6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6. İstanbul Uluslararası Halk Müzikleri Festivali
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
6 sanduka mezar gün yüzüne çıkarıldı
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Mazhar Alanson'un kızı hayatını kaybetti
Künhü'l Ahbar basıldı
Künhü'l Ahbar basıldı
123456789

Antisemitizm Almanya'da tabu olmaktan çıkıyor mu?

Almanya'da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Bertelsmann Vakfı, Almanya ve İsrail'i kapsayan, anket metodunun kullanıldığı bir araştırma yaptı. Araştırma, geçenlerde vakfın web sitesinden kamuoyuna duyuruldu. Araştırmanın sonuçları, Almanya'daki Yahudi toplumunun epeyce kaygılanmasına neden oldu. Araştırma, Almanların yüzde 36'sının, İsrail'in Filistinlilere yönelik politikasını, Nazi Almanya'sında Yahudilere yapılan muameleyle eşit gördüğünü ortaya koydu. 

Almanya Yahudi Merkez Konseyi, araştırma sonuçlarını "üzücü" ve "kaygı verici" ifadeleriyle değerlendirirken; Konsey, ülkede 2. Dünya Savaşı'nda yaşanan soykırım dramının ardından olabilecek en kötü duygu dünyasının geliştiğini belirtti. "Soykırım"ın bana göre en önemli konu başlığı olduğu araştırmada, İsrail vatandaşlarının yüzde 60'ı geçmişe bir bant çekip, bir şey olmamış gibi yaşamayı reddettiğini belirtirken, Almanların yaklaşık yüzde 50'si "Bırakın artık şu soykırım işini" mealinde yanıtlar vermiş. Sıkıntı, Almanların bu umursamaz tavırlarından uç alıyor.  

Bertelsmann Vakfı İsrail Uzmanı Joachim Rother, araştırmayı değerlendirirken son yıllarda Alman-İsrail ilişkilerinde çok şey başarıldığına dikkati çekerek, "Ancak her iki ülkedeki genç kuşakların farklı bakış açıları da hayatın farklı yönlerinin ve gerçeklerinin yoğun bir şekilde incelenmesinin vazgeçilmez olduğunu göstermektedir. Diyalog ve iş birliği şeklindeki doğrudan karşılaşmalar burada özellikle yardımcı olabilir" dedi. 

Bu çalışma aynı zamanda Almanya'daki antisemitik tutumların derecelerini belirleme amaçlı yapıldı. Araştırma, yukarıda da belirttiğimiz gibi Almanların yüzde 36'sının, İsrail'in Filistinlilere yönelik politikasını, Nazi döneminde Yahudilere yapılan muameleyle aynı kefeye koyduğunu gösteriyor. Rother, "Eğitim ve Yahudi aleyhtarı önyargılar arasındaki kanıtlanabilir bağlantı göz önüne alındığında, acilen eğitim çalışmalarına ve aydınlanmaya daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor" diyor bu konuda. 

Bertelsmann Vakfı'nın bir diğer İsrail Uzmanı Stephan Vopel ise Almanlar ve İsrailliler arasındaki karşılıklı algı farklılıklarının, aynı zamanda farklı güvenlik durumlarının ve farklı siyasi kültürlerin bir sonucu olduğunu ifade ediyor. Vopel, "Almanların büyük çoğunluğu için 'Bir daha asla savaş' ilkesi hala geçerlidir, İsrailliler için ise bu 'Bir daha asla kurban olma' anlamına gelir" dedi. 

"Geçmişimizden utanmayı bırakalım" 

Siyaset Bilimci Hannah Arendt’in de vurguladığı gibi, faşizmin değişken unsurları daima yeni biçimlerde belirginleşme riski taşıyor. Almanya'da neofaşist partilerin ısrarla sürdürdüğü, "Geçmişimizden utanmayı bırakalım" temalı propagandanın etkisini göstermeye başladığını görüyoruz ancak ne olursa olsun kesinlikle, "faşizmin bir insanlık suçu olduğu" idesinden bir milimetre dahi geriye çekilmemek gerekiyor. 

Tarihçi Peter Staudenmaier, bir yazısında, “İnsanlığı doğadan, hayatın bütünlüğünden ayırmanın, onun kendi yıkımına ve ulusların yok oluşuna sebep olduğunu anlamış bulunuyoruz” diyor. Faşizm işte bunu yapıyor. Mesele bu kadar net.

Bugün de dünya siyasetinde izlerini gördüğümüz ur-faşizm irrasyoneldir ve ulusal bir kimliği oluşturabilecek tek şey "ötekiler"dir ya da eş deyişle "düşmanlar" dır. Okült öğeler üzerine bina edilen Nazizmin bu derece kıyıcı ve acımasız oluşunu açıklarken kelimelerin yetersiz kaldıkları aşikâr.

Umberto Eco, bir makalesinde, "Naziliğin bir ırkçılık ve ari ırkına mensup seçilmiş insanlar kuramı vardı; kesin bir şekilde tanımladığı bir yozlaşmış sanat anlayışına, bir irade gücü ve insan felsefesine sahipti" diyor. İşte faşist cehaletin kimyası… Milyonlarca insanın ne uğruna katledildiğini burada, Eco'nun anlatısında net bir şekilde görüyoruz.

Dilerim ve umarım ki yaşlı kıta Avrupa, İtalyan antifaşist düşünür Antonio Gramsci’nin ifadesiyle bir kez daha "bir değersizleşme, bir çürüme dönemi" yaşamaz. Bunun yaşanabileceğine dair emarelerin arttığı bir süreçte bulunuyoruz. Önemli olan şu ki bu çürüme dönemi sırasında ortaya çıkan loş karanlıkta beliren Hitler gibi caniler nedeniyle yaşanan acıları ve onları hissedenleri unutmayalım.