Serhat Akın'a silahlı saldırı
Serhat Akın'a silahlı saldırı
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi:
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi: "Bu kupaya yine talibiz"
123456789
Serhat Akın'a silahlı saldırı
Serhat Akın'a silahlı saldırı
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Konsere gitmek lüks tüketim mi
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Golle dönen Icardi'den PAOK maçı yorumu.
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi:
Yunus Akgün'den 2000 yılı göndermesi: "Bu kupaya yine talibiz"
123456789

Milli Takım, seçimler ve basketbol final serisi

Milli Takım turnuvaya hazır mı?

A Milli Futbol Takımımız, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi oynadığı son hazırlık maçında Polonya’ya 2-1 mağlup oldu. Bu yıl Mart ve Haziran aylarında oynadığımız hazırlık maçları büyük hayal kırıklığı yarattı. Oynadığımız bu 4 maçta 2 gol atıp 9 gol yedik. Hazırlık maçlarını sadece skor olarak düşünmemek gerekir ancak maçların büyük bölümünde oynadığımız oyun tatmin edici olmadı. Sıkıntılı olduğumuz noktalara gelince…

İlk sıkıntımız sakat futbolcular. Yüksek koşu mesafelerine ulaşan Ferdi ve İsmail’in eksikliği, takımın dinamizmini önemli ölçüde düşürüyor. Enes Ünal’ın eksikliği ise direkt bitirici santrafor konusunda yaşadığımız bir zaaf. Stoperde Çağlar ve Ozan’ın sakatlıkları nedeniyle kadrodan çıkarılması, 3-4-2-1 gibi taktiklerden faydalanamamıza yol açıyor.

İkinci sıkıntımız, teknik direktör Montella’nın kabul etmediği pivot santrafor eksikliği. Teknik kapasitesi yüksek hücum oyuncularının önünde duvar olacak bir forvetimiz olmadığı için topu ilerde tutmakta ve organizasyon yapmakta zorlanıyoruz. Tam olmasa bile bu profile yakın olabilecek tek futbolcumuz Enes Ünal’dı, o da sakatlığı nedeniyle kadrodan çıkarılmıştı. Hücum hattımızdaki düşük fiziksel kapasitemiz (Barış Alper hariç) rakip alandaki pres gücümüzü önemli ölçüde düşürüyor.

Üçüncü sıkıntımız ise, geriden oyun kuramamak. Özellikle 6-1 kaybettiğimiz Avusturya maçında geriden çıkarken kaybettiğimiz toplar, kalemize gol olarak döndü. Modern futbolun yerine getiremediğimiz en önemli şartlarından olan bu durum, en büyük handikapımız.

İdeal oyun planımız için ise hala umut var. Polonya maçında, 2. yarının başında Arda Güler’in oyuna girdiği andan Hakan’ın 71. dakikada oyundan çıktığı ana kadarki sürede topa hükmedişimiz gerçekten etkileyiciydi. İsmail ve Ferdi’nin sakatlıktan dönüşüyle birlikte fizik kapasitemizdeki açıklar önemli ölçüde kapanabilir. Tek ihtiyacımız; topu mümkün olduğunca rakip yarı alanda tutup, teknik kapasitemizin avantajıyla kilidi açmak. Umuyorum ki 18 Haziran’da oynayacağımız Gürcistan maçına kadar eksiklerimi kapatmış oluruz.


Futbol’da seçim dönemi

Beşiktaş ve Galatasaray’ın ardından, Fenerbahçe’de de başkanlık seçimi tamamlandı. Toplamda 16 bin 565 oy alan mevcut başkan Ali Koç, 10 bin 483 oy alan eski başkan Aziz Yıldırım’ı geçerek yeniden başkanlığa seçildi. Bu süreçte sadece sporda değil, Türk siyasi tarihinde bile uzun zamandır görmediğimiz bir olay yaşandı... Seçim süresi boyunca, yani yaklaşık bir aydır süregelen karşılıklı atışmaların ardından sonunda iki taraf da 8 Haziran Cumartesi akşamı televizyona çıkmaya karar verdi. Program soru-cevap ya da propaganda yapma şeklinde değil de, iki tarafın da yıllarca içinde biriktirdiklerini birbirlerinin yüzüne söylediği bir formatta oldu. 9 Haziran Pazar günkü oylamanın ardından seçimi kazanan Ali Koç, Aziz Yıldırım ile sahneye birlikte çıkıp el ele vererek tribünleri selamlamış; Aziz Yıldırım’ın Ali Koç’a destek açıklaması futbolda görmeyi özlediğimiz bu güzel görüntüyü taçlandırmış oldu.

Sırada 18 Temmuz’da gerçekleşecek olan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlık seçimi var. Umarım çıkacak sonuç ile sporseverler olarak, bu olaylı sezonun ardından futbolun “sadece sportif” yönünü konuşmayı özlediğimiz o ortama yeniden kavuşuruz.


Anadolu Efes pes etmedi

Türkiye Basketbol Ligi Play-Off final serisi tüm hızıyla devam ediyor. Türk basketbolunun iki lokomotifi; Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes, dün serinin 3. maçında karşı karşıya geldi. İlk iki maçta evinde beklentilerin çok altında kalıp 2-0 geriye düşen Anadolu Efes, deplasman gösterdiği dirençli oyunla Shane Larkin’in son saniye turnikesiyle 82-81 kazandı ve seriye tutundu.

Fenerbahçe Beko’nun iki maçtır Larkin üzerinde kurduğu yoğun savunmaya Anadolu Efes koçu Mijatovic, Derek Willis ve Ercan Osmani’den aldığı verimle yanıt vermeyi başardı. Erken faul problemi yaşayan Efes, özellikle Willis’in maçın kırılma anlarındaki sayıları farkın açılmasını önledi.

56-56 skorla girilen son çeyrekte birden fazla kırılma anı yaşandı; İlki Anadolu Efes 5 sayı geride iken Willis’in 3 sayılık atışı… İkincisi Fenerbahçe Beko’da Wilbekin’in zor bir üçlük deneyip kaçırması, ardından Anadolu Efes’ten Willis’in skoru 80-80’e getirmesi… Üçüncüsü ise Fenerbahçe’de Hayes-Davis’in serbest atışlardan birini kaçırması ve ardından Larkin’in son saniye turnikesi ile gelen Efes galibiyeti…

Son hücum setini çizen Anadolu Efes koçu Mijatovic’in de hakkını teslim etmek lazım. Maç, hatta seri boyunca Calathes’in markajından kurtulmakta zorlanan Larkin üzerinden kurduğu plan başarılı oldu. Eğer maç uzatmalara gitseydi, faul probleminden ötürü takımı geri düşebilirdi. Fenerbahçe Beko cephesinde ise bütün iş koç Jasikevicius’a düşüyor. Evinde son saniye basketi ile kaybedilen maçta takımını 12 Haziran’daki maç için yeniden motive etmesi gerekecek.