Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
123456789
Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Gülse Birsel ile Vural Çelik arasında yaşananlar
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Yunan-Türk Medya Akademi Forumu
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Wanda Nara, Icardi'yi neden aldattığını anlattı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
Burnuyla ikinci kitabını yazdı
123456789

Seçime doğru…

Çoğumuz seçimlere artık sayılı günler kaldığını görüyor, gelişmeleri de o algıyla değerlendiriyoruz. İddialara göre sandık şubat ayında da gelebilir, martta, nisanda veya mayıs ayında da. Ama neredeyse hepimizin gördüğü hazirana bu iş kalmaz, üçüncü dönem, anayasa ihlali iddialarına imkan tanınmaz inancındayız. Demek ki, artık her adım seçime odaklı bir çalışma. Nitekim iktidar aylardır toplu açılışlar adı altında alanları ısıtıyor, seçim propagandası yapıyor. Muhalefet de çeşitli gayretler içerisinde.

Urfa’dan İstanbul’a

Ülkenin önde gelen bir büyük şehrinde iktidardaki partinin başkanı ve cumhurbaşkanı, bir diğer büyük, en büyük şehrinde, ekonominin başşehrinde bir başka partinin, ana muhalefet partisinin başkanı konuştular aynı gün, hemen hemen aynı saatlerde.

AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Urfa’da idi. Üç sene arayla gittiği şehirde, üstelik de Ahmet Eşref Fakıbaba gibi halkın büyük desteğine mazhar olmuş bir milletvekilinin istifası sonrasında, ciddi kalabalık ve coşkulu bir miting/toplu açılış töreni/mitinginde konuştu Erdoğan. Seçim yasakları başlasa bile yasaklardan etkilenmeyecek AKP lideri Cumhurbaşkanı'nın bu açılış/mitinginin masrafı partisi mi, yoksa devlet hazinesi, dolayısıyla bizlerin cebinden mi ödendiğini doğrusu bilemiyorum. Kılıçdaroğlu’nun kapalı salon toplantısının masrafını CHP karşıladı. Tabii onu da yine bizim cebimizden verilen hazine yardımıyla ödemişlerdir muhakkak ama, hadi es geçelim.

“İkinci Yüzyıla Çağrı” başlıklı etkinlikte açıkladığı “Ekonomi Vizyon Belgesi” ile Türkiye’nin küllerinden yeniden doğacağını iddia etti Kılıçdaroğlu. Bu kapsamlı ekonomik vizyon ile ilk etapta 3,5 milyon kişiyi istihdam edeceklerini ve kişi başı geliri beş yıl içerisinde 20 bin doların üzerine çıkaracaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, ilk üç yılda 100 milyar dolarlık yabancı yatırım getireceklerini vadetti. 

Siyaset iddia işidir

İktidara talip olunmadan, daha iyi yönetim sağlayacağını iddia etmeden siyaset yapılamaz. Siyaset iddia işidir. Erdoğan’ın da iddiaları vardı. Son döneminde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) desteğiyle de olsa 20 yıldır iktidarda olan AKP’nin sanki muhalefet partisiymiş de ekonomik krizin, son dönemde Türk lirasının yeksan olmasının, ekonomiyi nas ile yönetmeye çalışarak stagflasyona sürüklemenin sorumluluğunu reddedebilmesi, parlak günler vadedebilmesi tabii ki büyük başarı.

Ekranlardaki görüntülere yansıdığı kadarıyla, CHP’nin kongre sarayında kapalı salon etkinliğinde de Urfa’da hınca hınç dolu miting alanında da heyecan ve coşku vardı. Urfa’da biraz daha fazla coşku vardı ancak sanki alan erken boşaldı, İstanbul’da heyecan daha azdı ama sonuna kadar salon dolu görünüyordu. Böyle bir kıyaslama da yanlış belki de çünkü Urfa’da AKP örgütleri, yerel halk biraz da yakın illerden taşıma destekçi varken, CHP etkinliğinde CHP yerel ve merkez ekipleri, davetli partililer, akademisyenler, gazeteciler ve STK temsilcileri vardı. Doğal olarak heyecan kısıtlı olsa da katılımın niteliği salonun etkinlik sonuna kadar dolu kalmasına katkı verdi.

Büyük beklenti/hayal kırıklığı

Doğal olarak günlerce pompalanan “büyük açıklama” beklentisi nedeniyle “İkinci Yüzyıla Çağrı” etkinliği sosyal medyada kısa sürede hayal kırıklığına dönüştü. “Ekonomi Vizyon Belgesi” gibi uzmanlık gerektiren ve belki akademik tartışma gerektiren bir programın anlaşılması, hele de eğitim kısıtlı toplum katmanlarında takdir görmesi herhalde beklenmiyordu. Ayrıca “falanın danışmanı” falan gibi büyük unvanlarla pompalanan beklenti sonrasında uçak bileti alınıp o büyük ithal isimleri toplantıya getirememek ve çeşitli, sanal platformlar üzerinden toplantıda konuşturmak iletişim alanında hep şikayet edilen beceriksizliklere kanımca yeni bir halka eklenmesi sonucunu doğurdu.

Algı ve gerçek

Bu gibi etkinliklerde zarf ve mazrufun, yani içeriğin de, nasıl sunulduğunun da algı açısından ne kadar önemli olduğunun bir türlü kavranamaması CHP’de ciddi bir sıkıntı. Unutmamak lazım, siyasette gerçeklerle algı farklı olabilir ve o durumda önemli olan her zaman algıdır. Bu sıkıntı 6’lı Masa çalışmalarında da kendisini gösteriyor. Türkiye’nin bekası açısından o masanın önemini eminim milyonlar görmekte, umutlarını bağlamakta ama beceriksizlikleri gördükçe bunalmaktadırlar. 6’lı Masa şimdiye kadar çok önemli çalışmalara imza attı. Mesela anayasa değişiklik paketi, tüm eksikliklerine rağmen, şapka çıkarılacak bir çalışma oldu. Peki halka nasıl sunuldu, ne gibi bir heyecan dalgası sağlanabildi?

Yazıktır, yazık. Biraz daha özen gerekmiyor mu?