TÜKETİCİ GÜVENİ NEDEN SÜREKLİ DÜŞÜŞ TRENDİNDE?

Adalet Hazar

Merhaba,

Finansal konulardan orta ve uzun vadeli kopmak mümkün değil. Çünkü yaşamın bir parçası. İstesek de istemesek de bir şekilde para ile ilgili konular yaşantımızın odak noktasında yer alıyor. Para birçok konuda araç fonksiyonuna sahip olmakla birlikte, vazgeçilmez olduğunu da aklımızın bir köşesinde tutmamız gerekiyor.

Bu nedenle finans konularına 1 hafta ara verdik. Uzun bile oldu bence.

Aslında tam da 1 ay önce 25 Kasım’da bu konuyu konuşmuştuk. Peki bugün neden gündemimizde?

Çünkü güncel veri açıklandı. "Gidişat nereye?" sorusunun yanıtını sürekli izlemekte yarar var. Geçtiğimiz ayki yazıda konuya daha çok teknik açıdan bakmış, biraz da güncel veri ile ilgili teori ne söylüyor konuştuk. Şimdi tüketici güveni ile ilgili seriye biraz daha eskiye giderek bakalım istedim. Veriyi 2004 yılına kadar geriye taşıdım (Çünkü TÜİK’te ulaşılabilen geçmiş veriler bu tarihten itibaren.). 2004’ten itibaren aylık olarak açıklanan tüketici güven endeksi, kritik sınır ve eğilim çizgisini de ekleyerek oluşturduğum grafiği aşağıda paylaşıyorum.

Grafikteki yeşil çizgi kritik sınırı, kırmızı noktalar eğilimi, lacivert zigzaglı çizgi de TÜİK tarafından açıklanan tüketici güven endeksini gösteriyor. Haziran 2004’ten itibaren kritik sınırın altında kalan tüketici güveni 19 yıldır sadece 2 defa (Nisan 2006 ve Eylül 2007) kritik sınıra dokunabilmiş, bunun dışında hep kritik sınırın altında ve genel eğilim olarak da aşağı yönlü hareket etmiş.

Peki konuya makro olarak baktığımızda tüketici neden beklentilerini genel olarak hep düşürme yani kötüye doğru yönlendirme eğiliminde?

Bu göstergeye umudun ve buna bağlı beklentilerin göstergesi de diyebiliriz. Giderek geleceğe ilişkin umutları kırılan, sıkılıkla beklentileri gerçekleşmediği için hayal kırıklığı yaşayan tüketici yani vatandaş, ekonomik açıdan olumsuz yönlü gelişmeler oldukça bu hayal kırıklığını artırarak geleceğe taşımakta ısrar ediyor.

Sağlıkla kalın, umutlu kalın. . .

“Bütün dünya vazgeç dediğinde, umut fısıldar; bir kere daha dene.”

Anonim