Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

CHP’DEKİ DEĞİŞİM RÜZGÂRI

Kemal Kılıçdaroğlu, anayasaya rağmen anayasayı yok sayarak Erdoğan’ın adaylığının önünü açtı. Demokrasi ve değişim vaadi ile cumhurbaşkanlığı yarışına giren Kılıçdaroğlu, giderek eleştirdiği otokrat liderlere benzemeye başladı. Kılıçdaroğlu CHP'yi sınıf temelli bir ideolojiden uzaklaştırarak siyasal İslamcılarla ittifak kurdu. Seçim sonuçları üzerine yapılan tartışmalar onu eleştirilerin merkezine yerleştirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’yi siyasetsizleştirmesinin bedelini ödemeye hazırlanıyor. Süreci iyi yönetse de Erdoğan karşısında kaybeden oldu. 2 Mayıs 1954 seçimlerinden 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar kaybedilen bütün seçimlerin bileti Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na kesilecek gibi görünüyor.


Kurtla boğup çobanla ağlayanlar bir bir kenara çekildi. Teşkilat günah çıkartmaya çalışıyor.


Öte yandan Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Tanju Özcan’ın başını çektiği değişim rüzgârı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu sallamaya başladı. Rüzgâr o kadar şiddetli ki genel merkezde esen rüzgâr il ve ilçe teşkilatlarını etkisi altına almış durumda. İl başkanlarının eleştirileri WhatsApp yazışmaları olarak görmezden geliniyor. Genel merkezde hareketli saatler yaşanıyor. Değişim taleplerine parti içi hiziplere ve çatlak seslere karşı kulaklarını tıkayan Kılıçdaroğlu teşkilatı kendine bağlayarak koltuğunu koruma yolunu seçti.


Görevden alınan MKYK üyeleri ve homurdanan bazı belediye başkanlarının etki alanı Kılıçdaroğlu’nun siyasi etki alanını daraltıyor. Demokles’in kılıcı, başının üzerinde sallanan İmamoğlu değişim rüzgârı estiriyor fakat il başkanı Canan Kaftancıoğlu yasaklı durumda. Milletvekili adaylığı için istifa eden 43 il başkanlığı koltuğunun boş olması ise Kılıçdaroğlu’na büyük bir avantaj sağlıyor. Bütün bu denklem içinde Kılıçdaroğlu; Cumhuriyet'in kurulduğu tarih olan 29 Ekim’de kurultay yapmayı planlıyor. Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve demokrasinin ruhuna uygun olarak yapmayı vaat ettiği kurultayda tabanı doğrudan temsil eden delegelerin yerine kendi ve siyasi elitlerinin seçtiği delegeler ile genel başkanlık yarışına hazırlanan Kılıçdaroğlu gençlerin hâlâ demokrat dedesi olabilecek mi?

Bu soruya Kemal Kılıçdaroğlu cevap vermekten imtina edebilir. Ama Amerikalı ekonomik ve sosyal kuramcı, yazar, konuşmacı, siyasi danışman ve aktivist (…..) Jeremy Rifkin'in bu soruya verilecek mutlaka bir cevabı vardır.


Uzun lafın kısası; CHP’deki genel başkanlık yarışı parti içindeki ayrışmaları su üstüne çıkardı. Genel başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun parti içindeki farklı görüşleri bir araya getirecek ve seçmenlerin beklentilerini karşılayacak bir strateji oluşturmaz ise yerel yönetimlerinde kaybedilmesi kaçınılmazdır.

CHP kendi iç hesaplaşmalarından bir an önce kurtulmak zorundadır. Yerel seçimler bu kadar yakınken anayasanın ilk dört maddesinin tartışıldığı bir ortamda girilen kör döğüşü sadece partiye kaybettirmez Cumhuriyet yanlısı muhalefetin motivasyonu üzerinde yıkıcı bir etki yaratır. Hiç birimiz bunu istemeyiz. Siyasi partiler kanununu demokrasiye karşı bir silah olarak olarak gören Kemal Kılıçdaroğlu seçmenin kendine gösterdiği izzeti ikrama karşı izzeti ikbal ile karşılık vermelidir. Aksi taktirde tarih gençlerin "demokrat dedesi"ni gençlerin "otakrat dedesi" olarak yazacaktır.