Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
123456789
Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
123456789

Altılı Masa Görüşmeleri

2017’de sürdürülmesi çok zor sistem ile güçlendirilmiş bir yürütme sistemi getirildi ve cumhurbaşkanına da Osmanlı döneminde padişahta olmayan yetkiler verildi. Geçmişte yürütmenin alt birimlerinde, mesela bir KİT genel müdürünün yetkilerinin bile piramidin en üstündeki cumhurbaşkanı seviyesine getirildiği fiili bir durumdur. Yazının konusu güçlendirilmiş yürütmenin, yani cumhurbaşkanlığı sistemini tartışmak değildir. Bu konu çok tartışıldı. Benim bu yazıda tartışacağım husus AItılı Masa görüşmeleridir.

Cumhurbaşkanı seçilmek için %50+1 gerektiği malumunuzdur. Bu hedefi dünyanın her yerinde tutturmak kolay değildir. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için seçimler öncesi ex-ante bir koalisyon kurulması yadsınamaz bir gerçektir. Bu ex-ante koalisyonu Cumhur İttifakı 2018 seçimlerinde kurdu ve halen de sürdürmektedir. Görünen odur ki 2023 seçimlerinde de bu koalisyon devam edecektir. 

Seçimlerden önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun inisiyatifi ile Altılı Masa kuruldu. Bu da bir ex-ante koalisyon masasıdır. Koalisyonlarda da kabul edelim ki doğal olarak masadaki en büyük ve güçlü partinin lideri, yürütmenin başı olmaya yani cumhurbaşkanlığına adaydır. Altılı Masa'da oturan diğer liderler bunu bilerek ve kabullenerek masaya oturmak zorundadır. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, kendini cumhurbaşkanlığına layık görebilir. Bu Altılı Masa'nın diğer 5 lideri için de geçerlidir. Ama eğer o koalisyon masasına oturulmuş ise koalisyonu kuran en büyük ortağın liderini de ortak aday olarak görme zorunluluğu da fiili bir gerçektir. Bu kişi seçilir ya da seçilmez ama bu böyledir. Eğer koalisyon masasının bu aday ile kazanamayacağını düşünen bir lider ya da parti varsa, o masada oturmaz, başka arayışlara gider. Kendini seçilebilecek aday görüp kendisine ve siyasi partisine güveniyorsa “er meydanına tek başına çıkar aday olur” ya da başka bir koalisyon masasında başka çözüm yollarına bakar. 

Masada oturup da bu masanın kurucusunun dışında isim aramak, seçilebilecek aday aramak kadar absürt bir durum olmaz. Eğer biz piyango ile popülarite ile tek kriterimiz “seçilebilecek aday” ise size şansı yüksek isimler de sayabilirim. Mesela Cem Yılmaz, mesela Tarkan ya da Acun Ilıcalı. Hatta ve hatta Sedat Peker bile seçilebilecek aday ismi olarak gündeme getirilebilir. Dikkat edin doğru adaydır demiyorum, seçilebilecek adaydır diyorum. Ama biz bir pop starı, “O Ses Türkiye” yarışmasına şampiyon seçmiyoruz. Bu sürdürülemez başkanlık sisteminde, “güçlendirilmiş başkanlık” sisteminde, yürütmenin orkestra şefini seçiyoruz. Üstelikte hedefi ve çıtayı “cumhurbaşkanı yetkilerini sınırlayacağız, güçlendirilmiş yürütme yerine güçlendirilmiş yasamaya geçileceğini vadediyoruz” olarak belirlerseniz, adayınızın seçilebilecek aday kriterlerinden farklı başka meziyetleri de olmalıdır. “Seçilebilecek bir aday” diye konuşulmasını ben şahsen bir seçmen olarak kendime yakıştıramıyorum. Altılı Masa'daki liderlerin de böyle düşüneceğini tahmin ediyorum.

Altılı Masa'nın adayı olarak Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş gibi isimlerin tartışılması bile abestir. Bu isimler başarılı bir şekilde büyükşehir belediye başkanı olarak görevlerini sürdürmektedir. Bu kişiler de kendilerini cumhurbaşkanlığına layık görebilirler, yetkin görebilirler. Bu da en doğal haklarıdır. Ancak bu kişiler eğer kendilerini yetkin görüyorlarsa, 2028 seçimlerine girmeden önce içinde bulundukları siyasi partinin kongresinde önce genel başkan olur sonra da TBMM’de grubu bulunan bir siyasi partinin cumhurbaşkanı adayı olarak ya da 100 bin imza toplayarak çıkar aday olurlar. Unutmayın, Anayasa'nın 101'inci maddesine göre cumhurbaşkanlığı adaylığı için ya TBMM’de grubu bulunan partilerden ya da en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az %5’ini almış olan siyasi partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilir. Şu anda bu şartları sağlayanlar AKP, CHP, MHP, İYİ Parti ve HDP’dir. Bu partilerden AKP ve MHP bir tarafta Cumhur İttifakı'nda (koalisyonunda), CHP ve İYİ Parti ise Millet İttifakı'ndadır (koalisyonunda). Şu anda Altılı Masa'da bulunan Demokrat Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Parti'sinin de münferit olarak aday gösterme imkanları bulunmamaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu, demokratik bir olgunluk ile Altılı Masa'yı kurmuş ve masada oturan her lidere siyasi nezaket göstererek eşit konuşma şansı vermiştir. Bunu herkesin ve kamuoyunun takdir etmesi gerekir. 

Eğer Millet İttifakı Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde seçimleri kazanamazsa da demokrasiye saygılı olarak seçmenin tercihidir demek gerekir.

Altılı Masa toplantılarını, adaylıktan ziyade koalisyon müzakereleri olarak görmek gerekiyor. Yapılan görüşmeler de koalisyonun programı, planı ve protokolüdür. Koalisyonun liderinin, adayın ismi “seçilebilir ya da seçilemez”, bellidir. Masada bunun dışında düşünen ya da hareket eden varsa da bence koalisyon masasından kalkıp kendi yoluna devam etmelidir.