Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Şefika Kutluer Festivali 24 Kasım'da başlıyor
Dünyanın en pahalı muzu
Dünyanın en pahalı muzu
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Mehmet Ali Erbil hakkındaki iddianame
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
Uğur Dündar'a açılan babalık davası
123456789

Yeni bir heyecan…

Yusuf Kanlı

Cadde TV, 28 Kasım 07.00 itibarıyla test yayınlarını sona erdirerek Türk seyircisine merhaba dedi. Bu merhaba nasıl koşullar altında geldi? Anlamı ne? TRT’den sonra ilk kez Ankara merkezli bir televizyon yayın kuruluşu hayata geçmiştir. Bu ne demektir? Ama önce mevcut durumu bir değerlendirelim.

Türkiye’de medya sektörü varoluşsal tehditler ve zorluklarla dolu siyasi ortam içinde çok ciddi bir kutuplaşma içerisinde mesleğin temel kurallarını ve anayasal görevlerini yerine getirebilme kapasitesini büyük oranda maalesef kaybetti. 

Yapılan çeşitli araştırmalara göre, günümüz Türkiye halkının sadece yüzde 30'u haber alma hakkını televizyon ve radyolarda kullanmakta, ülke genelindeki yaygın medya tiraj toplamı 2,5 milyonun altına gerilemiş durumda, yerel medya kuruluşları ise var olabilme mücadelesi içerisinde. 


Sorun sadece teknolojik ilerleme değil 

Elbette iletişim alanındaki gelişmelere paralel olarak sadece Türkiye’de değil tüm dünyada klasik iletişim mecraları, yenileriyle yarışa girmek zorunda bırakılmışlardır. Değişen koşullara ve imkanlara tehdit gibi bakılabileceği gibi aynı zamanda bunlara gelişme gerekliliği ya da fırsatı da diyebiliriz. Daha dün birçok bir milyon tiraja yakın gazetemiz varken, bugün ülke yayını yapabilen medya organlarının toplam tirajı zorlukla 2,5 milyona ulaşabiliyor ve yine aynı dönemde televizyondan haber alabilme oranı %30’a gerilemişse, sıkıntının sebebinin sadece iletişim teknolojisindeki gelişmeler olması mümkün değildir.

Yaklaşan seçimlerin ve güya-dezenformasyon yasasının ertelenen bölümleriyle birlikte tümden uygulamaya girmesiyle, yerel ve yaygın Türkiye medyasının uzaya giden roketle yarışır şekilde fırlamaya devam eden gider kalemlerine rağmen resmi ilan gelirlerindeki öngörülen düşüş, büyük olasılıkla başka kalemlerden destek sağlanması umuduyla ayrık otu gibi kenarda köşede kalan birkaç eleştirel medya organlarının da “ehlileştirilmesi” sonucunu doğurabilecektir.

Bugün dezenformasyon yasasında sunulan bir parmak bal ile kendilerinin de resmi ilan, dolayısıyla devlet desteği, alacağı beklentisindeki elektronik yayın kuruluşlarının ise tıpkı besleme havuzundaki balık haline geldiğini, siyasi iktidarın emrindeki Basın İlan Kurumu tarafından ne kadar ciddi bir “ehlîleştirilme” operasyonuna tabi olacağını öngörmek, günün Türkiye gerçekleri çerçevesinde hiç de abartı olmayacaktır.


Ülke ciddi bir dönemden geçiyor

Ekonomik sorun ve seçimin yaklaşmasıyla güvenlik-siyaset krizi olasılığı tabii ki ciddi. Ancak bu durumların derinleşmesiyle Türkiye medyasının içerisine yuvarlandığı kutuplaşma balçığı daha da genişleyecektir. Halen yüzde 90’ı aşan bir oranda siyasi iktidarın doğrudan veya dolaylı kontrolünde olan ya da varlığını tamamıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan veya iktidar aleyhtarlığına bağlamış yüzde 7-8’lik grup, daha da konsolide olacak ülke halkının haber alma hakkını kullanması önünde daha da yüksek bir siyasi vesayet duvarı örecektir.

Bu açıdan Ekonomim.com haline dönüşen Dünya gazetesinin, sadece bir ekonomi medya kuruluşu değil, tüm zorluklara rağmen bağımsız bir haber yayını olarak devam etme kararlılığı içinde olduğunu görmek içimizi ısıttı. Tüm arkadaşlara gönülden tebrikler, teşekkürler.

Ülkenin ve medyanın içerisinde olduğu bu ortamda yeni bir haber portalı, televizyon, radyo ve meslek eğitim atölyesi, yayınevi gibi bir çalışmaya girmek doğrusu cesaretten fazla bir şeyler gerektiriyor. Bu çalışmada sevgili Mustafa Balbay, Nur Batur, Bülent Çaplı ve Üstün Dökmen hocalarımızla birlikte yayın kurulunda bulunmak bir onur.


Haber kutsal, yorum hür 

Cadde TV ne olacak, bugünden söylemek çok zor. Umarım bağımsız ve özgür bir ses olarak bu dağınık ve gerçekten çok ciddi tuzaklarla dolu, siyasi tahakkümün doruğa çıktığı, gazeteciliğin yerini kamu ilişkileri çalışmaları ya da doğrudan propaganda faaliyetlerinin aldığı bu dönemde Cadde TV’nin ne olmayacağını biliyorum, bilmek istiyorum. Mesela, Cadde TV sıfat takıntılı bir kanal olmayacak. Ekranını sadece muhalefete ya da sadece iktidara değil, seçime girme hakkına sahip tüm siyasi partilere açık olacaktır. Haber kutsaldır, yorumla kirletilmemelidir. Haberde bağımsız, yorumda hür olmaya çalışacak, habere yorumun katılmasına müsaade etmeyecek, ancak yasaların izin verdiği genişlikte serbest ve özgür yoruma imkan tanıyacaktır.

Demokrasilerde her seçim yeni bir umut, sıcak yeni bir güneştir. Yaklaşmakta olan seçimde halkımızın serbest ve özgür bir şekilde hür ve bilinçli iradesini sandığa yansıtabilmesinin temel şartı, tüm ülke ve dünya konularına tek açıdan değil, tüm açılardan ve objektif bilgilendirilmesidir. Cadde TV umarım bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.