Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

MALAZGİRT VE BÜYÜK TAARRUZ HEPİMİZİNDİR

Başyazı -

26 Ağustos tarihimizin en önemli sayfalarından biridir. 

26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ile bir daha kapanmamak üzere Anadolu’nun kapılarını açtık. 

26 Ağustos 1922 Büyük Taarruz’un ardından elde ettiğimiz 30 Ağustos Zaferi ile emperyalizmi bir daha sokmamak üzere Anadolu’dan çıkardık.

İki büyük zafer de kutlu olsun.

951 yıl önceki Malazgirt Zaferi'nin mimarı Alpaslan’ın Bizans Kralı Romen Diyojen’i esir aldıktan sonra aralarında şu diyaloğun geçtiği genel kabuldür.

Alpaslan sorar:

-Sen beni esir alsaydın ne yapardın?

Diyojen çekinmeden yanıt verir:

-Ya öldürürdüm ya da zincire vurup Konstantinopolis sokaklarında dolaştırırdım!

Alpaslan’ın yanıtı şu olur:

-Ben sana daha ağır bir ceza veriyorum; affediyorum!

Malazgirt’ten 851 yıl sonra yine bir 26 Ağustos günü, 1922’de Anadolu’nun kaderi bir kez daha değişir. Emperyalist ülkelerin politikalarını uygulamak üzere Anadolu’yu işgal eden Yunan ordusuna karşı tarihin en iyi planlanmış taarruzlarından birini başlatan Mustafa Kemal, birkaç gün içinde sonuç alır. 30 Ağustos’ta ilan edilen zaferin ardından Yunan ordusunun Başkomutanı Nikalaos Trikupis esir alınır. Tarihin akışına bakın ki, Mustafa Kemal de Alpaslan gibi düşman ordusunun başkomutanını esir alır.

Mustafa Kemal de Trikupis’e insani davranır. Mustafa Kemal, Trikupis'e, eşini arayıp sağlık durumunun iyi olduğunu söylemesini ister. Onu şöyle teselli eder:

“Üzülmeyin general… Napolyon da esir düşmüştü!”

Alpaslan ve Atatürk’ün zafere giden yolu döşerken akla ve bilime de önem verdiğini vurgulamak gerek. 

Unutulmamalı ki, Alpaslan’ın veziri Nizamülmülk’tü.  

Nizamülmülk’ün yazdığı Siyasetname bugün de siyaset biliminin başvuru kitapları arasındadır.

Atatürk, Büyük Taarruz’un ardından 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi. “Başardık, bitti paşam” diyen çevresine şu yanıtı verdi:

“Hayır, şimdi başlıyor…” 

O “başlangıç” aklın ve bilimin ışığında yeni bir devletin, cumhuriyetin kurulması idi.

Bugün zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’un 100. yılı…

Bugün Malazgirt Zaferi'nin 951. yılı…

Kutlu olsun…

Her iki zafer de tarihimizin altın sayfaları arasındadır.