Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

“KUŞ KANADIYLA İNSAN MERAKIYLA UÇAR”

Bahar Eriş

Çocuğunuz okulda ve hayatta başarılı olsun istiyorsunuz. Hayattan tatmin alsın, yaşama sevinci sönmesin istiyorsunuz. Yetenekleri parlasın, potansiyelini gerçekleştirsin istiyorsunuz. Yaratıcı çözümler geliştirebilsin, kendine ve dünyaya faydalı bir insan istiyorsunuz.

Peki bunların gerçekleşebilmesinde, zekâ ya da akademik başarının ötesinde, merak duygusunun çok önemli olduğunu biliyor musunuz?

Merakın neden önemli olduğunu merak ediyor musunuz?

“İşin aslı şu ki kamuoyu her şeyi öğrenmek konusunda doymak bilmez bir meraka sahiptir, bilinmeye değer şeyler hariç” der Oscar Wilde.

Yukarıdaki sorulara cevabınızın “Evet” olduğunu umarak, yazmaya devam ediyorum.

Merak neden önemli?

Son dönemdeki beyin araştırmalarına göre, merak okulda öğrenilenlerin miktarını, anlayışın derinliğini ve öğrenilenleri akılda tutma süresinin uzunluğunu belirleyebiliyor. Meraklı kişiler hem öğrenmeye daha istekliler hem de öğrendiklerini daha çok hatırlıyorlar*.

Yaratıcı insanların, buluşlara imza atanların, hayattan tatmin alanların hayat hikâyelerinin ortak noktası da bitmeyen öğrenme merakları. Onları yaratıcı ve zeki yapan da bu zaten. Merak, yaratıcılıkla çok ilintili çünkü başkalarının aklına bile gelmeyen soruları araştırmaya, derinlemesine incelemeye yöneltiyor. Çalışmayı oyuna dönüştürüyor. Einstein için izafiyet, sınav için ezberlemesi gereken zor konularla dolu bir kitap demek değildi, heyecanla çözmeye çalıştığı bir gizemdi. Dolayısıyla sınıfta konuyu ezberlemeye mecbur tutulan bir öğrenciden farklı olarak, çalışmak ona hiçbir zaman çalışmak gibi gelmemişti.

Merak, okul başarısı düşük bir çocuğu hayatta bambaşka yerlere taşıyabilir. Charles Darwin örneğini ele alalım. Darwin, küçükken her şeyi çok yavaş öğrenen bir çocuktu. O da Einstein gibi kötü bir öğrenciydi. Öğretmenleri ve babası zekâsının çok düşük olduğunu düşünüyordu. Oysa sorun okuldaki konuların ilgisini çekmemesiydi. Doğaya, bitkilere aşırı meraklıydı. Babası köpek sevmekten, fare yakalamaktan başka bir şey bilmediğini, aileyi rezil edeceğini söylüyordu. Öngörüsünde fena yanılmıştı. Darwin’i Darwin yapan, şüphesiz ki tükenmez merakıydı.

Güzel haber şu ki merak hepimizde olan bir kapasite. Bilme arzusuyla dünyaya geliyoruz. 3-5 yaş arası bir çocuk, her gün ardı arkası gelmeyen yüzlerce soru sorabiliyor çünkü etrafındaki dünyayı samimiyetle anlamak istiyor.

Sonra bir şeyler oluyor; ateş yıllar içinde yavaş yavaş cılızlaşıyor ve bazen tamamen sönüyor. Neden?

Merak nasıl sürdürülebilir?

Merakın yaşaması ya da ölmesi şüphesiz sayısız faktöre bağlı. Bu yazıda özellikle ebeveynler ve öğretmenlerin neler yapabileceği üzerinde duracağım.

1. Ebeveyn olarak merak konusunda nasıl bir modelsiniz? Massachusetts’teki Williams College’dan Prof. Susan Engel, son yirmi yıldır bu konuda araştırmalar yapıyor. Yaptığı bir deneyde, anaokuluna giden çocukları incelemiş. Çocuklar ayrı bir odaya alınmış. Ebeveynlerini aynalı bir camdan izlemeye başlamışlar. Ebeveynin önündeki bir masaya bazı eşyalar konmuş. Bir kısım ebeveyn, masadaki eşyalar ile oynamış. Bir kısım ebeveyn sadece masaya bakmış. Bir kısım da başka bir yetişkinle sohbet ederken hiçbir şeyle oynamamış.

Daha sonra aynı eşyalar incelemeleri için çocuklara verilmiş. Hangi çocuklar ne yapmış dersiniz? Ebeveyninin eşyalara dokunduğunu, incelediğini gören çocuklar da aynısını yapmaya meyilliymiş. Eşyalara dokunmayanların çocukları da dokunmamış.

O halde ilk soru şu: Ebeveyn olarak merak konusunda çocuğunuza nasıl bir model teşkil ediyorsunuz? Siz dünyaya karşı merak duymuyorsanız ya da merak duyduğunuz şeyler magazin haberleri ve kedi videolarının ötesine geçmiyorsa, çocuğunuz da izinizden gidebilir.

2. Çocuklarınızla nasıl konuşuyorsunuz? Merakın yaşaması ya da sönmesinde önemli bir diğer mesele de çocuklarla yapılan konuşmaların niteliği. Aynı araştırmacı, 12 ailenin akşam yemeği sohbetlerini kaydetmiş. Bazı ebeveynler çocuklarının sorularına devamlı düz cevaplar veriyormuş. Yanlış bir şey söylemeseler de ilgiden yoksun bu tavır da merakı söndürebiliyor. Çocuğun sorusuyla ilgilenen, başka sorularla derinleştiren, konu üzerinde konuşan ebeveynlerin çocukları daha meraklıymış.

Çocuklarınızla nasıl konuşuyorsunuz, hiç dikkat ettiniz mi? Sorularına ilgi gösteriyor musunuz? Yoksa sırf geçiştirmek için mi cevap veriyorsunuz?

3. Sınıf ortamı merakı ne kadar besliyor? Öğretmen çocuğun meraklı sorusu karşısında nasıl bir tavır izliyor? Çocukları sınavlara hazırlama, müfredatı yetiştirme telaşı ile çocukların özgün soruları cevaplanmadığında, susturulduğunda ya da ilgi görmediğinde, merak sizlere ömür.

Ezbere dayalı eğitim sistemi de ayrı bir sorun. Merakı ve öğrenme sevgisini ezber zorunluluğu kadar körelten çok az şey var. “Merakın resmi eğitimde hâlâ hayatta olması bir mucize” diyor Einstein. Çocukların hayatlarında karşılığı olmayan, onları ilgilendirmeyen içerikleri ezberlemeleri gereken bir ortamda merak duygusu can çekişiyor. Okulda beslenmeyen merak, ev ortamında da beslenmiyorsa, zamanla yavaş yavaş yok olabiliyor.

4. Denemeye ne kadar yer var? Bir deneyde, bir fen dersindeki dokuz yaşındaki çocuklar incelenmiş. Çocuklar sirke, karbonat ve sudan oluşan karışıma kuru üzüm katmışlar. Baloncuklar sayesinde üzümler su üstünde yüzüyor mu yüzmüyor mu diye bakmışlar. Derslerin yarısında, öğretmen talimatı verip çocukları deneyle baş başa bırakmış. Diğer yarısında ders planından sapıp “Haydi bir de içine bonibon atalım, bakalım kuru üzüm yerine bunu atarsam ne olacak” sorusunu sormuş.

Öğretmenin merak dolu ifadesini gözlemleyen çocuklar, derse daha şevkle katılmış, öğretmen gittikten sonra bile çabaya devam etmişler. Kontrol grubunda ise tam tersi olmuş.

5. Hatalara engel olmaya mı çalışıyorsunuz? Bazı çocuk soru sorunca aptal görünmekten korkar, çünkü sorularına “saçma” denilir ya da gülünür. Böyle böyle soru sormaktan korkar, zamanla vazgeçebilirler.

Soru sormakla ilgili ufak bir bilgi: Birçok araştırmaya göre, anne babalarının daha çok soru sorduğu çocuklar da daha çok soru soran çocuklar oluyor. Genellikle orta ve üst eğitim ve gelir seviyesinden ailelerin çocukları “neden” ve “nasıl” sorularını daha çok soruyorlarmış. İyi haber şu ki eğitim ve gelir seviyesi ne olursa olsun her anne baba aynısını yapabilir.

6. Oyuncak seçimi merakı ne kadar besliyor? Araştırmalar, bebeklerin ve çocukların oyun oynarken aslında bir nevi deney yaptığını söylüyor. Dünyanın işleyişini bu şekilde keşfediyorlar. Bilgiyi tepside sunmak, keşfe olanak tanımamak, merakı köstekliyor.

Oyuncak seçimi de önemli. Hiç düşündünüz mü, çocuklar niye oyuncakların kendisinden çok kutularıyla oynuyor? Çünkü kutu, çocuğun istediği her şey oluyor. Hayal gücünü harekete geçiriyor. Birçok oyuncak hayal gücüne, meraka yer bırakmıyor oysa.

Listeyi uzatmak mümkün ama işin özü net: Bırakalım çocuklar keşfetsinler, hata yapsınlar, deneyip yanılsınlar. Böylelikle öğrenmek zevke dönüşür ve merak ateşi ömür boyu yanmaya devam eder.

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…

Dilimizde merakla ilgili olumlu bir söz olmaması da ilginç bir diğer durum. Değişim dilden başlıyor. Bu bilinçle Eğitim Reformu Girişimi (ERG), konuyla ilgili farkındalık yaratmak için sosyal medya kanalları üzerinden bir kampanya başlattı. Türkiye'yi "Merak Atasözleri" kitapçığını birlikte oluşturmaya davet ediyor.

"Toplumda merak duygusunu uyandıran nesil biz olabiliriz" çağrısıyla, toplumun her kesiminden, hayatında meraka yer vermiş kişileri, www.merakedenler.org üzerinden ve sosyal medya kanallarında #MerakEdenler etiketini kullanarak kendi atasözünü yazmaya davet ediyor. İşte yeni sözlere bazı örnekler:

"Merak zihnin can suyudur."

"Kuş kanadıyla insan merakıyla uçar."

"Meraksız soru, sorusuz düşünce olmaz."

"Merak, yola çıkmaktır."

Meraka dair yeni ve güzel şeyler söylemek lazım.

Siz de kendi sözünü yazmaya ne dersiniz?


* Robson, D. (2019). The Intelligence Trap: Why smart people do stupid things and how to make wiser decisions. London: Hodder & Stoughton. Tapper, A. (2021).