Gerçi Kıbrıs, 60 yıldır Batı kampıyla Türkiye arasında krizlere yol açtı.

Hatta 1964’de ABD Başkanı Johnson’ın Başbakan İsmet İnönü’ye “Sakın Kıbrıs’ta silahlarınızı kullanmayın” diyerek yazdığı tehdit dolu mektubunu Ankara hiç unutmadı.

Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını önleyen barış harekatından sonra Türkiye’ye uygulanan Amerikan silah ambargosunun yaraları da derin oldu.

Ancak Batı’yla stratejik hedefi çıkmaza sürükleyen olay veya süreç, AB’nin 2004’te Rum yönetimini üye yapmasıyla yaşandı.

Erdoğan Rauf Denktaş’ı bile silip, Annan Planına koşulsuz “Evet” deyince Türkiye daha da ağır bir baskı altına girdi.

Ve Erdoğan ihanete uğramış gibi göründü ancak aslında stratejik hedefi doğrultusunda, ilk büyük hamlesini de Kıbrıs’ta yapmış oldu.

2004’ten sonra Erdoğan Türkiye’de iktidarını güçlenmeye başladı.

AKP, Gülen’le birlikte, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla 2007’den sonra iktidarını sağlamlaştırmaya devam etti.

TEK ADAM YÖNETİMİ BİTSE BİLE

Gelelim Avrupa’da demokrasi ve hukukun temel kurumu olan ve Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyine!

Eğer, Erdoğan dönemi kapanırsa, kuşkusuz Avrupa Konseyi’ndeki baskı azalacaktır ancak Konsey AB kadar önemli değil ki!

Türkiye’nin AB’ye tam üye olma stratejisinin temel nedeni, zenginler kulübüne girip kalkınmasını sağlamaktı.

Ancak 60 yıllık mücadele Kıbrıs duvarına çarptı.

NATO’DAN NEDEN KOPUYORUZ?

Gelelim NATO’da üyeliğine?

2. Dünya savaşından sonra dünya ikiye bölündüğü zaman, Adnan Menderes ABD’nin liderliğinde kurulan güvenlik şemsiyesi olan NATO’yu seçti.

Hatta ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki ilk kanlı arena olan Kore savaşına Türk askerini de gönderip NATO’ya girdi.

“Amerikaaa Amerikaaa.. Türkler Dünya durdukça, beraberdir seninle hürriyet savaşında" diye şarkılar söylendi o günlerde.

Böylece Türk ordusuna Amerikan yardımı akmaya başladı.

Daha sonra Kıbrıs yüzünden silah ambargoları uygulansa da ABD’yle işbirliği sayesinde Türkiye savunma sanayii güçlendi.

Ancak 2004’ten sonra sorun NATO’ya da sıçradı.

2009’da NATO Genel Sekreteri Rasmussen’le Brüksel’de görüştüğüm zaman Türkiye’nin, Rumların NATO’ya katılmasını önlemek için boğuşmaya başladığına şahit oldum.

ILIMLI İSLAM PROJESİ

Esas kırılma ise, Washington’un Atatürk Cumhuriyetini, Ilımlı İslam Cumhuriyetine dönüştürme projesine destek vermesiyle oldu.

ABD, hem Pensilvanya’ya kaçan Fetullah Gülen’i korudu ve kolladı, hem de Siyasi İslam'ın en güçlü lideri olan Erdoğan’ı Büyük Ortadoğu Projesinde “Eş Başkan" seçti.

Bu arada da 1990’da Irak’ta kurmaya başladığı Kürt yönetimini güçlendirdi.

Kuzey Irak’ta kargo uçaklarının bile ineceği havaalanları inşa edip İncirlik’e alternatif üsler yaptı.

İç savaşın patlak vermesinden sonra da Suriye’de fiili Kürt Özerk yönetimini kurdu.

2016’da Rusya’yla uzlaşarak, Türk ordusunun Suriye’ye girmesi, ABD’nin Kürt Özerk bölgelerinin Akdeniz’e açılma planını sürdürmesine engelledi.

Hem de 15 Temmuz darbe girişiminden bir ay sonra.

Eğer engellenmeseydi, bağımsız “Kürt Devleti" yolunda tarihi adım atılmış olacaktı.

Ancak gözlerde kaçan ilginç bir gelişme daha oldu.

15 Temmuz ‘dan sonra FETÖ temizliği adı altında, Erdoğan daha da güçlendi. 2017’de tek adam oldu. TSK’yı ve yargıyı daha fazla kontrol altına almaya başladı.

NATO ZİRVESİNDE NE OLACAK?

Erdoğan bu kez de NATO’da İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine veto uygulayıp yeniden ABD’ye meydan okuyor gibi.

Muhtemelen, bazı tavizler alıp Haziran sonundaki NATO zirvesinde vetosunu geri çekecek ve milliyetçilik rüzgarı estirip iktidarda kalmak isteyecek.

BİDEN TÜRKİYE’Yİ PUTİN’E KAPTIRMAK İSTEMEZ

Amerikan Kongresinde, “Türkiye’yi NATO’dan atalım" sesleri yükselse de Biden, şimdilik, Türkiye’yi Putin’e kaptırmak istemeyecektir.

Ancak her halükarda, Türkiye, 2023’ten sonra Batı ittifakıyla tarihi yol kavşağına gelecek.

Erdoğan iktidarda kalsa da tarihe gömülse de!

Türkiye siyasi ve ekonomik krizle boğuşurken, ABD’nin liderliğindeki 100 yıllık “Kürt Devleti" stratejisini önleyebilecek mi?

Ya da Kürt coğrafyasının Akdeniz’e açılmasını durdurup, Suriye’de de Irak’taki gibi Kürt Özerk yönetimini kabul etmek zorunda mı kalacak?

Yoksa “NATO ve ABD Türkiye’nin toprak bütünlüğüne zarar veriyor. NATO’dan çıkalım” sesleri daha da mı güçlenecek?

Bence 72 yıllık ittifak çatladı. Onarılması çok zor görünüyor.

İstese de istemese de sandıktan yeni hükümet çıksa bile, tarihi seçim yapmaya zorlanacak.