Bayburt’ta Picasso
Bayburt’ta Picasso
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
123456789
Bayburt’ta Picasso
Bayburt’ta Picasso
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
En yoğun tarihi eser iadesi ABD'den yapılıyor
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
The Guardian gazetesi X'te paylaşım yapmama kararı aldı
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
Beyonce üniversitede ders olarak işlenecek
123456789

Yeni Orta Vadeli Program: Dilek ve temenniler metni

Şenol Babuşcu

Bilindiği üzere Türkiye ekonomisinin 2023-2025 dönemine ilişkin yeni Orta Vadeli Programı (OVP) Resmi Gazete'de yayımlandı. Geçen yıl açıklanan üç yıllık hedeflerin tamamının revize edildiği OVP yine gerçekleştirilmesi çok zor tahmin ve hedeflerle dolu görünmektedir. Programla ilgili yeni rakamlar, önceki OVP’de yer alan bazı tahminler ile farklılıkları ve bunlarla ilgili değerlendirmeler aşağıda yer almaktadır.

İlk olarak OVP’de büyüme ile ilgili olarak 2023 büyüme hedefi yüzde 5, 2024 ve 2025 büyüme hedefi yüzde 5,5 olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla daha önceki programda yüzde 5,5 olarak belirlenen 2023 büyüme hedefi yüzde 5 olarak aşağı yönlü olarak revize edilmiş, 2024 yılı için yüzde 5,5 olan büyüme hedefi korunmuştur. 2025 yılı için de büyüme tahmini yüzde 5,5 olarak belirlenmiştir.

Milli gelir tahminleri hem TL ve hem de ABD doları cinsinden paylaşılmıştır. Bu tahminlere göre, ortalama dolar/TL kuru tahminleri 2022 yılı için 16,62; 2023 yılı için 21,52; 2024 yılı için 24,62; 2025 yılı için 25,76 olmuştur. Böylece, dolar kurunda 2022 beklentisi 9,27’den 16,62’ye yükseltilmiştir.

2022 enflasyon hedefi yüzde 65 olmuştur. Enflasyon hedefi 2023'te yüzde 24,9, 2024'te yüzde 13.8, 2025'te yüzde 9,9 olarak öngörülmüştür. Enflasyonun 2025 sonunda yüzde 9,9’a düşmesi hedeflenmektedir. Bu şekilde daha önce yüzde 8 olarak tahmin edilen 2023 yılı enflasyonu yüzde 24,9’a, yüzde 7,6 olarak hedeflenen 2024 yılı hedefi ise yüzde 13,8’e yükseltilmiştir. Daha önceki programda 2022 yılı için yüzde 9,8 ve 2023 yılı için ise yüzde 8,0 olan enflasyon hedefi sırasıyla yüzde 65 ve yüzde 24,9 olarak revize edilmiştir. Enflasyonda tek hane sözü ise 2025’e kalmıştır.

2022 için cari açığın GSYH’a oranı beklentisi yüzde 2,2’den yüzde 5,9’a, yüzde 1,5 olarak tahmin edilen 2023 cari açığı da yüzde 2,5’e yükseltilmiştir. 2024 yılı için cari açık beklentisi yüzde 1,4 olarak revize edilmiş, 2025 yılı için cari açık hedefi yüzde 0,9 olarak belirlenmiştir. Türkiye Ekonomi Modeli’nin temel yapı taşı olarak sunulan cari fazla verme iddiası OVP’de hiç yer almamıştır.

Programda bütçe açığı ile ilgili sürpriz yaşanmıştır. Haziran ayında getirilen ek bütçede yıl sonu bütçe açığı 278,3 milyar TL olarak öngörülmüştü. Bu öngörünün üzerinden henüz iki ay geçmeden bütçe yeniden revize edilmiş, OVP’de yıl sonu için bütçe açığı ciddi oranda artırılarak 461,2 milyar TL’ye yükseltilmiştir. Ayrıca ilk 8 aydaki 33,1 milyar TL’lik bütçe fazlasını hesaba katarsak yılın kalan dört ayında yaklaşık 494 milyar TL ilave açık oluşturulması planlanıyor demektir. Bu açık seçime hazırlık olarak yorumlanabilecektir.

OVP’de 2022 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65 olarak alınmıştır. Ağustos ayı sonu itibariyle Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı tartışmalı enflasyon rakamının yüzde 80 dolayında bulunduğuna göre, önümüzdeki dört ayda enflasyonda ciddi bir düşüş bekleniyor demektir. Bunu sağlayabilmek için ya başta enerji olmak üzere emtia fiyatlarında ciddi düşüş olması ya da Türkiye’ye bu dönemde büyük miktarda döviz girişi gerçekleşerek kurların büyük oranda gerilemesi gerekmektedir. Ancak bu iki olasılığın da enflasyonda ciddi gerileme yaratacak boyutta gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. Bir başka beklenti ise baz etkisine dayalı gerilemedir. Burada geçen yıl aralık ayında yaşanan yüzde 13,58 oranındaki yüksek aylık enflasyona göre bu sene gerçekleşecek düşük oranlı enflasyona güvenilmektedir. Ancak eylül ayı başında elektrik ve doğal gaza yapılan yüksek oranlı zamlar ve bu zamların diğer sektörlere etkileri, yaz mevsiminin bitmesiyle gıda fiyat artışları ile okulların açılmasının getirdiği ilgili sektörlerdeki fiyat artışları, aralık ayı öncesinde enflasyonun daha yukarı çıkacağının işaretleridir. Dolayısıyla sadece aralık ayının baz etkisiyle bu oranının tutturulması mümkün görünmemektedir. Ancak, yüzde 65 enflasyon tahmininin tutturulmasında piyasadaki gerçek durumlara değil, TÜİK’in açıklayacağı rakamlara güvenilmiş olabileceği göz ardı edilmemelidir.

Enflasyon konusunda ekonomi yönetiminin kafa karışıklığını ve öngörü yetersizliğini gösteren bir başka durum da çok sık revizyonlara gidiliyor olmasıdır. Nitekim 28 Temmuz 2022’de T.C. Merkez Bankası tarafından açıklanan enflasyon raporunda yüzde 60,4 olarak tahmin edilen 2022 yılsonu enflasyon oranı, aradan bir aylık geçen sürede bu defa OVP’de yüzde 65’e yükseltilmiştir. Enflasyonla ilgili bu örnek, OVP’de yer alan tüm rakamların gelecekteki geçerliliğinin sorgulanmasını gerektirmektedir.

Önemli bir nokta da 2023 yılında hem cari açığın düşürülmesi hem de bütçe açığının 2022 yılı ile aynı düzeyde tutulabilmesinin ne derece mümkün olduğudur. 2023 yılı seçim yılı olması nedeniyle yılın ilk yarısında olası vergi indirimleri ve kamu harcamalarındaki artış, yüzde 3,5 oranındaki bütçe açığının gerçekleşmesini çok olası kılmamaktadır. Cari açığın da aynı nedenle tutturulması zor görünmektedir. Enerji fiyatlarında düşüş varsayımına dayandığı düşünülen cari açık tahminin tutturulmasının seçim yılının getireceği uygulamalarla gerçekleştirilmesi zor görünmektedir.

2023 yılı için kamu kesimi genel dengesine baktığımızda, bütçe açığının 2023 yılında önemli ölçüde artacağı, KİT’lerin açığının 430 milyar TL’den 97,2 milyar TL’ye düşeceği tahmin edilmektedir. Toplamda da kamu kesimi dengesi açığının 862 milyar TL’den 748 milyar TL’ye düşmesi beklenmektedir. KİT’lerin açığındaki bu düşüşün nasıl sağlanacağı belirgin olmamakla birlikte yine enerji fiyatlarındaki düşüşe güvenilmesi muhtemeldir. Ancak enerji fiyatlarının ne kadar gerileyeceği belli olmayıp, kur artışını da dikkate alırsak, sadece buna dayalı KİT’lerin açıklarının bu kadar azalması mümkün görünmemektedir. KİT’lerin açıklarındaki düşüşü sağlamanın ikinci yolu ise KİT ürünlerinin fiyatlarının ciddi şekilde artırılmasıdır. Böyle bir artış yapıldığı taktirde ise enflasyonda sıçrama olacağı ve 2023 hedefine ulaşılamayacağı açıktır.

Diğer bir konu kurlarla ilgilidir. Sermaye girişlerinin büyük ölçüde durduğu ve gelecek için de giriş olacağının beklenmediği bir ortamda, önümüzdeki yıl kur nasıl ortalama 21,52’de tutulacaktır, belli değildir. Halen sadece Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve nereden geldiği belli olmayan yüksek miktarlı para girişleri ile bile zor tutulan kurun, sürekliliği olmayan bu politikalarla kontrol altında tutulabilmesi mümkün değildir. Cari açığın OVP’deki çok iyimser tahminlerle düşeceği varsayımının gerçekleşme olasılığının da düşük olduğunu düşünürsek, döviz kurlarının 2023’te de saatli bir bomba niteliği taşıdığını söyleyebiliriz. Kurlardaki bu çok gerçekçi olmayan tahminler kurlara bağlı diğer tüm tahminlerin de gerçekleştirilebilirliğini zorlaştırmaktadır.

Sonuç olarak; artık zoraki hazırlandığı düşünülen OVP’deki tahmin ve hedeflerin önemli bir bölümünün gerçekleştirilebilmesi, yukarıda değerlendirmelerimiz çerçevesinde olası görünmemektedir. Ülkedeki kurumlarımızın OVP’den daha çok kendi yaptıkları değerlendirmelerle geleceğe hazırlanmaları doğru olacaktır. Bu değerlendirmelerde önümüzdeki yılın seçim yılı olduğu da mutlaka dikkate alınmalıdır.