Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Afyonkarahisar’daki 2.600 yıllık anıtın gizemi çözüldü
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Tarihin bilinen en eski alfabesi
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Gevaş İlçe Halk Kütüphanesi hizmete sunuldu
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
123456789

ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLMAYACAKTIR

Ali Arif Aktürk

Ben çocukluğumdan beri satranç oyununu çok severim. Satrançta hamleler ve birkaç adım sonrası stratejileri belirlemek beni hep cezbeder. Şu anda maalesef gündemi tartışanlar çok sığ bir şekilde hemen her gün cumhurbaşkanlığı seçimini tartışıyor, adayları tartışıyor.

Bugün önemli bir ortamda dile getirdiğim senaryoyu sizin de görüşlerinize açacağım. Önce bir durum tespiti yapayım.

1) 2023 yılı tüm dünya için zor bir yıl. Resesyon ve yüksek enflasyonla mücadele, Avrupa’da Ukrayna krizi, düşük profilli ve liderlik vasfı düşük siyasi yöneticilerle birlikte ekonomik açıdan daha da zorlu bir döneme girecektir. Bu durum Türkiye ekonomisini de derinden etkileyecektir. Türkiye’nin ekonomik kırılganlığının yanında inanılmaz boyutlara ulaşmış dış ticaret açığı ve en büyük ihraç pazarımız Avrupa’nın da artık kapanmış olması 2023 yılını daha da zorlaştıracaktır. Üstelik seçimler öncesi alınan popülist kararlar, enerji fiyatlarının sübvansiyonu, sınır ötesi askeri operasyonların maliyetleri ile kaynak ihtiyacı, seçimlerden sonra ciddi bir kemer sıkma politikası uygulanmasını kaçınılmaz kılıyor. Seçimler sonrası yeni seçilecek cumhurbaşkanı bu gerçeklerle karşılaşacaktır.

2) Seçimlerden yaklaşık 9-10 ay sonra yerel seçimler yapılacaktır. Yeni seçilmiş bir cumhurbaşkanının uygulayacağı kemer sıkma politikası tümüyle yerel seçimlerin sonuçlarını etkileyecektir.

3) Şu anda ki senaryoların içerisinde bir tanesi de Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimleri kazansa da TBMM’de çoğunluğu alamamasına ilişkindir. Yabancı yayınlarda da en çok bu senaryoya ihtimal verilmektedir. Bu durumda bir kanadı kırık, cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile götürmeye çalışacağı ve kemer sıkma politikası uygulayıp yerel seçimlere 'topal ördek' olarak girme ihtimali de masa da olacaktır. Bu durumda hem TBMM'de azınlıkta olacak, hem de yerel seçimlerde kaybetmiş bir AKP’nin 2028’e kadar sürdürmesi imkansız olacaktır.

4) Bugün Sayın Erdoğan’a sorsanız eminim ki o da %50+1 ile seçilen ve zorunlu olarak fiili olarak bir koalisyon yapmak zorunda kaldığı bu sistem yerine, 2002’de ki gibi %34 ile seçimleri kazandığı ve kendi tasarladığı yeni bir parlamenter sistemi tercih edeceğini düşünüyorum.

5) Sayın Erdoğan'ın kazanamama ihtimali %1 bile olsa işi riske atıp aday olabileceğini hiç düşünmüyorum. Böyle bir durum 20 yıldır her girdiği seçimi kazanmış birinin alacağı en büyük darbe olacaktır.

Şimdi benim iddiam, ya da senaryom şu;

1) Sayın Erdoğan sürpriz yapıp cumhurbaşkanlığına aday olmayacak. Yerine mesela şu sıralar çok PR’ı yapılan Kızıl Elma, İHA, SİHA kahramanı Selçuk Bayraktar’ı aday gösterecek. Böylece kendisine akil, fedakar ve günü geldiğinde bırakmasını da bilen bir lider profili çizecektir.

2) Kendisi partisinin başında Üsküdar’dan birinci sıradan milletvekilliğine aday olacak. Şu anda Sayın Erdoğan’ın aksine kan kaybeden AKP’ye de böylece lokomotif olacak ve TBMM’de büyük çoğunluğu hedefleyecektir.

3) Eğer AKP’nin adayı seçilirse bu bir ikramiye bile olabilir. Yerel seçimler öncesi alınacak kararlarda imzası olmaz ve alınacak kararların sonuçlarını, "yeni cumhurbaşkanının acemiliği" diye kamuoyuna anlatmaya çalışır.

4) Ama Sayın Kılıçdaroğlu gibi mülayim, uzlaşmacı bir cumhurbaşkanı ile yerel seçimler öncesi hem gereken kemer sıkma kararlarını ona aldırır, hem de ivedilikle kendisinin tasarladığı parlamenter sistemi için altılı masanın da hep istediği parlamenter sistemle ilgili Anayasa değişikliği teklifini altılı masadan önce verir. Hemen herkesin konsensüsü ile referandum yapılmadan bu TBMM tarafından kabul edilir.

5) Sonra Mart 2024’de yerel seçimlerle birlikte yapılacak erken genel seçim kararı ile partisinin başında hem milletvekili seçimlerini, hem de yerel seçimlerini kazanmayı hedefler ve özellikle de Ankara, İstanbul gibi yerleri kazanmayı hedefler.

6) Zaten alınacak ekonomik tedbirler sonucu ortaya çıkacak olumsuz ortamı da, “Bunlar beceremiyor. Ben yeni parlamenter sistemde iktidara gelip, düzelteceğim” iddiası ile ortak seçimlere katılacaktır.

Bu senaryomu anlattığım kişilerin ilk tepkileri, "Sayın Erdoğan bir gün bile icraatı bırakıp hesap sorulma riskini alamaz" şeklinde oldu.

Bir kere hem eski, hem de mevcut Cumhurbaşkanlarının dokunulmazlıkları mevcuttur ve TBMM’nin onayına tabiidir. O nedenle TBMM’de azınlıkta kalma ihtimali onun için daha risklidir. Kaldı ki bir de TBMM'ye milletvekili olarak da girecektir. Oradan da dokunulmazlığı olacaktır.

Bu anlattığım senaryoyu bazıları hayalci bulabilir. Ben bu senaryoyu bir sistem mühendisi olarak oyun kuramı, oyun teorisi kapsamında tartışmak üzere ortaya atıyorum. Bu senaryoyu komik bulanın da, tartışmaya değer bulanın da, katkı sağlamak isteyenin de bana Twitter’den yazmasını rica ediyorum.