Süper Lig'de derbi zamanı

Büyük derbi için artık son viraj… Hafta boyunca kâğıda dökülen taktiklerin ve analizlerin artık meyvesini verme vakti geldi. Geçtiğimiz senelerde son haftalarda oynanan derbilere kıyasla bu maçın sezon başında oynanacak olması, iki tarafın da stres yükünü azaltan bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Şampiyonluk stresinin olmaması, hiç şüphesiz ki maçın seyir zevkini de arttıracaktır. Bu maçtan alınacak 3 puan, şampiyonu ilan etmeyecek belki ama kazanan taraf için en az şampiyonluk kadar önemli olacak. Zira ikili averaj, yani iki takımın ligde aralarında oynadığı iki maçta üstün taraf olmak belirleyici olabilir.

Yeni teknik direktörü Jose Mourinho ile lige çok iyi bir başlangıç yapan Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi elemelerinde Lille’i geçemedi ve Avrupa Ligi’ne gitti. Süper Lig’de 2-0 öndeyken 2-2 beraberliğe razı olduğu Göztepe maçı dışında kalan 4 maçı kazandı ve kalesinde gol dahi görmedi. Topa değil, oyuna hükmeden taraf olmayı takımına başarıyla aşıladı. Fenerbahçe artık topla oynaması sevmeyen rakiplerine sık sık topu bırakan, topu seven rakiplere karşı da top göstermemeye çalışan bir anlayışla sahaya çıkıyor. Mourinho’nun önceliği, rakibin oyununu bozmak... Bu senaryoda Galatasaray’ın ön alanda kurduğu pres oyununu uzun toplarla delip, topu rakibine bıraktığında da Galatasaray’ı set hücumuna yönlendirmesi çok olası. Bright Osayi Samuel’in eksikliğinde sağ bekte Mert Müldür ile başlayacak olan Fenerbahçe’nin en büyük silahı taraftarı ve tabii ki Jose Mourinho. Sezon başından bu yana Galatasaray ve Okan Buruk hakkındaki söylemleri ile oyunu kendi kitabına göre kuran Mourinho, avantajların yarattığı baskıyı rakibine ne kadar yönlendirebildi, bunu maç sırasında göreceğiz.

Sezona Süper Kupa maçında aldığı 5-0’lık hezimet ile başlayan Galatasaray, Şampiyonlar Ligi elemelerinde ise Young Boys’a iki maçta da boyun eğdi ve Avrupa Ligi’ne gitti. Süper Lig’de 5’te 5 yapan ve Victor Osimhen gibi bir dünya yıldızını getiren Galatasaray’ın, önce Zaha, ardından da Kerem Aktürkoğlu’nun ayrılığından sonra kadrosunda sol kanat orijinli, hücumcu bir futbolcu kalmadı. Okan Buruk’un bu süreçte Osimhen ve İcardi’nin forvette birlikte oynadığı 3-5-2 ya da 3-4-1-2 gibi bir sisteme geçeceği konuşuldu ancak Okan Buruk, Çaykur Rizespor ve Gaziantep FK maçlarında da 4-2-3-1’den şaşmadı. Sol kanat bek İsmail Jakobs derbiye hazır olsa da Okan Buruk’un bu derbide de 4-2-3-1 dizilişini değiştirmesi beklenmiyor. Fenerbahçe’nin Tadic ve Saint-Maximin kanatlarına karşı da rakibi karşılamak adına sağ ve sol bekte Berkan Kutlu ve Kaan Ayhan gibi iki çakılı bek ile çıkması mümkün. Fenerbahçe’nin de bek gücüyle Galatasaray’ın kanat organizasyonlarını durduracağı düşünülürse, maçın belirleyici unsuru orta saha mücadelesi olacaktır. İcardi ve Ziyech’in sakatlıkları nedeniyle forma giyemeyecek olması ve Mertens’in de ilk 11 başladığı bir senaryoda Galatasaray’ın yedek kulübesinden gelebilecek tek hamlesi Roland Sallai… Bu sebeple Okan Buruk’un orta sahada direnç kazanmak için Jakobs’u sol bek başlattığı, orta sahayı da Berkan, Torreira, Sara üçlüsüyle oluşturduğu bir düzen en olası seçenek gibi görünüyor.

Fenerbahçe için beraberliğin dahi homurdanmalara sebep olabileceği bu maçta Galatasaray’ın alacağı olası bir galibiyet, Mourinho’nun sezon başından bu yana ilk kez eleştirileceği bir akşamı yaratabilir. Galatasaray’ın mağlup olduğu bir senaryoda ise, son haftalarla saha dışı konularla gündeme gelen Galatasaray yönetiminin ve teknik ekibinin çok ciddi eleştirilerle karşı karşıya kalmasına yol açabilir. Bu yüzden iki tarafın da önceliği akan oyunda risk almadan oynamak olacaktır. Bu maçta yoğun ön alan baskısı, sert orta saha mücadelesi ve bol bol araya ve pivot santraforlara atılan uzun toplar izleyecek olsak da maçın kilidini açacak anahtar, duran toplar ve bireysel yetenekler olacaktır.